BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaPara PiyasaMerkez adım atacak mı?----

Merkez adım atacak mı?

Merkez adım atacak mı?
22 Haziran 2015 - 07:06 www.finansgundem.com

Vatan ekonomi yazarı Ali Ağaoğlu, Merkez Bankası'nın yarınki PPK toplantısını değerlendirdi

AK Parti'nin genel seçimlerden tek parti olarak zaferle ayrılmaması Merkez Bankası'nın üzerindeki baskıyı azalattı. Merkez Bankası uzun bir aradan sonra ilk defa yarın üzerindeki baskıdan arınmış bir şekilde kararını açıklayacak. Peki Merkez Bankası adım atacak mı?, koalisyonla birlikte borsa ve dolar ne olur? İşte Vatan ekonomi yazarı Ali Ağaoğlu'nun o yazısı;

Merkez Bankası’nın yarınki PPK toplantısı son 1 yılın siyasi baskının en az hissedildiği toplantı olacak. Koalisyon kuruldu haberi gelirse dolar/TL’de 2.64 resmin içine girer. BIST için direnç seviyesi 83.500.

23 Haziran Salı günü önemli bir gün olacak. Yeni seçilen milletvekilleri saat 15:00 itibariyle toplanacak TBMM’de yemin edecekler, ardından da hükümet kurulması için maraton başlayacak. Bir saat öncesinde de Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK) kararı açıklanacak. Her iki olay haftanın en önemli gelişmeleri.
 
Geçen hafta Cuma günü Fed’in de desteğiyle; finansal piyasalarımızda iyimserlik hakimdi. Seçimden sonra 2.70’lerin üzerinde uzunca bir süre kalan dolar/TL kuru ilk kez hem günlük hem de haftalık bazında 2.70’in altında kapattı. Borsa İstanbul da seçimin hemen ertesinde 81.943 ile 77.805 arasında oluşan boşluğu kapattı, hatta Fed açıklaması sonrasında seçimden önceki Cuma gününün de üzerine çıkarak haftayı 82.454’ten kapatmayı başardı. Piyasalar bir koalisyonu “satın almışa” benziyor.
 
Kılıçdaroğlu’nun Bahçeli’ye yapmış olduğu Başbakanlık teklifinin reddedilmesi, piyasalarda AKP-MHP koalisyonu olasılığının yükseldiği olarak algılandı. Her ne kadar bu konuda değişik duyumlar ve yorumlar olsa da piyasalar şimdilik kaydıyla bardağın dolu tarafını görmeyi tercih ediyor. Ben, piyasalar kadar iyimser değilim. Görece olarak “sessiz ve sakin” geçen iki haftadan sonra siyaset cephesindeki havanın ısınacağı, erken karar vermenin çok sağlıklı olmayacağı kanaatindeyim.
 
Piyasanın koalisyon tepkileri

 
Olası koalisyon alternatiflerinde piyasa tepkisinin neler olabileceğini yazmıştım. Ancak bu hafta denkleme yeni bir parametre eklendi: Tel Abyad’ın YPG güçlerince İŞİD’ten alınması. Güney sınırımızda hızlı denebilecek bir şekilde Kürt kantonları birbirine bağlanıyor. Şimdi sırada Kobani ile Afrin arasındaki bölge var. Eğer bu bölge de Kürt kuvvetlerinin eline geçecek olursa güney komşumuz bir kez daha değişecek. Bunun Türk siyasetinde önemli yansımaları olacak, hatta kurulacak koalisyonu dahi şekillendirebilecek.
 
AKP-CHP koalisyonu ile çözüm süreci devam edebilecek ve ‘yeni komşumuz’ ile farklı bir ilişki kurulabilecekken, AKP-MHP koalisyonun yeni duruma tepkisi, askeri çözümü de dahil edecek farklı politikaları gündeme getirebilecek. Birbirinden oldukça farklı olan bu politikaların orta vadede ülke siyasetine ve ekonomisine çok önemli faydalar veya yükler getirebilecek. Bu nedenle piyasaların “koalisyon kuruldu” iyimserliğine mesafeli yaklaşıyorum.
 
Bekle ve gör politikası
 
Gelelim Merkez Bankası’nın bu hafta ne yapabileceği konusuna. Son bir yılın siyasi baskının en az hissedildiği toplantısı olacak. Yine de MB’nin “meydanı boş bulup” radikal bir adım atmasını beklemiyorum.  Onlar da hükümetin kurulmasını, kurulamadığı takdirde bir erken seçim olasılığına karşı “bekle gör” politikasını izleyeceklerdir. Dolar/TL kurunun 2.70’lerin altına inmesi de bu seçeneği güçlendiren bir unsur. Geçtiğimiz hafta kurların yüksek seyrettiği dönemde MB haftalık repo ile yüzde 7.50’den fonladığı rakamı 50 milyar TL’den 45 milyarlara düşürdü. Buna karşın yüzde 10.75’ten fonladığı gecelik tutarı artırarak döviz piyasalarına hem mesaj vermeye çalıştı hem de fonlama maliyetlerini artırmış oldu. Ancak aylık mevduat faizlerinin yüzde 10.50-11.00 bandına yükseldiği bir ortamda MB’nin yüzde 7.50’lik politika faizi piyasanın uzağında kalmış durumda. Enflasyonda “umulan” düşüş de gerçekleşmediği bir ortamda MB’nin ön alması gerekirken yine “bekleyip görecek” olması anlamlı değil.
 
Beklerken belki de PPK’nın atabileceği en akılcı adım; yüzde 10.75 olan gecelik borç verme faiz oranını yükseltmek olabilir. 50-100 baz puanlık bir artış ile gerektiğinde kullanılabilecek bir “alan” yaratılabilir. MB; elinin bu kadar rahat olduğu bir toplantıda da adım atmazsa gelecekte daha sert kararlar vermek zorunda kalabilecek.
 
Dolar/TL’de farklı senaryolar
 
İyimser havanın devamı durumunda; hele ki MB’den üst bantta bir faiz artışı gelmişse; dolar/TL kurlarında bu hafta içinde 2.6750 seviyelerinin test edilmesi yüksek bir olasılık. Koalisyon kuruldu haberi gelirse de 2.6450 seviyeleri resmin içine girer. İyimserliği hızlı satın alan BIST için 83.500 seviyesi önemli direnç seviyesi olacak.
 
‘Havanın bozduğu’ ancak fırtına çıkmadığı (!) durumda dolar/TL’nin yeniden 2.7450’lere geldiğini, BIST’in de 80.250’li seviyelere geri geldiğini görebiliriz. Fırtına durumunda hedefler çok farklı olacaktır.
 
Yunanistan için bugün AB’de olağanüstü toplantı var. Çözüm çıkması olasılığı olmasa, olağanüstü toplanmazlardı diye düşünerek bu faktörü şimdilik göz ardı ediyorum. Haftayı 1.1350’den kapatan ve 1.1470’i ‘kerterizlemiş’ euro da farklı düşünmüyor bence.
YORUMLAR (1)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • baskın oran22 Haziran 2015 09:06

    baskıdan krtulmak mı? ya nasıl kurtulsun garibanlar. üstelik baskıyı yapan da ben anayasal sınırlarımın içinde kaldım diyor milletin gözünün içine bakarak. ibretle izliyorum.