Önder Halisdemir [email protected] Önder Halisdemir

Yıl 2019... Bankacılığın sonu

18 Mayıs 2016, 09:05 ---

Mevduata dayanan ve devletin bu mevduatın bir kısmına garanti vererek sistemi regüle etmeye ve gözetmeye çalıştığı konvansiyonel bankacılık geçtiğimiz yüzyılın işiydi. Bunun artık tüm koltuk değneklerine rağmen yürümediği tüm dünyada görüldü. Bir kısmı borsa değerlerine yansıdı. Şu an dünyadaki pek çok banka öldüğünün farkında olmayan zombi gibi yaşamakta olduğunu ne olup bittiğinin farkında olduğunu bilen gözler görmektedir. Bankacılığın sonunu 3 ana sebebin getirdiğini görüyorum. Bunların ilki çeşitli motivasyonlarla yapılan düzenlemeler, ikincisi teknolojik gelişimin dönüştürücü etkisi ve son olarak alternatif araçların artık ikame araçlar haline gelmesidir. Hayatın normal akışı artık çağımızın dinazorları olan bankaların büyük gövdelerini artık ayakta tutamayacağını göstermektedir. Doktorasını bankacılık üzerine yapmış mesleğin hemen her kademesinde genel müdürlük dahil bulunmuş, farklı işler geliştirmiş ve kendince dijital evrim geçirmiş biri olarak gördüklerimi kariyer söyleşilerinde genç arkadaşlarla paylaşıyor ve geleceğinizi bu sektörde aramayın diyorum. Bazı banka yönetim kurulu başkan ve patronları da arada sohbete çağırıyor ve sizle paylaşacaklarımı bazı reçeteler ile anlatıyorum. Gelin bu sebeplere bakalım.

Bankacılığı bitiren düzenlemeler

Düzenleyiciler ve tabi siyasetçiler bankaların kaldıraçlı çalışmasının bankalar büyüdükçe ekonomide yaşanan olumsuzluklarda çarpan etkisi yarattığını gördüler. Bankaları kurtarmanın maliyetinin oluşan ekonomik aksaklığı düzeltme maliyetinden çok daha fazla ve karmaşık olması zaman içerisinde birçok başka düzenlemeyi beraberinde getirdi. Bir taraftan ekonomide olumsuz giden konuları düzeltmeye çalışırken diğer yandan bunun bankalarda oluşturduğu çarpanlı ve domino etkili tahribatların kamusal maliyeti düzenleyicileri kendilerince bankaları sorun olmaktan çıkartıcı tedbirler almaya yöneltti. Bankacıların yüksek gelirleri ve dokunulmazlıkları düzenleyicilerin yapılan işin faydasından kaynaklanan toleransından ziyade şimşeklerini üzerlerine çekti. Mevduata devletler tarafından verilen garantiler her türlü müdahalenin kendince meşru zeminini oluşturdu. Artık filler züccaciye dükkanına girdi. Birçok denge yapılan düzenlemeler ile dağıldı. Artık dokunulmazlık falan da kalmadı. Bankalar kar görseler de yapamayacakları sıralanan işler ve artık sorulmaya başlanan hesaplar ile işin keyfi iyice kaçtı. Ülkelerin siyaset kurumları da müşterilerin seçmen olduğunu keşfetti. Siyaset ve yargı haklı / haksız müşterinin yanında yer almaya başladılar. Artık bu saygın olması gereken iş ve mesleğin dünya genelinde repütasyonu büyük erozyona uğradı.  Bu durumu aynı şartlarda sürdürmek için bankaların gövdeleri fazla büyük.

Teknoloji dev cüssenin tahakatini kesiyor

Bu konvansiyonel yapının en maliyetli ve en önemli kanalı olan şubeler yerini dijitale bıraktı. Haberi okumanın kağıt gazeteden dijitale yerini bırakması gibi. Evet hala kağıt gazeteden okumayı tercih edenler bile olsa sayılarının artmadığı aksine azaldığı ortada. