BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaPara Piyasa'Volatilite piyasalarda kalıcı'----

'Volatilite piyasalarda kalıcı'

'Volatilite piyasalarda kalıcı'
15 Şubat 2013 - 13:55 www.finansgundem.com

Saxo Bank FX Strateji Başkanı Hardy son dönem döviz piyasasındaki volatiliteyi değerlendirdi

2008 yılı sonlarında yaşanan muazzam yükseliş ve düşüş hareketlerinin ardından, döviz piyasasındaki volatilite yavaş yavaş dinerek, 2009-2011 yılları arasında, ara sıra oynaklıkların görüldüğü daha normal aralıklara geri döndü. Ardından, 2012 yılında piyasadaki volatilite tam anlamıyla ortadan kalktı; öyle ki, fiyat dalgalanmaları, 2006-2007 global kredi balonunun en durgun günlerinden bu yana görülmemiş düzeylere indi. GBPUSD ve USDCAD paritelerinde olduğu gibi, kimi durumlarda fiyat dalgalanmaları on yıllardır görülen en düşük seviyelere indi veya bunların yakınlarında seyretti.
Son dönemde volatilite döviz piyasasına geri döndüğünü ve bu sefer kalıcı olacak gibi göründüğünü ifade eden Saxo Bank FX Strateji Başkanı John Hardy “ Yatırım dünyası bir şeyin farkına vardı: hiçbir maden ile desteklenmeyen, karşılıksız para birimlerinin bulunduğu ve talebin zayıf olduğu bu dünyanın kazananı para birimini en çok devalüe eden ülke olacak” şeklinde açıklama yaptı.
Aralık ayında Japonya’da LDP hükümetinin iktidara gelmesiyle birlikte, global kur savaşları patlak vermesine değinen Hardy “ Analistler hemen düşük volatilitenin faiz oranı spreadlerinin ortadan kalkmasına bağlamak, hatta G10’un en yüksek faizini ödeyen Avustralya dolarının sadece %3,00 gecelik faiz oranı sunduğuna dikkat çekmek için sıraya girdiler. Hatta gelişmekte olan ülke merkez bankaları dahi iç ekonomilerini hareketlendirmek için Faiz oranlarını indirmeye başlamışlardı. Bu görüşle, merkez bankaları piyasaların herhangi bir olumsuz riske maruz kalmasını önlemek amacıyla sınırsız likidite sağlamak üzere daima her yerde olmaya yönelik çabaları ile tüm sistemsel riskleri ortadan kaldırmıştı. Derken, geçen yılın Kasım ayı ortasında, Japonya’da seçimlerin yaklaştığı haberinin gelmesi ile birlikte, tüm dikkatler muhalefetteki LDP’nin başbakan adayına ve büyük bölümü “deflasyonu alt etme”ye yönelik bir çaba kisvesi altında JPY’yi daha da zayıflatma çizgisini savunan, ortalığı karıştıran söylemine çevrildi. Hem o zamandan hem de Abe’nin göreve gelmesinden bu yana, JPY üç aydan kısa bir süre içinde ABD doları karşısında %17 ve Euro karşısında %20 gibi baş döndürücü oranlarda değer kaybetti. Bu esnada, Avrupa Merkez Bankası’nın (AMB) bilançosunun çok büyük bir bölümünü bankaların kontrolüne vermesinin ardından, bankalar acil durum likidite karşılıklarının bir kısmını geri ödemesi için AMB’nin ödeme garantisinden yararlandı. Bu ise, Euro’nun bu yıl tam anlamıyla patlama yaşayarak yükselmesi anlamına geliyordu. Diğer yerlerde, yeni İngiliz Merkez Bankası başkanı Carney’in gelecek olması ile birlikte bu yaz parasal kıyametin yeni şekillerde çıkma ihtimali karşısında sterlin de adeta uçurumdan aşağı yuvarlanıyor. AUD ve CAD da için için kaynıyor. Ancak bu daha başlangıç: bu yıl döviz çiftlerinde çok daha fazla hareket yaşanacak.” diye konuştu.
“Global Kur Savaşları Başladı “
İlk hareket eden, para birimi politikasını açık bir şekilde hayati bir ulusal çıkar mertebesine çıkaran Japonya olduğunun altını çizen Saxo Bank FX Strateji Başkanı bu durum anlaşılabilir olsa da, global bir ekonomide, hele ki zayıf talep ve aşırı kapasite ile boğuşan bir global ekonomide, bu hareketin beraberinde belirli sonuçlar da doğuracağını ve bir uluslararası ekonomik saldırganlık hareketinden başka bir şey olmadığını düşündüğünü ifade etti.
“Şu noktada FX volatilite riskine güç veren iki ana etken bulunuyor. Bunlardan ilkini, görüldüğü kadarıyla hâlihazırda Japonya’da yaşanmakta olup yakında tüm ülkelere yayılacak olan merkez bankalarının siyasallaştırılması oluşturuyor: Birleşik Krallık’ın “kurtulma hızı”nı yakalamasına yardımcı olmaya yönelik yeni radikal uygulamalara gitmesi halinde, Carney’in gelişinden bir süre sonra, İngiliz Merkez Bankası da onu takip edebilir. Siyasallaşma, ülkelerin para birimi ve ekonomisi üzerinde en büyük gücün merkez bankalarının elinde olduğu gerçeğinin gitgide daha fazla kabul edilmesinden kaynaklanıyor; bu ise, oy veren halkların siyasetçilerinden iyileştirmeler ve hesap verebilirlik talep ettiği bir dönemde, ulusal hükümetlerin kendi tasarrufları altına almak istedikleri bir güç. Kısa dönemde FX volatilitesi açısından daha belirgin bir etken ise, Japonya’nın yakın dönemdeki dramatik hareketine gelecek olan uluslararası tepkidir.”
Tek gerçek para birimi olan altın dışında, tüm para birimleri muhtemel uzun vadede değer kaybedeceğini belirten Hardy “Kemerlerinizi bağlayıp döviz piyasasındaki volatilite ve dramatik oynamaların buradan yükselişini seyredin. Piyasa, merkez bankalarının ilelebet kolaylık sağlayacağı teorisi temelinde sadece tüm risk varlıklarını artırmaya dayalı eski paradigmadan rekabetçi devalüasyon temelli çamur güreşinde avantajı ele geçirebilmek için ülkelerin ardı ardına saldırgan hareketlere giriştiği bir dönemde global kur savaşları fikri temelinde hareket eden yeni paradigmaya doğru rahatsız geçişi yapma süreci içinde bulunuyor. Ancak, bu esnada yaşanacak ileri ve geri hareketler seyretmeye değer olacak” dedi.
 
ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)