BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaPara PiyasaEnerji kaynaklı kriz riski----

Enerji kaynaklı kriz riski

Enerji kaynaklı kriz riski
09 Temmuz 2014 - 13:40 www.finansgundem.com

Saxo Capital Markets Menkul Değerler Genel Müdürü Egemen Kaya’ya göre, Rusya ve Ortadoğu kaynaklı sorunlar yaşanabilir

SAXO CAPITAL MARKETS Menkul Değerler Genel Müdürü Egemen Kaya, muhtemelen Rusya ve Ortadoğu’da enerji kaynaklı doğabilecek problemlerle bir krizin eşiğine gelinebileceğini söylüyor. Kaya, bu nedenle önümüzdeki mart ayına kadar olan dönemdeki kadar sert olmasa da eylül ayından itibaren piyasalarda orta şiddetli bir hareket beklediğini belirtiyor.
 
Petrol fiyatlarının ve kurun artmasının da etkisiyle enflasyonda düşüş gerçekleşmezse, önümüzdeki üç dört ayda Merkez Bankası’nın indirim yerine yeniden faiz artırımı beklentisi oluşabileceğini altını çiziyor. Kaya Fortune Türkiye'den Kenan Şanlı'nın sorularını yanıtladı.
 
Piyasalar, önümüzdeki dönemde ABD Merkez Bankası (FED) VE Avrupa Merkez Bankası (ECB) başta olmak üzere merkez bankalarından ne bekliyor?
 
Piyasalar FED’de 2015 yılının ikinci yarısında gelebilecek bir faiz artırımını fiyatlıyordu ki son haftalarda bunun 2016’ya doğru ötelenmeye çalışıldığını görüyoruz. Şayet Faiz artırımı daha da belirgin hale gelir ve fiyatlanmaya başlarsa bu gelişmekte olan piyasalar için olumlu  bir tablo olmaz. Eylül ayına kadar bunun olacağını düşünmüyorum. ECB’nin parasal genişlemesi ise zamana yayıldığı için çok da beklenen etkiyi yaratmadı. Dolayısıyla şu anda ortam biraz bulanık.
 
Ortamı ne bulandırıyor?
 
Dünyada merkez bankaları ve devletler tarafından pozitif manipülasyon yapılıyor. Piyasa veya hane halklarının algısını işlerin iyi gittiğine inandırma anlamında pozitif yönlendirme var. Oysa işsizlik verileri iyileşiyor. olmasına rağmen ABD ekonomisi 2014 yılı ilk çeyrekte yüzde 2,9 küçüldü. Bu son yedi yılın en düşük seviyesi ve Avrupa hala iyi bir durumda değil. Bunların yanı sıra Çin’de emlak ABD’de hisse senedi piyasalarındaki makro veri desteği olmayan merkez bankaları kaynaklı balonlar ile Türkiye çevresindeki jeopolitik olumsuzlukları  sayabiliriz.
 
Irak’ta yaşanan siyasi sorunların yansıması ne olur?
 

Dünya petrol ihracatında önemli bir paya sahip olan Irak ve Suriye’de devam eden olumsuzluklar, hızlanarak gelişmesi halinde, küresel ekonomiyi tehdit eder hale gelir. İlk etkiyi Batı Teksas ham petrolünün fiyatlanmasında yaşıyoruz  zaten. ABD Başkanı Barack Obama’nın ‘’Irak’a bir müdahale yapabiliriz’’ demesi işi daha da ciddileştirdi. Şimdilik piyasalar petrol ihracatının kesintiye uğramamasından dolayı rahat ancak sorun artar ve ‘’petrol güvenliği’’ sorusu baş gösterir ise bunun başta petrol fiyatları olmak üzere enerji piyasaları ve dolayısıyla kırılgan ekonomilerde  negatif etkisi olur. Yükselen petrol fiyatları bu seviyelerde kaldıkça, büyüme sorunu yaşayan dünya ekonomisi için yeni risklerin oluşması anlamına gelecek.
 
Türkiye’ye nasıl yansır?
 
Türkiye’nin halihazırda bu gelişmelerle cevap verebilecek bir politika geliştiremediğini izliyoruz. Uluslararası ittifak gerekecektir ancak bu da uzun zaman alabilir. Türkiye’den direkt bir askeri müdahale beklentim bulunmuyor. Merkez Bankası faizleri indirmeye devam eder ve dolar 2,15 – 2,22 TL’nin üzerine yerleşirse bunun ekonomiye negatif etkisi mutlaka olacaktır.
 
Merkez Bankası’nın bu ortamda faiz indirmesini nasıl yorumluyorsunuz?
 
Merkez Bankası’nın faiz indirimi piyasalar tarafından fiyatlanmıştı. Gösterge bonoda faizler bileşik yüzde 8,5 seviyesine gerilemişti. Merkez Bankası’nın riskleri iyi değerlendirmesi lazım. Yabancılarda siyasi söylemlerin Merkez Bankası politikası üzerinde etkili olduğu kanaati hakim. Amerika ve Avrupa’da son haftalarda hisse senetlerinde başlayan satış hız kazanır ve devam ederse, Ortadoğu’daki olaylar artarak devam eder, petrol arzında bir sıkıntı yaratırsa, faiz indiriminin erken alınmış bir karar olduğu değerlendirmesi yapılır. Enflasyonun yüzde 9,7’de olduğu bir ortamda faizlerin yüzde 8,75’e indirilmesi enflasyonun düşeceği varsayımı ile yapılıyor. Ancak petrol fiyatlarının ve kurun artmasının da etkisiyle enflasyonda düşüş gerçekleşmezse, önümüzdeki üç dört ayda Merkez Bankası’ndan indirim yerine yeniden faiz artırımı beklentisi oluşabilir.
 
Orta vadede kur beklentiniz nedir?
 
Hükümetin doların 2,20-2,25 TL seviyesinde olmasını hedeflediğini düşünüyorum. Zaten Irak ve Suriye’de işler daha da karışır, ABD’nin bir müdahalesi olursa petrol fiyatları aşağı gelmezse dolar/TL’nin bu seviyelerinin altına gelmesini beklemiyorum. Ancak ABD başarılı müdahale yaparsa bu defa iç dinamikler etkili olacaktır. Piyasanın beklentilerine ters olmayan bir cumhurbaşkanlığı seçim sonucuyla daha iyimser bir hava oluşabilir.
 
Türkiye’nin makro algısı olumsuz anlamda değişiyor mu?


 Türkiye’nin makro algısı son bir buçuk yıldır zaten bozuldu. Kırılgan beşli olarak adlandırılması bunun en önemli göstergesi. Ekonomi tarafında yüzde 10’a dayanan bir enflasyon, yüksek cari açık sorunu var. Dolayısıyla gurur duyabileceğimiz bir ekonomik. tablo yok. Mart ayından sonra Türkiye sıcak parayı çekebildi. Ama deneyimlerimiz kriz dönemlerinde Türkiye’nin sıcak para çekemediğini gösteriyor. Bu nedenle kırılgan bir durumda olduğumuzu düşünüyorum. Türkiye’nin anlatabileceği, diğer gelişmekte olan piyasalardan ayrıştıran bir hikayesi kalmadı. Mart ayına kadar olan dönemdeki kadar sert olmasa da eylül ayından itibaren orta şiddetli bir hareket bekliyorum.
 
Bunu ne tetikleyecek?
 

ABD ve Avrupa’dan geleceğini sanmıyorum. Muhtemel olarak Rusya, Ortadoğu’da enerji kaynaklı doğabilecek problemlerle bir krizin eşiğine gelebiliriz.
 
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)