BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaGündemJoseph Stiglitz: Ticaret savaşlarında herkes kaybediyor----

Joseph Stiglitz: Ticaret savaşlarında herkes kaybediyor

Joseph Stiglitz: Ticaret savaşlarında herkes kaybediyor
19 Kasım 2019 - 11:40 www.finansgundem.com

Nobel ödüllü ekonomist Joseph Stiglitz, ABD ve Çin arasında başlayan ticaret savaşlarında herkesin kaybettiğini belirtiyor.

Avrupa ve dünya ekonomisi yavaşlarken, geleneksel siyaset sistemi varlığını sürdürmenin yollarını arıyor. Nobel ödüllü ekonomist Joseph Stiglitz'e göre söz konusu durum, servet yaratma ve servet kazanma arasındaki farkın artmasının bir sonucu. Profesör Stiglitz ayrıca, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Çin arasında başlayan ticaret savaşlarında herkesin kaybettiğini belirtiyor.

euronews'in Küresel Tartışmalar programına konuk olan Stiglitz, gazeteci Efi Koutsokosta'nın sorularını yanıtladı.

Profesör Stiglitz, yeni kitabınızın adı “Her Şeyden Biraz: Hoşnutsuzluk Çağında İktidar, Halk, Kar ve İlerici Kapitalizm'. Dünya çapında tüm bu hoşnutsuzlukları görüyoruz. Örneğin Fransa'daki Sarı Yelekliler protestolarında görüyoruz. Hong Kong’da, Lübnan’da, Şili’de... Her yerde görüyoruz. Sizce tüm bu hoşnutsuzluklar, kapitalizmin kendi sınırlarına ulaştığı anlamına gelmiyor mu?

Evet geliyor. Şili, makro performansı çok iyi olmasına rağmen, gelir eşitsizliğinin en yüksek olduğu ülkelerden biri. Ve bunu kabul ediyor gibiydiler. Ta ki bunu yapmayı bırakana kadar...

Söylemeye çalıştığım şey; piyasa, devlet ve sivil toplum arasında yeni bir toplumsal sözleşmeye ihtiyacımız olduğu. Kapitalizm hikayenin bir parçası olacak, fakat son 40 yıldır sahip olduğumuz türden bir kapitalizm değil.

Firmaların sosyal sonuçlarına bakılmaksızın, sadece hissedarlarının değerlerini artırdığı kapitalist bir düzene sahip olacak kadar bencil ve dizginsiz olamayız. Bunu yaptığınız zaman, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki (ABD) gibi sadece eşitsizlik değil, opioid bir kriz ile de karşı karşıya kalırsınız.

Ortalama yaşam süresinde düşüş var. Gıda krizi ve çocukluk çağı diyabeti de cabası. Gıda firmaları gençlerimizi sömürüyor. Exxon gibi iklim krizini inkar eden şirketler de var.

Sigaranın sağlığınız için kötü olduğunu kanıtlayan delillerin olmasına rağmen bunu inkar eden şirketler var. Bildiğiniz üzere, kınanacak etik dışı örnek üstüne örnek var...

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile aynı safhada mısınız? Çünkü o da Avrupa Birliği ve euro bölgesinin kurallarını yeniden yazmayı savunuyor.

Evet, kesinlikle öyle. Avrupa’da istihdam sorunu var. Enflasyon oranını yüzde 2’nin, bütçe açığını yüzde 3’ün altında tutarsanız, borçların Gayri Safi Milli Hasıla'nın yüzde 60’lık kısmında eriyeceği ve ekonomik büyümenin mümkün olacağı sözü vardı.

Yıllardır bu politikayı sürdürüyoruz. Ama Avrupa’da karşılaştığımız şey ise durgunluk. Bu da demek oluyor ki mevcut politika işlemiyor. Öyleyse durgunluk kapıda diyebilir miyiz? Yeni bir kriz yakın mı?

