Çavuşoğlu: Kimse beni durduramaz

Dışişleri Bakanı, Hamburg'da konuşma yapacağı salonun değiştirilmesiyle ilgili olarak "Tam bir baskıcı sistem. Hamburg'da düğün salonunun ruhsatını iptal etmeye kalktılar. Ben giderim. Kimse beni durduramaz" dedi

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Almanya'da yapacağı konuşmanın Alman makamlarınca engellenmeye çalışılması konusunda önemli açıklamalarda bulundu. Hande Fırat'ın konuyla ilgili Hürriyet'te yer alan haberi şöyle: 

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Almanya’nın Hamburg kentinde konuşma yapacağı salonun değiştirilmesiyle ilgili olarak, “Tarihte görülmemiş bir şekilde baskı uygulayarak tüm programlarımızı iptal etmeye çalışıyorlar. Tam bir baskıcı sistem. Hamburg’da düğün salonunun ruhsatını iptal etmeye kalktılar. Ben giderim. Kimse beni durduramaz” dedi. Hürriyet’e konuşan Çavuşoğlu şunları söyledi:

“Tarihte görülmemiş bir şekilde baskı uygulayarak tüm programlarımızı iptal etmeye çalışıyorlar. Tam bir baskıcı sistem. Özel mülk sahiplerine otellere, düğün salonlarına baskı yaparak sözleşmeleri iptal ettiriyorlar. Hamburg’da düğün salonunun ruhsatını iptal etmeye kalktılar. Ben giderim. Kimse beni durduramaz. Toplantı yapacak yer buluruz. İşletme sahiplerini tehdit ediyorlar.

ALTINDA KALMAYIZ

(Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözlerine Almanya’dan tepkiler) Tüm uygulamalar Nazi dönemindekine benziyor. AK Parti’ye hayır çıksın diye baskı yapıyorlar. Neticede antidemokratik uygulama hukudışı. Bunun karşılığını vereceğiz. Atılacak adımları değerlendireceğiz, altında kalmayız.

UTANÇ VERİCİ

(Hollanda Başbakanının açıklamaları) Yaklaşan seçimler sebebiyle aşırı sağcı bilinen Özgürlük Partisi lideri Wilders’in oyları artmasın diye gelmesin diyorlarmiş. Bu iş benim gelip gelmeme kalmışsa sen yanmışsın. Avrupa’ya aylardır demokrasi ve demokrasi değerlerini daha fazla savunmasını söylüyoruz.

(Hollanda Dışişleri Bakanına) Beni telefonla arayıp izah etseydi duruma belki anlayış gösterirdim. Facebook üzerinden Twitter üzerinden yaparsan olmaz, ben Hollanda’ya giderim. Bu uygulama tüm Avrupa için utanç verici. İkinci dünya savaşı öncesindeki döneme gidiyorlar.”