TL’deki değer kaybının hukuki telafisi var mı?

Milliyet yazarı Prof.Dr. Erol Ulusoy bugünkü köşesinde Türk Lirası'nda devam eden değer kaybının telafisi için hukuk mücadelesi verilip verilemeceğine dair önemli bilgiler paylaştı. Evet Merkez Bankası'na dava açamazsınız ama...

Fiyat istikrarını sağlamaktan hukuken sorumlu olan kurum Merkez Bankası’dır. Fiyatların istikrarlı olması demek, elbette fiyatların hiç değişmemesi anlamına gelmez. Enflasyon oluşturacak şekilde genel fiyat seviyesindeki uzun süren artışın veya deflasyon olacak şekilde düşüş eğiliminin önlenmesi temel amaçtır. Böylelikle Türk lirasının satın alım gücü ve dolayısıyla bir para birimi olarak güvenilirliği korunmaktadır.

TL’nin dolar ve euro karşısındaki değer kaybı maalesef devam ediyor, dolar bir yıl önce 2.98 TL iken bu gün 3.61 TL civarında. Enflasyon beklentilerin üzerinde çıktı, TÜİK Yurt içi üretici fiyat endeksi aylık yüzde 2.98 arttığını ilan etti.

Hemen belirtelim ki, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanunu’nun verdiği görevi yerine getirmediği iddiası ile, enflasyon veya döviz kurlarındaki artış nedeniyle Merkez Bankası’na bireysel tazminat davası açılamaz.

Keza fiyat istikrarını ve TL’nin alım satım gücünü destekleme görevi karşısında bireylere karşı verilmiş sübjektif özel bir hak yoktur. Hiç kimse, Merkez Bankası Kanunu’na dayanarak birey dava açma hakkına sahip değildir. Ama alacağınızı geç ödeyen borçlunuza tazminat davası açabilirsiniz.

‘Aşkın zarar’...

Borçluların, “ne kadar geç ödersem o kadar kâr” düşüncesi içerisinde borçlarını zamanında ödememeleri karşısında, maddi kaybınızı hukuken iki şekilde telafi etme olanağı var.

Eskiden “munzam zarar”, şimdi ise “aşkın zarar” denilen zarar için tazminat talebinde bulunabilirsiniz. Aşkın zarar, temerrüt faizinin dahi karşılayamadığı zarardır. Kanıtlamanız gerekir. Nasıl mı?

Ticari işlerde temerrüt faiz oranı 31.12.2016 tarihi itibariyle yüzde 9.75’tir. Aranızdaki sözleşmede daha yüksek bir oran kararlaştırmış olabilirsiniz. Fark etmez. İster kanuni, ister sözleşmesel olsun, temerrüt faiz oranını aşan bir zararınız söz konusuysa, “aşkın zarar” olarak tazminini isteyebilirsiniz.

Bir başka yol ise, vade farkı talep etmektir. Ancak vade farkı talep edilebilmesi için Yargıtay iki koşul aramaktadır; ya taraflar arasında açıkça vade farkı talep edilebileceğine dair önceden bir anlaşma bulunmalı, ya da vade farkı anlaşması olmasa da taraflar arasında vade farkına ilişkin bir teamül oluşmalı. İşte bu durumda da, borçlunun geç ödemesinden dolayı alacağınızın enflasyon, döviz kurundaki yükselmeler nedeniyle uğradığı değer kaybını telafi edebilirsiniz.