BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaGündemYeni anayasa için 'Referandum' mesajı----

Yeni anayasa için 'Referandum' mesajı

Yeni anayasa için 'Referandum' mesajı
13 Mayıs 2024 - 08:58 www.finansgundem.com

Yeni anayasa tartışmalarının hız kesmeden arttığı son günlerde, sürece ilişkin detayları Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Uçum değerlendirdi.

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum X hesabından yaptığı açıklamada yeni anayasa sürecini değerlendirdi.

Uçum, yeni anayasanın TBMM'de yapılması gerektiğini vurgulayarak, sivil toplum kuruluşları, kurum ve kuruluşların sürece destek vermesinin önemine dikkat çekti.

Yeni anayasanın Meclis'te 400 ve üzerinde oyla kabul edilmesi sonrası referanduma sunulması gerektiğini belirten Uçum, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçildikten sonra Meclis (bütçe kanunlarının teklifi hariç) kanun yapma tekeline sahip oldu. Yeni anayasa da elbette bir kanunla yapılacaktır.

Yeni anayasayı kanun olarak yapmak münhasıran TBMM’ye aittir. Hiç kimse, hiç bir merci TBMM’nin yeni anayasa yapma yetkisini tartışamaz, bu yetkiye ortak olamaz.

Sadece Cumhurbaşkanı yeni anayasa kanununu Meclise geri gönderme ve/veya zorunlu yahut ihtiyari olarak referanduma sunma yetkileriyle sürece dahil olur.

Ancak sistemin böyle olması diğer devlet kuruluşlarının ve toplumun yeni anayasa konusunda görüş açıklamasına, sürece ilişkin düşüncelerini paylaşmasına, tartışmalara katılmasına engel değildir.

TBMM’nin sistemdeki rolü kanun tekeline sahip olmaktır, fikrin tekeline değil.

Fikir sahibi her kurum, kuruluş, sosyal kesim, sivil toplum, demokratik siyasi mecralar tabiki fikirlerini ifade edecektir, her türlü yasama sürecine katkı yapmak isteyecektir ve katkı da yapacaktır. Bu durum vatandaş inisiyatifli demokratik bir toplum olmanın asgari gereğidir.

Yeni anayasa sürecinin fikri boyutunu ve fikri çalışmalarını sadece Meclisle sınırlamak hiç kimsenin kabul edeceği, uygun göreceği bir yaklaşım olamaz.

Tam tersine kurumların, kuruluşların, kurulların, Meclis dışındaki demokratik siyasi aktörlerin, sendikaların, mesleki örgütlerin, sivil toplum temsilcilerinin, sosyal kesimlerin, bireylerin yeni anayasa konusundaki talepleri, görüşleri, değerlendirmeleri, eleştirileri TBMM’nin yeni anayasa kanun yapımına katkı sunar.

Yine Türkiye’de yeni anayasa talebinin 1987 yılına kadar giden bir tarihi var. Bu otuz yedi yıllık sürede oluşan toplumsal ve siyasal birikimin, geliştirilen hukuksal yaklaşımların ve önerilerin hepsi yeni anayasının yapım sürecine bir çok fayda sağlar.

Tüm bunlar yeni anayasa yapım sürecinin demokratik ve toplumsal meşruiyetini çok daha güçlü kılar.

Diğer konu yeni anayasanın kanunlaştırılmasında ve yürürlüğe sokulmasında hangi kuralların geçerli olacağıdır. Yeni anayasanın yapılmasında mevcut anayasanın değişikliğe ilişkin hükümlerine göre hareket etmek TBMM’nin karar vereceği bir husustur ve böyle yapması da hukuksal meşruiyet açısından son derece isabetli olur.

Mevcut anayasada, anayasa değişiklikleri 400 ve daha fazla oyla kabul edilirse zorunlu referandum yoktur, Cumhurbaşkanı ihtiyari referanduma sunabilir.

Ancak yeni anayasa kanununun 400 ve daha fazla oyla kabul edilmesi halinde referanduma sunulmadan yürürlüğe girmesine yönelik görüş çok su götürür ve sorunludur.

Burada dikkat edilmesi gereken şudur: Mevcut anayasanın; “400 veya daha fazla oyla kabulde referanduma sunmadan anayasa değişikliğini yürürlüğe koyma imkanını” yeni anayasa için de uygulayalım demek halkın doğrudan onayı olmadan yeni anayasa yapalım demektir.

Bu bakış açısı yeni anayasa yapımında son kararı halkın vermesine ilişkin meşruiyet ilkesinin ihlalidir. Bu ilke günümüzde demokratik sistemlerde neredeyse mutlak kabul gören bir ilkedir. Yeni anayasa yapımında doğrudan demokratik meşruiyeti sağlamanın biricik yoludur.

Ayrıca bir kanun olarak yeni anayasa ile anayasaya dayanılarak çıkarılan kanun (anayasal yasa) arasında niteliksel fark vardır. Anayasa, devletin kurucu iradesinin ve milletin siyasi birliğinin hukuk sistemi olarak ifadesidir.

Anayasal yasa ise kural ve kurum düzenlemelerdir. Anayasal yasayı her zaman halkoyuna sunmak gerekmese de yeni anayasayı halkın onayına sunmak demokratik meşruiyetin yanı sıra milli egemenlik ilkesinin de bir şartı ve gereğidir.

Bu nedenlerle Türkiye, TBMM eliyle yeni anayasasını yaptığında Meclis yeni anayasa kanununu 400 veya daha fazla oyla kabul etse dahi bu kanun mutlak surette referanduma sunulmalı ve halk yüzde elliden fazla bir oyla kanunu onaylarsa yeni anayasa yürürlüğe girmelidir.

Yeni anayasa konusunda halkın asli kurucu irade olarak belirleyici rolünü oynaması ancak referandumla onay vermesiyle olur.

Kurtulmuş'tan yeni anayasa turu açıklaması

 

Ömer Çelik: Türkiye'nin çağdaş sivil bir anayasaya ihtiyacı var

 

Özel'den yeni anayasa çıkışı: Uymayacaksak niye yenisini yapıyoruz ki

 

YORUMLAR (2)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • İbrahim Yalçın13 Mayıs 2024 21:22

    İnşallah bir hata yapıp referanduma giderler. Vatandaşlar olarak AKP'yi tarihin tozlu sayfaları arasına ekleriz. 

  • Ahmet Şensoy13 Mayıs 2024 12:45

    Referanduma cesaret edeceklerini sanmıyorum. Kendi tabutlarına son çiviyi çakmış olurlar. Emekli geçim sıkıntısından bunalmış durumda.