BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaGündemHisarcıklıoğlu KOBİ'leri deşti----

Hisarcıklıoğlu KOBİ'leri deşti

Hisarcıklıoğlu KOBİ'leri deşti
01 Mayıs 2014 - 06:46 www.finansgundem.com

"Aile içi çekişmeler şirketlerin geleceğini karartıyor. Elti, kardeş kavgası bitmeli. Patron olmak yöneticilik için yetmez. Ortaklık kültürümüz yok"

Türkiye ekonomisinin can damarlarından KOBİ'ler kendi içlerinde birçok sorun barındırıyor. Sadi Özdemir'in Hürriyet'teki haberinde TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu bu sorunları dile getirdi. İşte o haber:

"Aslında, aile şirketleri her ekonominin olmazsa olmazıdır. Her girişimin temelinde bir insan ve onun yakın çevresi en çok da ailesi vardır. Ancak şirket ve aile büyüdükçe sorunlar başlıyor ve daha önce ‘iş geliştirmek’ için harcanan enerji ‘didişmek için’ harcanmaya başlanıyor. Kısa bir süre sonra da şirketler parçalanıyor ve batıyor. Türkiye’de şirketlerin sadece yüzde 10’u üçüncü kuşağa intikal edebiliyor. Küçük ve Orta Boy İşletmelerin (KOBİ) doğru zamanda ve doğru kurallar koyarak ‘kurumsallaşması’ çok önemli. 

500 YILLIK ŞİRKET OLUR MU

Türkiye’de aile şirketlerinin kurumsallaşmasını en çok dert edinen kurumlardan biri olan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, “Elbette ekonomilerin bel kemiği aile şirketleridir. Halen dünyadaki şirketlerin dörtte üçü aile şirketi. Ancak aile şirketlerinin ancak yüzde 30’u ikinci nesle ve sadece yüzde 12’si üçüncü nesle aktarılabiliyor” diyor. Aile şirketlerindeki kurumsallaşmanın bir ülkenin geleceğini doğrudan ilgilendirdiğini anlatan Başkan Hisarcıklıoğlu şöyle konuşuyor: “Japonya’da Mitsui isimli 500 yıllık şirket var. Aile şirketi ama başarıyla kurumsallaştığı için bugün var. Bugün dünya üzerinde 200 yıllık tarihi olan birçok aile şirketi olduğu biliniyor. Pek çok dünya devi var, aile şirketi olarak kurulup kendisini kurumsallaştırarak dönüştüren, nesilden nesile büyüyerek insanlığa hizmet eden. Bizde ise en büyük şirketlerimiz kurumsallaşamadıkları için yok oluyorlar. Bizim şirketlerimiz ‘kurumsallaşmak’ yerine ‘kurumu sallıyorlar.’ 
Müteşebbis bir milletiz. Her sene çok sayıda yeni şirket kuruyoruz. Ama bunları yaşatamıyoruz. Şirketlerimizin hepsi aslında ülkemizin, 77 milyonun malıdır, o yüzden kurumsallaşarak ayakta kalmalılar. Bunu niye başaramıyoruz? Bunun birçok nedeni var. Akademisyenlerimiz de bu konuda yüzlerce kitap yazıyor. Yurtdışı ve yurtiçi gözlemlerim kapsamında ben çok daha farklı bir bakış açısı ile birkaç noktanın altını çizmek istiyorum.

TAPULARIN YÜZDE 90’I ERKEKLERİN ÜZERİNDE

Öncelikle tapu sorunun çözmeden kurumsallaşamayız. Ne alaka diye mi düşünüyorsunuz? Bakın anlatayım. Gidin tapu kayıtlarına yüzde 90’a yakını erkekler üzerine kayıtlı. Şirket ve fabrika tapuları da erkekler üzerine kayıtlı. Bunu sonucunda ne oluyor? Kız çocuklarını, damat gelecek diye mirastan arındırıp, işi erkek çocuklarının üzerine bina ettiğiniz zaman, işletmeler ikinci nesle ulaşmıyor. Çünkü anne-baba olarak haksız miras bırakmış oluyorsun. Ondan sonra iki erkek çocuk birbiriyle anlaşamıyor. Sonrasında ne zorluklar çekerek büyüttüğün işletme, yok olup gidiyor. Bu kayıp sadece o ailenin değil, tüm Türkiye’nin kaybı. Annelere ve babalara sesleniyorum, çocuklarınız arasında kız-erkek ayrımı yapmayın. Çünkü adaletsiz olan her şey yıkılmaya mahkûmdur. İşinizi hem erkek hem de kız çocuklarına eşit devredin. Girişimci olmak erkeğin hakkı da kadının hakkı değil mi?”

PATRON OLMAK BAŞKA YÖNETİCİ OLMAK BAŞKA

TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, kurumsallaşmanın önündeki önemli engellerden birini şöyle anlatıyor: “Patron olmak, sermayenin sahibi olmak, kimseyi başarılı bir yönetici yapmaz. Artık bunu anlamamız gerekiyor. 
Duvar ustalığının, marangozluğun, elektrik mühendisliğinin belirli bir eğitim ve donanım gerektirdiği, herkesin bu işleri yapamayacağı bilinir. Ancak sermayesi olan herkes patron olmak istiyor. Günümüzün rekabet şartları içinde ayakta kalmanın tek yolu yeterli donanıma sahip kişilerin yetişmesi ve şirket yönetiminin bu kişilere bırakılmasıdır. Dünya genelindeki çalışmalar, profesyonel yönetim kadrolarına sahip şirketlerin aile şirketlerinden daha iyi yönetildiğini kanıtlıyor. Yönetim puanı açısından en yüksek puanı alan şirketler, pek çok hissedarın olduğu ve genellikle halka açık şirketler. Aile şirketi olmasına karşın, profesyonel tepe yöneticisi çalıştıran şirketler de daha iyi yönetiliyor. Türkiye’de de artık profesyonellere daha çok şans vermeliyiz.”

ELTİLER KARDEŞLER KAVGASI SONA ERMELİ

Anadolu’da sık karşılaşılan bir sorunun da “Eltiler, kardeşler ve ortaklar çekişmesi içinde şirketlerimizin boğulup gitmesi” olduğunu anlatan TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, “Ticari zekâmız çok yüksek ama aynı zekâ ortaklık kültüründe sınıfta kalıyor. Yaşamak isteyen şirketler, ‘aile ve şirket anayasası’nı bir an önce yazmak zorunda” diyor.
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)