Genelde yeşil şişe sineklerine ait olan bu larvalar, ölü insan dokularıyla beslenip anti- bakteriyel salya salgılayarak yaraların mikrop kapmasını önlüyor.
Bu tedavi kulağa pek hoş gelmeyebilir ama aslını isterseniz eski çağlara kadar uzanıyor.
Örneğin Avustralya'da yaşayan aborijinler yaraları kurtçuklarla temizliyordu ve 1. Dünya Savaşı sırasında siperlerdeki askerler de ölümcül olabilecek enfeksiyonları yaralardan uzak tutmak için kurtçuklardan yararlanmıştı. Bütçesi 250.000 dolar olan proje, hastaların uzuvlarının kesilmesini de önleyebilir çünkü yaralanmaların ve operasyonların ikincil enfeksiyonu ampütasyona yol açabiliyor.
TheTelegraph'ın haberine göre, "Kurtçuk projesini" başlatmak için İngiltere, kurtçukların yerinde yetiştirilebileceği sahra hastaneleri kuracak. Sineğin bıraktığı yumurtalar sterilize edilecek ve bir ila iki gün kuluçkada tutulacak. Bu noktada kurtçuklar işbaşı yapmaya, yani doğrudan yaranın üstüne bırakılmaya ya da yaraların etrafına sarılan EyoBag'lere yerleştirilmeye hazır olacak.
Steril kurtçuklar, tıbbi tedavi olanaklarının kısıtlı ya da temel düzeyde olduğu yerlerde çok önemli. Indian Journal of Plastic Surgery'nin haberine göre bu yavru böcekler, açık yaralardaki ölü ve hasarlı dokuyu yiyip sindirebiliyor ve Live Science'ın bildirdiğine göre, yaraları cerrahlardan daha hızlı temizleyebiliyor. Ancak hastalıkların yayılmasını önlemek için, kurtçukları ikinci defa kullanmamak gerekiyor.
O yüzden de araştırmacılar larvaların her kullanımdan sonra klinik konteynırlara konup atılması talimatını veriyor.
Larvalardan doğaya kaçanlar olsa da sorun değil çünkü bu kurtçuklar sineğe dönüşseler de kısır kalıyor. (Popular Science Türkiye Dergisi)