Ustalar, bankacılık sektörünü masaya yatırdı

SERAP SÜRMELİ - FINANSGUNDEM.COM
Türkiye’de profesyonel hizmetler alanında 27’nci yılını dolduran Deloitte Türkiye’nin düzenlediği “Deloitte Sohbetleri” kapsamında “Bankacılık Liderler Toplantısı” gerçekleştirildi.  Dünyadan ve Türkiye’den pek çok önemli liderin konuşmacı olarak katıldığı zirvede, Türk bankacılık sektörü, müşteri analitiği ve siber güvenlik konuları masaya yatırıldı.
Ev sahipliğini Deloitte Türkiye Finansal Hizmetler Endüstri Lideri Hasan Kılıç’ın yaptığı etkinlikte, açılış konuşmasını Deloitte Türkiye CEO’su Hüseyin Gürer yaptı ve konuk konuşmacı olarak Deloitte İngiltere Finansal Hizmetler Lideri Nick Sandall yer aldı. “Yatırım Akışları ve Türkiye Ekonomisine Kişisel Bakış”  başlıklı sunumunu  katılımcılarla paylaşan Sandall, sermaye akışının son 12  yıldaki gelişimine değindi, Türkiye ekonomisinin büyüdüğüne dikkat çekti.
Türkiye’de bankacılık sektörünün derinlemesine tartışıldığı panele ise Yapı Kredi Bankası CEO’su Faik Açıkalın, DenizBank Genel Müdürü Hakan Ateş ve Akbank Genel Müdürü Hakan Binbaşgil katıldı.  Bloomberg HT Yayın Koordinatörü Cüneyt Başaran’ın moderatörlüğünü gerçekleştirdiği “Türk Bankacılık Sektörünün Gücü ve Sürdürülebilirliği” başlıklı CEO Paneli’nde, 2013 yılı bankacılık sektör değerlendirmesi, Avrupa ve Amerika’daki bankacılık sektöründe yaşanan gelişmelerin Türkiye ile karşılaştırmalı analizi ile son dönemde Türkiye’de yaşanan bankacılık sektöründeki regülasyonlar tartışıldı.
Türk bankacılık sektörünün güçlü isimleri, panelde şunları söyledi:
22 NİSAN’DA RESİM BİR ANDA TERSİNE DÖNDÜ
Yapı Kredi Bankası CEO’su Faik Açıkalın:
"Faiz marjımız düşüyor. Bunu görmek lazım 3.9’a düştü. En önemlisi sermaye yeterliliğimiz düşüyor. Özellikle Ağustos sonu itibarıyla aşağı yukarı 2012’nin kıyaslanabilir dönemine göre 240 baz puan civarında bir düşüş var sermaye yeterliliğinde. FED’in yaptığı açıklamalarla Hazine Bonosu bundan çok negatif etkilendi. Bu sene yapılan yasal düzenlemeler son derece önemliydi. Önümüzdeki senenin projeksiyonunu etkileyecek muhakkak ki. Düzenlemelerin karlılığa ciddi negatif etkisi var. Bu negatif etkinin önümüzdeki dönemde de sürmesi bekleniyor. Özel tüketici yasası nedeniyle.
Dolayısıyla 2013 şu ana kadar iyi geçirdik. Genel rakamlarda bir problem yok. Fakat sürdürülebilirlik alanında bence çok dikkatli olunması gereken bir döneme giriyoruz.
Hakikaten global likidite bizim lehimize çalışıyordu. Gerek ülke olarak, gerek Türk bankacılığı olarak. Faizler hızlı bir biçimde düşüyordu. Bunun muhakkak ki marjlara etkisi iyiydi. Genel olarak durum pozitifti. Tabi özellikle Bernanke’nin 22 Mayıs açıklamasından sonra bu resim bir anda tersine döndü. aslında tabi Bernanke’nin açıklaması  sonradan biliyorsunuz  Eylül’de düzeltildi. Şu anda FED’in ne yapacağı pek bilinmiyor ama, biraz bana şeyi hatırlatıyor, üst katta gece geç gelip ayakkabısının tekini atan adamı hatırlatıyor. Yani biz ayakkabının tekinin düştüğünü duyduk, öbür ayakkabının düştüğünü duyana kadar uyku haram gibi bir görünüyor. Dolayısıyla durum bu. Büyümeler baktığınızda sağlıklı bir büyüme görünüyor."
