BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaPara Piyasaİşte kurdaki yükselişin gerçek nedeni!----

İşte kurdaki yükselişin gerçek nedeni!

İşte kurdaki yükselişin gerçek nedeni!
01 Aralık 2016 - 13:59 www.finansgundem.com

İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Rektör Yardımcısı Emre Alkin, dövizdeki artışa yönelik çarpıcı açıklamalarda bulundu

Ekonomideki son gelişmeleri değerlendiren İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Emre Alkin, 'Devletin ihalelerini ve mal alımlarını dolar cinsinden yaptığı, zenginliği ve fakirliği dolar cinsinden ifade ettiği bir ortamda vatandaşın dolar cinsinden hareket etmesini yadırgamak bana pek bir tuhaf geliyor.

Devlet tasarruf etmiyor ki vatandaş tasarruf etsin. Bence tasarruf konusunda devlet vatandaştan örnek almalı. Vatandaş zaten tasarruflu olmasa, ayağını yorganına göre uzatmasa bu şartlar altında ayakta kalıp yaşamasına imkan yoktu.Kurların yükselmesi ekonomik değil zihinsel bir sorundur' dedi.

'MERKEZ BANKASI BASİRETLİ DAVRANMALIDIR'

Doların son zamanlardaki yükselişinin olağanüstü hal uygulamasının uzatılmasıyla doğrudan ilgisinin olmadığını, dalgalanmanın sebeplerinin özellikle 15 Temmuz süreci ve onun öncesinde Türkiye'nin
birçok yerinde yaşanan patlamalar olduğunu söyleyen Prof. Dr. Emre Alkin, şöyle konuştu:

'Tüm bunların yaşandığı bir ülkede tabii ki yabancı bir yatırımcının bakışı olumlu olmaz. Tehlikeli olacağını düşünür ve yatırım yapmaz. Olağanüstü halle alakalı söyleyebileceğimiz şey ise bu
tip durumlarda devletin en sert önlemleri almasıyla yabancı yatırımcının süreç bitene kadar Türkiye'den uzak durma kararı almasından kaynaklanır. Fakat bir de hiç hesapta olmayan Trump gerçeği yaşandı. Gerçi benim çok iyi hesapladığım, alternatif dahilinde tuttuğum Trump gerçeğinde herkes Clinton seçilecekmiş gibi pozisyon aldı ama Trump seçildi. Bu da biraz hesap kitap yapmamaktan kaynaklanıyor ama bütün dünyanın yaptığı bir hataydı, etkilemiş oldu.

Tüm bunların yanında bir de Merkez Bankası'nın (MB) bu süreçte yaptığı birkaç hata var. MB hem siyasete, hem piyasaya hem de bankacılığa şirin gözükmeyi tercih etti ama kimseye yaranamadı. Benim bu tip makamlarda oturan arkadaşlar için en önemli tavsiyem eğer her yaptığınız eleştiriyorlarsa en güzeli doğrusunu yapın hiç olmazsa o koltuklardan gittiğinizde tarih sizi hatırlar. Yanlış yaparsanız
sadece 3-5 kişi sizi hatırlar. Merkez Bankasına tavsiyem basiretli davranmasıdır.'

'DEVLET VATANDAŞTAN TASARRUF DERSİ ALSIN'

Türkiye'nin dış politikada attığı birçok adımı yerinde bulduğunu ancak tasarruf konusunda eleştirilecek adımlar atıldığını söyleyen Alkin şöyle devam etti: 'Türkiye, tabii ki Orta Doğu'da söz sahibi
olacak, tabii ki Avrupa Birliği'nin yaptığı yanlışları gösterecek, tabii ki Amerika Birleşik Devletleri'nin özellikle 15 Temmuz süreciyle ilgili yaptığı yanlışların altını çizecek. Bunlarda hiçbir beyiz yok.
Elbette büyük bir ülke olarak Halep'teki katliama sessiz kalmayacağız.

Ancak tasarruf konusunda eleştirilerim var. Bana göre vatandaş devletten daha tasarruflu davranıyor. Kimse bozulmasın bunun altını çizelim. Devletin vatandaşa tasarruf konusunda vereceği bir öğüt yok.

Vatandaş bence her gün yaşama savaşı vererek, belli geçinme çözümleri bularak devlete iyi bir örnek oluyor. Bu sebeple orada çok altını çizerek ve hassas olarak ifade edilmesi gereken şey devletin vatandaştan önce kendisinin tasarruf etmesinin gerekli olduğudur. Yani büyüme modelinde bir yanlışlık var. Bu büyüme modeli Türkiye'de 30 yıldır uygulanan bir büyüme modeli. Bunun değiştirilmesi gerekiyor ama bakıyoruz ki hükümetler bunun değiştirilmesi konusunda çok tereddütlüler. Türkiye evelallah her şeyi yapabilecek bir güçte.

