Bankalarımız yerli sanata yabancılaştı!

Ünlü ressam Muzaffer Akyol, bankacılık sektöründe yabancı ağırlığının artmasıyla yerli sanatçıların desteklenmediğini belirtti

FINANSGUNDEM.COM

Muzaffer Akyol, yaşadığı coğrafyanın enerjisi ile yola çıkan, yaşadığı coğrafyanın simgelerini, masal ve hikayelerini şiirsel bir dille resimlerine mal eden özgün bir ressam. 5 Mart’ta, İş Sanat Kibele Galerisi’nde, ‘Kendimle hesaplaşacağım, 50 yılıma, aklarıma, karalarıma bakacağım’ dediği, koleksiyonerlerin elinde bulunan eserlerinden bazılarının da sergileneceği, ‘İrkildim Uyandım Bir Daha Uyumadım’ adlı retrospektif sergisini açacak. Narları, zeytin dalları, selvileri, karpuz dilimleri, kuşları, kurbağaları, kadın portreleriyle öne çıkan, ‘Ben ‘yerli’ bir ressamım diyen Akyol ile Milliyet’ten Songül Hatısaru ile sohbet etti.

Türkiye’de sanatın öteden beri bankalar tarafından desteklendiğini belirten ünlü ressam Muzaffer Akyol, sektörde yabancı ağırlığının artmasıyla tercihlerin yabancı sanatçılardan yana kullanıldığını söylüyor.

Çikita muz mu bu!

Satış yapamıyorlar. Türkiye’de büyük şirket, büyük banka evlilikleri oldu. Bu evliliklerde yönetim kurulu ağırlığı kimin tarafında ise söz hakkı onda oluyor. Eskiden bankaların bir sanat politikaları vardı. Yani bankalar resim alırdı. Şimdi büyük sermaye yurt dışı kaynaklı olduğu için bizim ressamların eserlerine ikinci, üçüncü derecede sıra geliyor. Sadece bankalar değil, büyük karteller de çok fazla yabancı sanatçı almaya başladılar.

Galericiler ayakta kalma savaşı veriyor. Bu arada, son yıllarda sanatın yaygınlaşmasında, sanatçıya olan hassasiyette Ekavart Galeri’yi öne alıyorum.

İnci Aksoy’un Türkiye’de ilk kez online tv anlayışla sanatçıyı dünyaya taşıyan bir görüşü sahiplenmesi alkışlanacak bir olaydır. 

Son 6 - 7 yıldır orada açtığım sergiler benim için çok önemlidir. Gönül ister ki böyle galeriler çoğalsın, güçlü olsun ve sanatçılar bu sayede bu sahte pazarda yem olmasınlar.

Çikita muz almıyorsunuz ama. Büyük ulusal sermayenin yerel sanata sahip çıkması gerekir. Şirketlerde yabancı ağırlığının artmasına  bağlı olarak şöyle bir söylem geliştirildiğini de görüyoruz: Artık Türk ressamlarından bir şey olmaz. Globalleşmenin, tekelleşmenin vardığı noktada böyle bir bir yaklaşım çok normaldir. Ama doğru değildir.

Şimdi böyle bir hareket alanında, kendi ülkende yabancılaşıyorsun. Bu söylemlerin de pompalanmasıyla çağdaş sanat yapıyorum adı altında bir yığın oyunlar gündeme geliyor. Bu sanata hizmet etmez. Dünyanın gerçekleri var. Amerikan sanatı diyorsun, Rus sanatı diyorsun. Önce kendin olacaksın, kendi teknende kendi hamurunu yoğuracaksın.