Seçmen yolsuzluktan nasıl etkilenecek?

Hürriyet yazarı Mehmet Yılmaz bugünkü köşesinde seçmenin yolsuzluk karşısında tavrının ne olabileceğini kaleme aldı

17 Aralık'ta başlayan yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun ardından en çok sorulan sorulardan biri de 'yolsuzluk iddiaları seçmeni etkiler mi?'... 30 Mart yerel seçimlerine sayılı günler kala Hürriyet yazarı Mehmet Yılmaz bugünkü köşesinde dünyadan örnekler vererek bu soruya açıklık getirmeye çalıştı. Yolsuzluk iddiaları kimi ülkelerde oy kaybına sebep olurken kimi ülkelerde ise hiç oyları etkilemedi. Son seçim anketlerine bakıldığında AK Parti'nin de oylarında bir azalma görülmüyor neler olacağını hep beraber göreceğiz...

İşte Mehmet Yılmaz'ın o yazısı;


Rüşvet ve yolsuzluk operasyonundan sonra en çok tartıştığımız konulardan biri de ortaya saçılan bu yolsuzlukların, seçimlere nasıl yansıyacağı ile ilgili.
Bu konuyla ilgili ilginç bir makale okudum. Makaleyi, siyasal iletişim uzmanı Dr. Gülfem Saydan yazmış.
Yurtdışından ilginç örnekler veriyor: Brezilya’da 2006’daki başkanlık seçimi öncesi ortaya çıkan yolsuzluklar seçimi hiç etkilememiş.
Amerika’da 1968–1990 yılları arasında görev yaptıkları sırada adları yolsuzluklara karışan siyasetçilerin yüzde 60’ı yeniden seçilmeyi başarmış. Aynı oran Japonya için de yüzde 62.

Araştırmalar gösteriyor ki seçmen, yolsuzluğun ahlaki boyutundan daha çok kendini etkileyen ekonomik boyutuyla ilgili.
Eğer o dönemlerde seçmenlerin hayatını etkileyen önemli bir ekonomik sorun varsa, yolsuzluklara karşı tepki daha büyük oluyor.
İspanya’da yapılan bir araştırma eğer yolsuzluk iddiaları medya gündemini yoğun bir şekilde meşgul ederse, iddialara konu olan adayların yüzde 14’lere varan bir oy kaybı ile karşılaştıklarını gösteriyor.
Medya gündemine taşınmayan iddiaların ise hiç önemi olmuyor. (Yandaş medyanın neden bu konuya hiç girmediğini, yolsuzluk haberlerini veren medya organlarının neden Başbakan’ın hedefinde olduğunu böylece daha iyi anlıyoruz.)
Meksika’da yapılan bir araştırma da eğitim düzeyi yüksek insanların bu tür konularda daha hassas olduğunu ortaya koyuyor.
2003 yılında Brezilya’da yerel yönetimlerdeki yolsuzlukların etkisi de ilginç. Eğer iddialar soruşturuluyor ise oylar etkileniyor, soruşturulmadan kapatılırsa seçmen bundan etkilenmiyor. (Hükümetin yolsuzluk soruşturmasını örtmek için hukuk düzenimize darbe yapmaya kalkmasının nedeni de bu olmalı.)
“Çalıyor ama iş de yapıyor” mottosu sadece bizde değil, oralarda da geçerli. Seçmen, kendi gereksinimlerinin karşılandığını düşünüyorsa, yolsuzluğa göz yumabiliyor.
Adalete güvenin azalması da seçmenlerin yolsuzluklara karşı duyarsızlaşmasının bir başka nedeni ve biliyorsunuz bizde de adalete güven yerlerde sürünüyor!
Dr. Saydan’ın son sözü şöyle: “Yolsuzluk iddiasına karışan siyasetçi karşısında kazanabilmek için seçmenin dikkati çekilmeli, farkındalık yaratılmalı, çözüm üreten değerlendirmeler yapılmalı, sorumluluk alınmalı ve mutlaka doğru alternatifler sunulmalı.”