BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaGündemAB’nin ayrımcı politikaları küresel ticareti tehdit ediyor----

AB’nin ayrımcı politikaları küresel ticareti tehdit ediyor

AB’nin ayrımcı politikaları küresel ticareti tehdit ediyor
16 Kasım 2021 - 08:26 www.finansgundem.com

Çin ile yapılan tarihi yatırım anlaşmasını parlamentosunda hala onaylamamış olan Avrupa Birliği, Çin'in AB Büyükelçisi Zhang Ming'e göre ayrımcı politikalarıyla küresel ticaret ve KOVID-19 sonrası iyileşme için tehlike oluşturuyor.

ABD başkanlığına Joe Biden’ın gelmesi sonrası Avrupa Birliği ve İngiltere gibi ülkelerin siyasetten ekonomiye “Batı ittifakını” Çin karşıtı bir cephede safl arı sıklaştırması, Çinli yetkililere göre küresel ekonominin iyileşmesine bir tehdit oluşturuyor.

Dünya'dan Hilal Sarı'nın haberine göre; Çin’in Avrupa Birliği Büyükelçisi Zhang Ming, Financial Times’a verdiği röportajda özellikle Avrupa Birliği’nin Çin’e yönelik ayrımcı ticaret politikalarının ve tedarik zincirinde “Çin’den bağımsızlaşmak” için attığı adımların küresel ticarette yaşanan iyileşmeyi tehlikeye atabileceği görüşünde olduğunu belirtiyor. Zhang’a göre “AB tarafından atılan adımların küresel sonuçları var ve bu adımlar zaten sorunlar yaşanmakta olan küresel tedarik ve sanayi zincirleri üzerindeki baskıyı daha da artırabilir”.

AB ve ABD arasında çelik ve alüminyum ürünlerine uygulanan gümrük vergilerini düşürmek konusunda anlaşmış olması da endüstriyel tedarik zincirlerindeki “gerilimi artırarak” enfl asyonel baskıları da kötüleştirebilir. AB ve ABD arasındaki anlaşma Çin’in de aralarında olduğu karbon-yoğun üretim yapan ülkelerden yapılacak ithalatı kısıtlamayı hedefliyordu.

Zhang, AB’nin “stratejik otonomi” hedefl erinin birliğin küresel güç statüsüyle uyumlu olduğunu ve Pekin’in bu inisiyatifi desteklediğini, ancak yabancı şirketlerin bir dizi AB politikasının olumsuz yanları olduğunu savunduğunu aktarıyor. Zhang’ın görüşlerini aktardığı bazı şirketlerden “AB’nin diğer ülkeleri ve bu ülkelerin şirketlerini hedef alan ‘özel yapım’ enstrümanların giderek çoğaldığı, bu enstrümanların hem ayrımcı oluğu hem de serbest piyasaların eşitlik ve adalet prensiplerini ihlal ettiği” değerlendirmeleri yapılıyor.

AB’nin Çin’le ticareti siyasi gerilimlere rağmen artışta
Geçtiğimiz aralıkta AB ve Çin arasında imzalanan yatırım anlaşması sonrası ilişkiler AB’nin Uygur Müslümanları nedeniyle uyguladığı yaptırımlar sonrası neredeyse rafa kaldırılmış gibi. Zhang anlaşmanın parlamentoda onaylanmamış olmasının AB’nin suçu olduğunu belirterek AB’nin “politik manipülasyona” izin vermemesi gerektiğini söylüyor. Öte yandan siyasi diyalog azalmış olsa da ticaret için aynısını söylemek mümkün değil. Dün açıklanan Euro Bölgesi ticaret dengesi verileri, Avrupa Birliği’nin Çin ile ticaretinin pandemiye ve siyasi gerilimlere rağmen keskin şekilde arttığını ortaya koyuyor. AB’nin Çin ile ticaret açığı 2021’in ilk dokuz ayında 165,8 milyar Euro’ya yükselmiş durumda. Geçen yılın aynı döneminde bu rakam 136,6 milyar Euro düzeyindeydi. Birliğin Çin’e ihracatları ilk dokuz ayda yüzde 14,1 artışla 165,7 milyar Euro’ya yükseldi. Çin’den yapılan ithalatta ise yükseliş daha keskin: yüzde 17,6. İlk dokuz ayda yapılan ithalat ise geçen yılki 281,8 milyar Euro düzeyinden 331,5 milyar Euro’ya yükseldi.

