Rusya'yı "iç işlerine müdahale etmekle" suçlayan ülkelerin sayısı artıyor. Amerika Birleşik Devletleri'nin ardından İngiltere, Fransa, Almanya, İspanya ve hatta Malta Rusya'yı iletişim teknolojilerininin yardımıyla iç işlerine karışmak, yalan haber üretmek ve yaymak ve seçim süreçlerini manipüle etmekle suçladı. Ülkenin önde gelen gazetelerinden Kommersant bu konuyu manşetine taşıdı:
İlk suçlama başkanlık seçimlerine müdahele edildiği gerekçesiyle Amerika Birleşik Devletleri'nden gelmişti. İddialara göre, Rus hackerlar Demokratların başkan adayı Hillary Clinton'un elektronik posta hesaplarını kırarak bunları Clinton aleyhinde kullandı ve Donald Trump'ın seçilmesine yardımcı oldu.
İngiltere Başbakanı Theresa May de 15 Kasımda Avrupa Birliği'nden ayrılma kararı çıkan referanduma Rusya'nın müdahalede bulunduğu iddialarının soruşturulduğunu açıkladı.
Benzer bir açıklama da 27 Ağustos tarihinde Almanya Anayasayı Koruma Servisi başkanı Hans-Georg Massen'dan gelmişti. Massen da Rusya'nın Bundestag seçimlere etkide bulunmak için faaliyet göstermiş olabileceğini söyledi.
Fransız politikacı Richard Ferran da Rusya'nın başkanlık seçimlerine Emmanuel Macron'un seçilmemesi için Marie Le Pen lehine müdahale ettiğini iddia ediyor.
Rusya'nın iç işlerine müdahale ettiğini iddia eden ülkelerin listesi İspanya, Danimarka, Hollanda, Norveç, Bulgaristan, Karadağ ve Malta şeklinde devam ediyor.
Bu ülkelerden Karadağ Rusya'yı ayrıca hükümete karşı dabe girişimine destek vermekle itham ediyor.
Rusya hükümeti tüm iddiaları reddediyor.