BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaMakro Ekonomi30 yıllık faizlerle tahvil çıkarılmalı ----

30 yıllık faizlerle tahvil çıkarılmalı

30 yıllık faizlerle tahvil çıkarılmalı
30 Mart 2013 - 17:05 www.finansgundem.com

Maliye Bakanı Şimşek: Bizim derdimiz özel sektörün ölçek kazanması. Bunun için BBB-'nin de üstünde yatırım yapılabilir seviyede not lazım

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye'nin not artışının, özel sektörün sermaye benzeri, uzun vadeli, düşük maliyetle çok uzun vadeli krediye erişmesi ve uluslararası tahvil piyasasına girmesi anlamına geldiğini söyledi.
Bakan Şimşek, Bursa Valiliği ile Capital ve Ekonomist dergilerinin iş birliğiyle düzenlenen, Anadolu Ajansının medya sponsoru olduğu ''Uludağ Ekonomi Zirvesi''nde, İngiltere'nin Ankara Büyükelçiliği tarafından verilen Gala yemeği sonrasında basın mensuplarıyla bir süre sohbet etti.
Avrupa Birliği (AB) için milli gelirin, sabit fiyatlarla 2007'de 100 olarak ele alındığında, şu anda 98'in altında olduğuna dikkati çeken Şimşek, bu durumu ''Tam 5 yıl heba oldu'' diye nitelendirdi.
İngiltere'nin vergileri artarak, kamu finansman dengeleri açısından gelecek baskıyı engellediğini aktaran Şimşek, düşük faiz oranlarıyla borçlanmaya devam eden İngiltere'de Merkez Bankası'nın inanılmaz düzeyde para basarak, en fazla para basan ülke olduğunu kaydetti.
İngiltere'nin 500-600 milyar dolar para basarak, devlet kağıdı aldığını belirten Şimşek, ''OECD en son bugün onlarla bilgi bir rapor yayınladı; üçüncü dip olmayacak diye. Dolayısıyla 3. bir dipten bahsediliyor. İngiltere için 3. bir dip yaşanmayacak deniyor. AB'de de durum pek farklı değil. Öncü göstergelere bakarsanız bir toparlanma var'' diye konuştu.
Avrupa'nın zayıf noktalarının tamamen aşağıya çekildiğine işaret eden Şimşek, ''Nasıl ki Avrupa bizi geçen yıl aşağıya çekti ise Avrupa'nın zayıf bölgeleri de daha rekabetçi olan kuzey bölgelerini de aşağıya çekmeye başladı'' dedi.
-''Büyük resimde bir toparlanma var''-
Toparlanmaya Avrupa'nın da dahil olup olmadığına ilişkin bir soru üzerine Bakan Şimşek, ''Kiminle konuştuğunuza bağlı, Roubini'yi dinlerseniz, 'ümit yok' der her halde. Krugman'ı dinlerseniz 'iyimserliğe zemin yok' der ama ben onlaar bakmıyorum. Öncü göstergelere bakıyorum. Ona baktığımda da büyük resimde bir toparlanma var, göreceli bunlar. Geçen yıl AB yüzde 0,6 küçüldü, bu sene küçülmemek bir toparlanmadır'' değerlendirmesini yaptı.
Japonya'nın Maastriht kriterlerini yakalayabilmesi için borcun milli gelire oranını her yıl 20'şer puan düşürmesi gerektiğine dikkati çeken Şimşek, ''Bu olası mı- Değil. Japonya dünya ekonomisinden giderek azalan bir pay alacak. AB de giderek küçülen pay alacak. ABD belki yerinde sayar. belki o da... Çin iki yıla kalmaz geride bırakabilir ama Türkiye gibi ülkeler önemli'' şeklinde konuştu.
''Her taraftan para fışkırıyor, para basıyorlar. Bunları geri mi çekecekler'' şeklindeki bir soru üzerine Bakan Şimşek, talep olmayınca basılan paranın enflasyon yaratmadığını söyledi. Şimşek, ''Bu uzun ve orta vadeli bir konu. Genelde geleneksel ortodoks ekonomi literatürü, bu işin sonunun iyi olmadığını söylüyor. Çok da fazla bir seçenek yok. OECD ülkelerinin borcun milli gelire oranı yüzde 111. AB'de yüzde 90'ların üzerinde. ABD'de yüzde 100'ün üzerinde'' dedi.
