BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaBankacılıkŞirketinizi geleceğe hazırlamanın 6 yolu----

Şirketinizi geleceğe hazırlamanın 6 yolu

Şirketinizi geleceğe hazırlamanın 6 yolu
23 Şubat 2018 - 10:23 www.finansgundem.com

HSBC Grubu Küresel Kurumsal Bankacılık CEO’su Noel Quinn, şirketler üzerinde etkili olacak trendleri kaleme aldı...

Dünyanın dört bir yanından liderler her yıl İsviçre’nin Davos kasabasında bir araya gelerek dünyanın karşı karşıya olduğu en önemli sorunları ve gelecek planlarını tartışıyor. Ancak geleceğin neler getireceği üzerine düşünmek sadece çok uluslu şirketleri yöneten CEO’ların işi değil. İş dünyasındaki her iyi lider şirketini geleceğe hazırlamak için kafa yorar; şirketi nasıl ve ne zaman büyüteceğini, faaliyetlerini nasıl çeşitlendireceğini ve yeni fırsatların nerelerde olduğunu saatlerce düşünür. Kulağa kolay gelebilir ancak geleceğe yönelik uzun vadeli düşünmek zordur. Her şeyden önce vakit değerli, bilgi çokça mevcut olsa da her zaman erişilebilir veya güvenilir değil ve herkesin bildiği gibi büyük çaplı bir değişimin yönetimi kolay değil. Davos’taki tartışmaları dinlerken birlikte çalıştığım şirketler üzerinde en çok etkisi olacak uzun vadeli trendlerden altı trend ön plana çıktı:

1. Z Kuşağı’nı yakından takip edin

1990’ların ortası ile 2000’lerin ortası arasında doğan 70 milyonluk Z Kuşağı, ilk gerçek dijital nesil olma özelliği taşıyor. Toplum bilinci yüksek olmaları ve işleriyle dünyayı olumlu yönde etkileme hedefleri ile bilinen Z Kuşağı’nın en yaşlı üyeleri şu sıralar iş dünyasına adım atmaya başlıyor ve yöneticilerinin Y Kuşağı’ndan olması kuvvetle muhtemel. Y Kuşağı da mesleki tatmin ile ilgili güçlü duruşu ile biliniyor. Başarılı markalar hem çalışan hem de tüketici olmaları bakımından bu iki gruba yönelik stratejiler geliştirecekler. Değerlerine sahip çıkarken dijital çağda nasıl iş yapılacağını kavrayan bu şirketler rekabet avantajına sahip olacak. Örneğin; araştırmalara göre etnik çeşitliliğe sahip şirketlerin rakiplerini geride bırakma olasılığı %35 daha yüksek.

2. ‘Beğen’den ‘Satın Al’ butonuna sosyal alışveriş

Sosyal medya platformları üzerinden alışveriş yapanların sayısı gittikçe artıyor. Bu tüketiciler beğendikleri bir ürün gördüklerinde o anda satın alabilmeyi istiyor. Sosyal alışveriş halen emekleme safhasında olsa da araştırmalar sosyal alışverişin 2021 yılında global olarak 165 milyar dolarlık bir gelir yaratabileceğine işaret ediyor. Bu tüketicileri cezbetmeyi hedefleyen markaların sosyal medya stratejilerini yeniden şekillendirmeleri, ‘Beğen’ butonundan ‘Satın Al’ butonuna geçiş yapmaları ve ürünlerini dijital tüketicilerin bir tık kadar yakınına taşımaları gerekiyor.

3. Sürdürülebilirlik yeni norm

Etik tüketimin önemi son yıllarda arttı ve pek çok insan etik ve çevre dostu ürünleri tercih ettiğini söylüyor. Dolayısıyla markalar ticari olarak başarılı olmak istiyorlarsa tüketicilerin bu yeni beklentilerini karşılamak zorunda. Büyük şirketler bu konuda harekete geçmiş durumda. Daha küçük şirketler de ekosistemlerindeki müşteri ve tedarikçileri inceleyerek her birinin standartlarına uygun olduğundan emin olmaya çalışıyor. Bu durum şaşırtıcı değil çünkü sadece bir şirket bile tüketiciyi hayal kırıklığına uğratsa tüm tarafların itibarı domino etkisi gibi riske girer.

4. Ticaret sınır tanımıyor

HSBC’nin Dış Ticaret Raporu’na göre; turizm, finans ve eğitim gibi hizmetlerin 2030 yılında küresel ticaretin %25’ini oluşturması bekleniyor. Dijital teknoloji yeni pazarlara erişimi kolaylaştırıyor ve daha fazla sayıda küçük şirket fiziksel olarak adım atmadan yurt dışına sanal olarak açılıyor. Bu durum ticaret için oyunun kurallarını değiştirici nitelikte çünkü artık genişleme bir klik kadar yakın.

5. Blockchain

Bugün dünya nüfusunun yalnızca %0.5’i blockchain teknolojisini kullanıyor. Ancak pek çok sektör genelinde blockchain teknolojisi hızlı bir şekilde benimseniyor ve uzmanlar blockchain pazarı değerinin 2024 yılında 20 milyar dolara ulaşacağını öngörüyor. Bazı firmalar bu teknolojiye öncülük ederken, her liderin blockchain’in kendi sektörlerinde nasıl uygulandığı, hangi konseptlerin geliştirildiği ve iş birliği amaçlı katılabilecekleri ortak girişimler konusunda bilgi sahibi olması gerekiyor. 

6. Yapay zekâ iş dünyasındaki yerini sağlamlaştırıyor

Teknoloji dünyasında çokça kullanılan bir diğer terim olan yapay zekâ iş dünyasının normal akışı içerisinde yerini sağlamlaştırmaya devam ediyor. Yapay zekâ robotlarının (otomatik görevleri yerine getiren uygulamalar) 2020 yılında müşteri hizmetleri etkileşimlerinin %85’ine temel oluşturacağı öngörülüyor.  Yapay zeka, verimliliği 2035 yılında kadar en az %40 oranında yükseltebilir.7 Bu teknoloji şirketlere en çok müşteri segmentasyonu tarafında fayda sağlayacak gibi görünüyor; ayrıca gelişmiş veri analizi yeni tüketici trendleri ve segmentlerinin tanımlanmasında veya belirli bir ürün ile ilgilenen müşteri gruplarının tespit edilmesinde kullanılabilir.

Sadece bu trendleri anlayan değil, bu yönde hareket eden iş dünyası liderlerinin rekabet avantajına sahip olması daha yüksek bir ihtimal. Çünkü şirketinizi geleceğe hazırlayarak uzun vadede yeni müşteriler kazanabilir, en parlak yetenekleri şirketinize çekebilir ve en iyi fırsatların nerelerde olduğunu öngörebilirsiniz. Bu, en küçük ölçekli start-up şirketlerden en büyük ölçekli çok uluslu şirketlere kadar tüm iş dünyası için geçerli.

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)