Bir kriz görmüyorum, olabilirdi de, fakat ben görmüyorum. Gördüğüm şey ciddi bir ekonomik yavaşlama olduğu. Bunu dünyanın her yerinde görüyorsunuz. 2008’den bu yana ekonomik büyümenin lokomotifi Çin’de yavaşlama var. Amerika Birleşik Devletleri’nde yüzde 1,9’luk bir yavaşlama görüyorsunuz, tabii bu ekonomik gerilemeden çok daha iyi. Trump’ın vaatlerindeki yüzde 3,4 ve fazlası ile Almanya'daki durgunluktan farklı. Bana göre, problemler listesinde Trump'ın ticaret savaşları ve korumacılık politikası gibi dünya ekonomisini sarsan sorunlar var.

"Ticaret savaşlarında herkes kaybediyor"

Bu ticaret savaşlarını kim kazanıyor? Trump kazanmıyorsa, ABD kazanmıyorsa, Çin

Herkes kaybediyor. Gerçekten kötü bir fikirdi. Trump, ticaret savaşlarını kazanmanın kolay olduğunu söyleyerek başladı işe. Diğer ülkeleri kastetmiyorum.

Üç yıllık müzakerelerin ardından hala bir anlaşmamız yok. Çin ile bir mutabakat yok. Yapmayı düşündükleri tek şey “1. Aşama” olarak adlandırdıkları bir anlaşma.

"1. Aşama" anlaşması, “normal” bir hükümetin Çin ile yıllar önce müzakere edebileceği türden bir anlaşmaydı. Dünya bu belirsizlikten dolayı çok büyük paralar kaybetti. Ve gerçek şu ki, piyasaların kutlayacağı bir anlaşma yapılsa bile, Trump’a uygun bir anlaşma yapılsa bile, herkes Trump’ın bunu yırtıp atacağını biliyor.

İklim meselesine gelecek olursak; iklim değişikliğinin sonuçlarını görüyoruz. Apaçık ortada. Herkes “Yeşil Anlaşma”dan bahsediyor. Peki bu geçişin masrafını kim ödeyecek? Özellikle ekonominin yavaşladığı göz önünde bulundurulursa, “Yeşil Ekonomi”ye geçişin maliyetini kim üstlenecek?

İkinci Dünya Savaşı'na girdiğimizde, “bunu karşılayabilir miyiz” diye soruldu mu? Kimsenin, “Almanya’ya teslim olalım çünkü savaşmak bize pahalıya mal olacak” dediğini hatırlamıyorum. Var oluşumuz ve hayat tarzımız için kritik önemi olan bir savaştaydık.

Amerika Birleşik Devletleri’nde her yıl yüzde 2’ye yakın Gayri Safi Milli Hasıla kaybediyoruz.

Yangınlar, su baskınları, kasırgalar, dondurucu soğuklar... Bunlara, kendi dünyamıza yaptığımız saldırılar da diyebiliriz.

Peki buna karşı ne önerebilirsiniz?

İki şey önerebilirim: Uluslararası komisyona hukuk bürosu ile birlikte başkanlık ettim. Paris ve Kopenhag hedeflerine ulaşmak için nelerin gerekli olduğunu analiz ettik. Sıcaklık artışlarının 1,5 veya 2 dereceden daha yüksek olmadığından emin olduk.

Raporumuzda da yer aldığı gibi, tüm komisyon üyeleri olarak makul bir maliyetle bu hedeflere ulaşabileceğimiz konusunda ikna olduk.

Ve aslında bunu yapmak, ekonomimizi canlandırmak için de iyi bir şey. Yavaşlamaktan bahsediyoruz. İhtiyacımız olan yatırımlar, ekonomimizi canlandırmaya yarayabilir.

Bunu yapmak için de fedakarlık yapmamız gerektiği fikrinin kesinlikle yanlış olduğunu düşünüyorum.

"Teklif edildiği takdirde siyasete dönerim"Son sorum, gelecek yıl ABD’de yapılacak seçimler ile

Bence önde gelen Demokrat adaylardan herhangi biri kazanabilir. Anketlere göre de, hepsinin Donald Trump’ı yenebileceğini biliyor muydunuz!

Teklif edildiği takdirde siyasete döner misiniz?

Evet, muhtemelen dönerim. Bence Amerika ve dünyada, gerçekten de krizden geçtiğimiz bir dönemdeyiz. Toplumumuzun ve ekonomimizin işleyiş biçimini değiştirmemiz gerektiği çok açık.

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)