DIŞ FONLAMAYA İHTİYACIMIZ ARTTI
DenizBank Genel Müdürü Hakan Ateş:
"Dünyanın genel durumu ve getiri eğrisinin nasıl bir ilerleme göstereceği bütün dünyayı etkiliyor. Yani düz mü gidecek, yukarıya doğru mu, aşağı doğru mu, bütün hesaplar bunun üzerine. Faik Bey çok güzel benzetti, ayakkabının biri düştü, öbür teki ne zaman düşecek diye endişeyle bekliyor insanlar. Onunda öyle pat diye düşmesi o kadar kolay değil.
Bizim durumumuza baktığımızda, 10 ayda yüzde 24’lük bir büyüme var kredilerde. 2012’nin tamamındaki büyüme yüzde 16’ydı. Ona göre biraz daha yüksek doğrudur. Yıllık karımızda geçen yıl 24 milyardı. Bu yıl da biraz üzerinde var olacağı sanılıyor.
Tabi bu arada kredi faiz oranları da yüzde yüzün üzerine çıktığı için, bizim dış fonlamaya da ihtiyacımız arttı."
 KARLARIN YÜZDE 80’İ BANKANIN İÇİNDE KALIYOR
Akbank Genel Müdürü Hakan Binbaşgil:
"Mevcut durumun korunduğunu var sayarsak, çok anormal farklılıklar olmadığını düşünecek olursak, normalde bu bizim vade farkından doğan karlılık kaybının gelecek senenin yani 2014’ün birinci çeyreğinden itibaren sektörün yavaş yavaş toparlaması gerekir diye düşünüyorum.  Yani bu dengenin gelecek senenin başından itibaren kendini düzeltiyor olması lazım.
Büyüme hızıyla ilgili de Türkiye’nin önünün orta ve uzun vadede çok açık olduğunu düşünüyoruz. Yani birçok istatistik gösteriyor ki büyümeye ve gelişmeye çok açık bir ülkeyiz.
Aslında en önemli konu sağlam ve ülkenin büyümesini destekleyebilecek bir bankacılık sektörünün olması. Bu nasıl olabilir? Bu ancak öz kaynakların güçlü olmasıyla sağlanabilir. Öz kaynakların güçlü olması nasıl sağlanabilir? Bankaların karlılıklarını sürdürmesiyle sağlanabilir. Dünyada bu global krizden 2008 bu kadar sıyrıksız atlattıysak, burada hepimiz biliyoruz ki bankacılık sektörünün sağlam, likit, aktif kalitesi yüksek olmasının çok önemli etkileri oldu. Biz ülke açısından da bunun korunmasının önemli olduğunu düşünüyoruz.
Şunu da söylemek istiyorum, bu edilen karlar dağıtılmıyor hissedarlara. Çok az bir kısmı dağıtılıyor. Kar dağıtabilmek içinde bugün BDDK’dan, regülatörden izin almak gerekiyor. Ve son yıllarda da yüzde 20’nin üstüne çıkan bir durum da yok.  Dolayısıyla edilen karlarında yüzde 80’i bankanın içerisinde kalıyor. Niçin kalıyor? Banka büyüsün, daha fazla kredi versin. Yani çok kabaca bir bankanın öz kaynağının arttırması yaklaşık olarak söylüyorum 7,8, 9 milyar daha fazla kredi verebilme kapasitesi ."
BİR LİRA TEMETTÜ ÖDEMEDİK
Akbank Genel Müdürü Binbaşgil’in karlarla ilgili konuşmasında sırasında söz alan DenizBank Genel Müdürü Hakan Ateş,  “Buraya bir saptama yapamadan edemeyeceğim.  17 yıllık bir bankayız. 3 tane sahip değiştirdik, bir lira temettü ödemedik” dedi.