BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaPara PiyasaPiyasada yeni ekonomi yönetimi kaygısı var mı----

Piyasada yeni ekonomi yönetimi kaygısı var mı

Piyasada yeni ekonomi yönetimi kaygısı var mı
26 Mart 2015 - 06:39 www.finansgundem.com

Ali Babacan'dan sonra gelecek yeni ekonomi yönetimi piyasaları kaygılandırıyor mu?

Türkiye'nin kredi notunu değiştirmeyen Fitch'in önceki günkü telekonferansında konuşan kıdemli ülke notu direktörü Paul Rawkins, seçim sonuçlarını beklediklerini ifade etmişti. Erdal Sağlam, Hürriyet'teki yazısında Rawkins'in açıklamalarını değerlendirdi.

İşte Sağlam'ın o yazısı:
 
Piyasaların Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'dan sonraki ekonomi yönetimi için kaygıları olduğunu biliyoruz.
Bu kaygı uluslararası platforma da taşındı. 
Son olarak Türkiye'nin kredi notunu teyit eden, yani ekonomi konusunda kötümser olmadığı anlaşılan, uluslararası derecelendirme kuruluşu Fitch'den bu konuda çok ciddi bir uyarı geldi. Fitch tarafından düzenlenen telekonferansta önceki gün konuşan Fitch'in kıdemli ülke notu direktörü Paul Rawkins, ekonomi yönetiminde değişiklik olması halinde, yeni oluşacak ekibin ne kadar büyüme yanlısı politikalar izleyeceğinin önemli olduğunu, büyüme yanlısı politikalar izlendikçe Türkiye'nin eskiden yaşadığı dengesizliklerle tekrar karşı karşıya kalabileceğini belirtti.

Rawkins, "Buradaki risk şu: Ekip büyüme yanlısı oldukça, Merkez Bankası'nın üzerindeki faiz indirme baskısının artması ve belki de şu anda yüzde 4 büyümesi daha yüksek bir olasılık olan Türkiye'nin yüzde 5 büyümesi arzusunun geçmişte yarattığı dengesizliklere geri dönülmesi" dedi.

Fitch açıkça söyleyemiyor ama kaygılandığı, Türkiye ekonomisini eski dönemlere döndüreceğini söylediği anlayış, "enflasyon faizi değil, faiz oranı enflasyonu belirler" diyen anlayışın ta kendisi. Yani ekonomik dengeleri gözetmeden ne olursa olsun büyümeyi zıplatalım diyen anlayış. Mevcut rant üzerine kurulu inşaat düzenini devam ettirelim, büyümeyi bu yolla şişirmeye sürdürelim, bunun için de faizi ne olursa olsun hızla düşürelim diyen anlayış. Bu anlayışa sahip otorite 2007 yılından bu yana gereken yapısal tedbirlerin alınmasını engelliyor...

Bu konudaki kaygının en büyük nedeni, mevcut AKP kadrolarının yetersizliği. Babacan ve yakın çalıştığı bürokratlar dışında mevcut kadroların hem yetersiz hem ideolojik yanlarının öne çıktığını görüyorlar. Babacan'ın yerini almak üzere, Başbakan Davutoğlu'na yakın, milletvekilliğine aday eski bir bürokratın adı öne çıkarılıyor. "En iyisi" diye öne çıkarılan bu kişinin bürokrat olurken "faiz haramdır"dan hareketle yazdığı makalenin ortaya çıktığını, tepki çekince internetten bile bu makaleyi kaldırttığını, bürokratken "Reza Zarrap"ı yaratan altın ticaretinin mimarlarından biri olduğunu biliyoruz. En iyi alternatif de bu…
 
MUHALEFETİN EKONOMİ KADROLARI
 
Fitch'in kaygısı AKP içindeki, yetersiz- biatçı ekonomi kadroları diye tahmin ediyorum. Bunun dışında, bir koalisyon halinde diğer partilerden bu anlayışa sahip kişilerin göreve gelmesinden korkuyor olabilirler mi? Olabilir…

İktidar ortağı olabilecek CHP ve MHP'nin ekonomi kadroları konusunda endişe duyulacak önemli bir şey yok. Bence HDP'nin de özellikle milletvekili listelerinde ekonomide güven verecek kişilere yer vermesi gerekiyor.

CHP'de son dönemin temellerini atan Derviş'in en yakın çalışma arkadaşı Faik Öztrak'ı herkes iyi tanıyor. Hem yurtdışı hem yurtiçi akademik çevrede ve piyasalarda iyi tanınan Selin Böke'nin kadroya eklendiğini de unutmayalım.

MHP, Babacan'ın yakın çalışma arkadaşı, DPT kökenli Erhan Usta ve eski Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz'ı kadroya katarak olumlu adım attı.

Bu kadroların bence seçimlerden önce piyasalarla ve yabancılarla bir dizi toplantı yapıp, ekonomik politikalarını anlatarak güven vermeleri yerinde olur.

Dolayısıyla piyasaların, olası bir koalisyonda ekonomi politikalarının geleceği konusunda kaygı duymalarını gerektirecek, önemli bir nokta bulunmuyor. 

Bence en kötü ihtimal; Başkanlık sistemi ve güçlü tek parti iktidarında yönetime gelmesi beklenen, tanıdığımız "piyasa düşmanı yetersiz-biatçı kadro"dur.
YORUMLAR (1)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • izzettin26 Mart 2015 09:39

    faiz haramdır demek, bilim dışı, ama faizle dünyayı sömürmek, faiz oranlarını manipüle etmek bilimsel ve ahlaki oluyor öyle mi? türkiyenin ödediği faiz cebinde kalsaydı, büyüme oranı kaç olurdu hiç düşündünüz mü?