BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaPara PiyasaFed'in faiz artışı Türkiye'yi nasıl etkiler?----

Fed'in faiz artışı Türkiye'yi nasıl etkiler?

Fed'in faiz artışı Türkiye'yi nasıl etkiler?
20 Ekim 2016 - 08:25 www.finansgundem.com

Türkiye 15 Temmuz hain darbe girişiminin ardından süratle normalize olması gerekiyordu. Fakat, maalesef, o günden beri hem dış, hem iç siyasi gelişmeler, bu normalizasyon sürecini geciktirdi

Dünya yazarı Tuğrul Belli bugünkü köşesinde Fed'in faiz politikasını değerlendirdi. Fed Aralık'a kadar bir kere kesin faiz artıracak. Peki sonraki artırım ne zaman olur? Bu karar bizi nasıl etkiler? İşte Belli'nin yazısının o kısmı;

...

Fed Başkanı Yellen geçen haftaki konuşmasında ağır resesyonlardan sonra görülen
uzun süreli durgunluklardan (histerezis) çıkabilmek için bir süre ekonomiyi yüksek basınçta,
işgücü piyasasını ise tam istihdamda götürmenin yararlı olabileceğinden bahsetmişti. Bu
açıklama Yellen’ın faiz artırımlarını son derece dikkatli ve yavaş bir şekilde gerçekleştireceği
anlamına geliyor.

Konuşma içerisinde bahsettiği bazı teorik konular da aslında bu yaklaşımını teyit eder
nitelikteydi. Örneğin, ekonomide toplam talepteki değişimlerin toplam arza etki edip etmediği
konusu. Burada kastedilen, uzun süren resesyonlar sonrasında bazı çalışan kesimlerin işgücü
havuzundan daimi bir şekilde uzaklaşması sonucu toplam talepte meydana gelen yapısal
azalmanın toplam arzı da daimi olarak düşürmesi. Nitekim, ABD’de resmi işsizlik oranı
neredeyse rekor seviyelere gerilemiş olmasına rağmen, işgücüne katılım oranı 90’lı yıllardaki
seviyesinin hâlâ çok altında.

Bazı yorumcular ise Başkan Yardımcısı Fischer ve bazı guvernörlerin daha ‘şahin’ bir tutum
izlediklerini ve bu durumun önümüzdeki dönemde Fed içerisinde görüş ayrılıkları
doğurabileceğinden bahsetmekteler. Ancak, Fischer bu haftaki bir demecinde “doğal işsizlik
oranının bir miktar daha altına düşülmesinde bir sakınca görmediğini” ifade etmiş bulunuyor.
Fischer için daha önemli olan ise enflasyon oranında hedef yüzde 2’nin üzerine sıçramamak.
Ancak, her ne kadar TÜFE (CPI) eylülde (beklentiler paralelinde) 0.3 puan artarak yüzde 1.5’e
çıkmışsa da, şahsen ABD’de enflasyonist baskının çok güçlü olduğunu düşünmüyorum.
Nitekim gıda ve enerjiyi dışlayan çekirdek TÜFE’de Eylülde yüzde 2.3’ten yüzde 2.2’ye bir
gerileme söz konusu. Doların güçlü kalmaya devam etmesi ve petrol fiyatlarında çok büyük bir
sıçrama olmaması durumunda CPI yüzde 2’yi kolay kolay geçmeyecektir.

Ayrıca, Yellen’in faizleri artırma konusunda süper ihtiyatlı gitme kararının arkasında, ABD’de her
verinin çok da iyi geliyor olmamasının da etkisi var. Örneğin genel olarak istihdam verileri iyi
gelmeye devam ederken, işgücü verimliliğinde son 2 senedir belirgin bir durgunluk ve son 3
çeyrektir de arka arkaya azalma söz konusu. Kısacası, ABD’de istihdam artıyor ama işgücü
başına katma değer artmıyor. Belki endişelenmek için erken ama ABD ekonomisinde en son
böyle bir durum 2008 krizi öncesinde yaşanmıştı.

Sonuç olarak, aralık ayında Fed’den bir artırım geleceği kesin, ancak bir sonraki artış için epey
beklemek gerekebilir. Bu da, şüphesiz ki bizim gibi küresel likidite ve artan döviz maliyetlerine
son derece duyarlı ekonomiler için pozitif bir gelişme olarak görülmeli.

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)