-''Bu yıl büyüme bir miktar hızlanacak''-
Bakan Şimşek, ''Cari açığı büyütmeden nasıl büyüyeceğiz'' sorusuna da, ''Kolay değil. Pazartesi açıklanacak büyüme rakamları Türkiye standartlarına göre mütevazı. Şunu unutmayın. En büyük ticaret ortağınız küçülmüş. Avrupa'da iç talep çökmüş. Sadece Avrupa'da olsa... Yanı başımızda da bizi meşgul eden jeopolitik gerginlikler var. Üçüncü olarak petrol fiyatları hep bizim aleyhimize gelişmeye devam etti. Bizim bütün dengelerimizi olumsuz etkiliyor. 3 tane şok var. Bir de bizim en başından beri cari açığı yönetilebilir hale getirme çabamız var. (Frene basma konusunda) Siz hep mevcut durumu değerlendiriyorsunuz ama ya olmasaydı diye bir durum var'' şeklinde konuştu.
Türkiye'nin bütün göstergelerinde bir toparlanma olduğunu kaydeden Şimşek, net olarak iç talepte bir toparlanma olduğunu, ''Bu sene büyüme bir miktar hızlanacak. MB enflasyonda bir miktar düşüş öngörüyor. Cari açık bu sene bir miktar genişleyecek, enerji fiyatları gerilemezse. Bizim öngörümüz yüzde 5,8'lerden yüzde 6,5'lere doğru çıkması. bu sene bütçe, borç dinamikleri açısından oldukça iyi bir yıl olacak''
Enerji KİT'lerindeki nakit akışının düzelmeye başlamasının da bunda etkili olacağını ifade eden Şimşek, enerji özelleştirmelerinin tamamlanmasıyla çok önemli bir yapısal problemin çözümleneceğini, devletin üzerinden çok önemli bir yükün kalkacağını kaydetti.
-''Not artışı özel sektörün önünü açacak''-
S&P'nin not artırımının Hazine açısından çok önemli olmayabileceğini anlatan Şimşek, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bizim derdimiz özel sektörün ölçek kazanmasıdır. Bunun için da sağlam, BBB-'nin de üstünde yatırım yapılabilir seviyede not... Bu özel sektörün önünü açacak. Bu özel sektörün sermaye benzeri, uzun vadeli, düşük maliyetle krediye erişmesi, uluslararası tahvil piyasasına girmesi demektir.''
Ölçek büyütmenin şu anda özel sektör bankalarının merhametine kalmış durumda olduğunu dile getiren Şimşek, şunları kaydetti:
''İşin özü şu; hiç olmazsa hem finansmanı sağlayan aracı kuruluşlar, hem de ölçeği nispeten uluslararası piyasalara çıkmaya elverişli firmaların bundan sonraki dönemde 10 yıllık, 20 yıllık belki 30 yıllık makul faizlerle tahvil çıkarabilmesidir. Çok uzun vadeli bir kaynak. Not artışının çok faydası olacak.'' (AA)
YORUMLAR (1)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • bb31 Mart 2013 17:54

    En güzeli faizsiz sisteme kar ve zararın kardeş kabul edildiği sisteme geçilmesidir. İnsanın hayatının garantisi olmayan ve herşeyin risk olduğu şu hayatta paranın da garantisi olamaz. Bunu kabullenmedikçe hiçbir ekonomik düzelme tam anlamıyla sağlanamaz. Bundan sonra yapılacak ilk iş ise ithalatı azaltmak için ithal edilen ürünlerin yerli en uygun maliyele üretiminin teşvik edilmesidir. Özellikle bu ülkenin kendi yerli otomobillerini, otobüslerini, kamyonlarını, çeşitli iş makinalarını kendisinin full yapabilmesidir. Bu böyle olmadıkça yine ekonomide tam düzen tutturulamaz. Bunların hepsi risk elbette. Ama doğru olduğu için de kimsenin cesaret edebildiği maalesef gözükmüyor halen. Lafa geldi mi mangal kül bırakmayan ülkemin insanları nedense bu işlere geldimi topuklarının üstünde dönüp sıvışıyor. Koskoca yazık sadece bu kadar. Gerisi hep boş.....