Ortaya Silikon Vadisi de çıkarır, teknolojide de çok ileri gider, başarılı projeler de ortaya atar, yeter ki bakış açısını değiştirsin, önceliklerini değiştirsin. Bugün mecburiyetle yürütülen birçok şeyin de ne kadar anlamsız olduğunu görür. Mesela bu mega projeler var, yapılacak diye yepyeni şeyler söyleniyor. Bunların hiçbirisine gerek yok. Bence yapılacak en güzel tasarruf doğru yere yatırım yapmaktır.

Bu tip mega projeler yerine ülkenin doğusundan batısına, güneyinden kuzeyine fiber optik kablolar döşesek, dünyanın en üst seviyesinde bir geniş bant uygulasak bence çok daha faydalı bir hizmet vermiş olurduk. Hala da vaktimiz var. Türkiye'nin bir geniş bant stratejisi yok. Sorduğunuz zaman cevap alamıyorsunuz.'

'DEVLET, ÜRETENİN MALİYETİNİ DÜŞÜRMEK İÇİN ALTYAPI YATIRIMI YAPAR'

'150 yıl önce bir iktisatçının büyüme teorilerinde söylediği bir
söz var. Diyor ki 'Devlet üretenin maliyetini düşürmek için altyapı
yatırımı yapar.' Şimdi ben herkese soruyorum bu ortaya çıkan mega
projelerin hangisi üretimin maliyetini düşürmek adına yapılmıştır?'
diye konuşan Alkin, 'Bir ülkeye refahı getirmek önce barışı
getirmekten başlar. Barışla beraber refah gelir refahın gelmesi için
de atılacak adımlar bellidir. 'Beşeri sermayenin kalitesi
artırılmadıkça fiziki sermaye genişlese de verim düşer.'denir
ekonomide.Yani siz eğitimin kalitesini ve eğitimin unsurlarını yüksek
seviyeye çıkarmadıkça istediğiniz kadar makine teçhizat yapın,
istediğiniz kadar proje yapın, ülkede kalkınmayı sağlayamazsınız. 150
yıl önce söylenmiş bu sözler ne kadar net değil mi?Amerika'yı yeniden
keşfetmeye gerek yok' dedi.

'VATANDAŞIN 100 LİRASININ 85 LİRASI YAŞAMSAL HARCAMALARA GİDERKEN,
15 LİRA İLE Mİ TASARRUF YAPACAK?'

Kamu genişlemesi ve vergiler konusuna da değinen Alkin sözlerini
şöyle noktaladı:

'Kamu genişledikçe vergi artıyor. Kamu genişlemesin ki vergiyi
optimal toplasın. Vergi üstüne vergi koymasın, vatandaşın yaşamsal
maliyetini genişletmesin, vatandaşın 100 lirasının 85 lirası zaten
yaşamsal harcamalara giderken, kalan 15 lirası ile tasarruf
edilmesinin söylenmesi eleştirilecek bir noktaya doğru gidiliyor
demektir. Benim tavsiyem kamu küçülsün, kamu küçülünce bütçesi de
küçülür, bütçesi küçülünce daha optimal vergi alır, optimal vergi
alınca da vatandaş tasarruf edecek hale gelir. İlk önce devlet
kendinden tasarruf etmeye başlasın ondan sonra vatandaşa öğüt versin.
Kamu genişledikçe hesap tutmuyor, hesap tutmadıkça vergi koyuluyor.
Korumacılıkla veya kamuyu genişleterek bir ülkenin kalkınmayacağını
biz 150 yıl sonra bir kere daha kanıtlamış oluyoruz.'

YORUMLAR (6)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • Hüseyin fidan01 Aralık 2016 23:57

    Güzel yorum lamis gerçekten.biz zaten hep tasarruf ettik.

  • Dila01 Aralık 2016 18:44

    Brawo ya, harfiyen katiliyorum

  • Ibrahim selvi01 Aralık 2016 18:13

    Sanal gercekcilik, surekli artan buzdagininn artmasina katki.

  • Mudur01 Aralık 2016 18:05

    Cikarimlar çok yerinde ancak devlet adim atarmi

  • stratejist01 Aralık 2016 16:16

    15 Temmuz'dan sonra bunlar beklenen harketlerdi. Türkiye tarım ülkesi tarıma dayalı sanayisini muhakkak geliştirilmeli ve sağlık alanında geşilme sağlamalı. Bunun dışında doğu ve güney doğuda ki komşuları çok önemli. Artık acil Suriye'ye çözüm bulunmalı. Rahmetli Erbakan’ın dediği gibi bir gün mesele Suriye olursa bilin ki hedefte Türkiye vardır demişti. Gerekir ise Suriye’de Esed ile barış sağlanmalı ve daha sonra yola bakılmalı. İçeride ki bakılan Suriyeli sayısı 3 milyon insanın maliyetleri hepimiz karşılıyoruz. Buralara huzur gelmez ise refah gelmeyecektir.

  • Necla ACEM 01 Aralık 2016 14:38

    Harika tespitler 👌👌