Davutoğlu'ndan diğer partilere çağrı

Başbakan Ahmet Davutoğlu Bilim Teknoloji Yüksek Kurul Toplantısı'nda önemli açıklamalarda bulundu. Davutoğlu'nun konuşmasından notlar şöyle:

* Türkiye'de bilim politikalarını yönlendiren 1983'te oluşan bu kurul bugüne kadar 29 kez toplandı. 2002'de sadece 9 kez toplanmıştı. Son 13 yılda ise 20 kere toplanmış oldu.

* Bütün bilimsel kurumlarımızı ilgilendiren kararlar alıyoruz. Hem siyasi bakımdan geleceğe dönük planlamalarımızı ortaya koyacağız, hem de konuları ele alacağız.

* 3 asgari unsurun bilimsel önünü açtığını görüyoruz. Birincisi istikrar. Terör ve şiddetin olduğu alanda güvenlik konuları bilimsel gelişmelerin önüne gelir. İkincisi ise fikir özgürlüğü. Üçüncüsü ise bilimsel paradigmayı sosyal hayata yönlendirecek ekonomik kalkınma düzeyi.

* Bunlardan herhangi biri eksikse bilimsel gelişme olmaz. Türkiye kendi istikrarını koruyarak ve ekonomik kalkınmayla bilimsel gelişimini gerçekleştiriyor.

* Ar-ge çalışmalarında büyük bir ivme kazandık. İstikrarın ve özgürlüğün olmadığı ortamlarda bilimsel gelişme sağlanamaz. 

* 2002'de 3.9 milyar tutarındaki Ar-Ge harcamaları 17.6 milyar TL'ye kadar çıktı. Önümüzdeki dönemde daha da çıkarmayı hedefliyoruz. 

* Tarihi gelişmelere baktığımızda üç unsurun olduğu yerlere bilim adamlarının aktığını görürürüz. İstanbul fethedilmeden önce geri kalmışken, Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'un ekonomik merkez haline dönüştürmesi, Orta Asya'dan Semerkand'dan bilim adamlarını getirmesi çarpıcı bir örnektir.

* Yakın dönemden bakarsan İkinci Dünya Savaşı'nda Avrupa çalkantıdayken Avrupalı bilim adamları Amerika'ya doğru göçmüştü. 

* Bizim içinde İkinci Dünya Savaşı sırasında Almanya'daki bilim adamların kaçarak İstanbul Üniversitesi'ne gelmesi gelişmeyi sağlamıştı. 

* İstikrar dedik. Son dönemlerde çevre bölgelerde yaşanan krizler Türkiye'yi cazibe merkezi haline getirmiş durumda. Birçok bilim insanı Türkiye'de yaşamayı tercih etmekte, bir gelişme trendi görmekteyiz. 

* Türkiye'deki en önemli husus terör faaliyetleridir. Biz buna karşı omuz omuza vermek durumundayız. Önümüzdeki dönemde bilimsel strateji bağlamında bilim insanlarını cezbedecek bir altyapıyı sağlamamız gerekiyor. 

* Bilim adamlarımızın açık ve net bir tavırla ortak bir tutum sergilemeleri büyük önem taşıyor. Her türlü tedbiri almaya kararlıyız.

* Türkiye'ye karşı her türlü terör tehdidine birlikte tepki göstermemiz bilimsel faaliyetlerin de gelişmesine katkı sağlayacaktır.

"SİYASİ PARTİLERE ANAYASA İÇİN ÇAĞRIDA BULUNUYORUM"

* Eleştirel bakışın olmadığı, düşünce özgürlüğünün olmadığı ortamlarda bilimsel gelişmenin olması söz konusu olamaz. Bu sebeple sivil anayasanın gerçekleşmesine büyük önem veriyoruz.

* Bir kez daha bütün siyasi partilere çağrıda bulunuyorum. Dün ana muhalefet partisi temsilcileri belli konuların kesinlikle masada olmayacağını belirterek komisyon çalışmalarına katılmayacaklarını söylediler, AK Parti olarak komisyonda yer almaya devam edeceğiz. Türkiye'nin ve gelecek nesillerin en önemli teminatı sivil özgürlükçü anayasadır. Elimizden gelen gayreti göstermek ve tartışmak beraber bir anayasayı oluşturmalıyız.

* Demokrasimiz bugün bizim en büyük gücümüz. Demokratikleşme yönündeki adımları güçlendireceğiz. Düşünce özgürlüğünü sınırlayan her türlü yaklaşımın karşısındayız. Düşünce özgürlüğünün olmadığı alanda bilimsel gelişmenin olmayacağının bilincindeyiz.

* 12 Eylül döneminde öğrenci, 28 Şubat'ta öğretim görevlisiydik. O dönemki tecrübelerden sonra bilimsel hayatı teşvik edecek düşünce özgürlüğü olmalı. Hükümeti kurar kurmaz, siyasi parti liderlerini ziyaret ederek sivil bir Anayasa'nın yapılması gerektiğini anlattık.

* Bir kez daha bütün siyasi partilere bu çalışmanın devamı için çağrıda bulunuyorum. Herşeyi bu masada konuşmanın gerekliliğine inanıyorum. Sayın Meclis Başkanımıza bu çalışmaların sürdürülmesini rica ediyorum. Sivil toplum kuruluşlara, siyasi partilere bu yöndeki çalışmalara katkıda bulunma çağrısında bulunuyorum.

* Ekonomik kalkınma ile bilimsel hayat arasında doğrudan bir irtibat olmuştur. Ekonomik kalkınma bilimsel paradigmanın güçlenmesine yol açmıştır. Yeni dönemde de bu potansiyeli harekete geçirmek durumundadır. Şimdi dördüncü bir devrimin eşiğindeyiz. Yazılım, robot teknolojilerin, bilgi paradigmasının yeni bir nitelik taşıdığı bir dönemdeyiz. Burada bilgi felsefesi, paradigması ve temeli kökten değişiyor. Yeni bilgi felsefesine intibak edenler önümüzdeki dönemde ekonomik kalkınmayı yönlendiren ülkeler olacaktır.