Dün açıklanan perakende satış ve sanayi üretimi verileri beklentilerin de üzerinde gelen Çin, hem KOVID- 19 pandemisini nispeten kontrol altına almış olması hem de yüzde 8 üzerinde büyüme beklentisi ile küresel ekonominin parlayan noktalarından biri olmaya devam ediyor. Çin’in ekim ayı perakende satışları bir yıl öncesine göre yüzde 4,9 arttı, Reuters beklentisi yüzde 3,5’lik artıştı. Sanayi üretimi de ekimde yüzde 3’lük beklentiyi aşarak geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 3,5 yükseldi.

Avrupa’nın enerji faturası yükseldikçe, ticaret fazlası düşüyor
Euro Bölgesi resmi istatistik ofi si Eurostat verilerine göre eylül ayında Euro Bölgesi’nin dünyanın geri kalanıyla ticaret fazlası 7,3 milyar Euro’ya yükseldi. Ağustos ayı itibariyle birliğin ticaret fazlası 4,8 milyar dolar olarak açıklanmıştı. Öte yandan Euro Bölgesi’nde geçen yılın aynı döneminde ticaret fazlası 24,1 milyar Euro düzeyindeydi. Birliğin ihracatı eylülde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 10 artışla 209,3 milyar Euro’ya yükseldi. İthalat ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 21,6 artışla 202 milyar Euro’ya ulaştı. Euro Bölgesi’nin ticaret fazlasındaki yıllık bazda sert düşüş büyük ölçüde ocak-eylül dönemi boyunca enerji ticaretindeki açığın 176,1 milyar Euro’ya yükselmiş olmasından kaynaklanıyor. 2020 yılında bu açık aynı dokuz aylık dönemde 119,9 milyar Euro’daydı. Birliğin Rusya ile ticaret açığı ilk dokuz ayda geçen yılki 13 milyar Euro’dan 43 milyar Euro’ya yükselirken, diğer büyük enerji tedarikçisi Norveç’le ise 4,1 milyar Euro’luk ticaret fazlası, enerji krizinin yaşandığı 2021’in ilk dokuz ayında 4,4 milyar dolar ticaret açığına dönüştü. Euro Bölgesi’nin Brexit sonrası İngiltere ile ilk dokuz aydaki ticaret fazlası ise 2020’deki 77 milyar Euro düzeyinden 105,3 milyar düzeyine yükselmiş durumda.

Biden-Xi görüşmesinde ana gündem Tayvan
Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in ABD Başkanı Joe Biden ile dün gerçekleştirdiği ilk görüşmede ana gündem maddesi, iki süper güç arasında siyasi gerilimi uzun bir süredir yükseltmekte olan Tayvan konusuydu. İki lider daha önce iki kez telefon görüşmesi gerçekleştirmişti ancak video konferans şeklinde gerçekleşen dünkü görüşme Xi ve Biden arasındaki ilk sanal “yüz-yüze” görüşmeydi. Çin basınına göre Xi, Biden’a “Tayvan konusunda geri adım atın” mesajı verirken, ABD’li üst düzey yetkililer ise Biden’ın Xi’ye “Çin’in sorumlu bir ulus gibi, ‘kurallarına göre oynaması’ gerektiğini söylediğini aktardı. Çin’in devlete ait basın kuruluşu Global Times, dünkü manşetinde “Tayvan sorunu Çin’in nihai kırmızı çizgisi” ifadelerini kullandı. ABD’nin Birleşmiş Milletler nezdinde hala Çin’in bir parçası olarak görülen Tayvan’la bağımsız bir ülke gibi delegeler göndermesi ve ticaret görüşmeleri yapması, Çin’in Tayvan hava sahasına savaş uçakları göndermesine kadar uzanan politik bir gerilimi körükleyen gelişmeler olmuştu. Ancak Avustralya’nın ABD ve İngiltere ile yaptığı “Fransa’ya ihanet” olarak görülen nükleer denizaltı anlaşmasından çok kısa bir süre sonra “Tayvan’ın Çin’e karşı savunulması için ABD tarafından başlatılacak herhangi bir ajandayı desteklemeyeceğini” duyurması George Bush döneminin Beyaz Saray Asya danışmanı Michael Green’e göre “Çin’in artan etkisinin Asya’nın her yerinde güvenlik ilişkilerini ne denli değiştirdiğini gösteriyor.” Biden’ın görüşmede Çin’in nükleer kapasitesini artırmasına yönelik endişeleri de dile getirmesi bekleniyor. Pentagon tahminlerine göre Çin’in 2020 itibariyle 272 olan nükleer başlık sayısını 2030 itibariyle 1000’e yükselterek üç katına çıkarmış olacak.

Küresel ticarette umut ışığı

 

Küresel enflasyon borsalara iyi gelebilir

 

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)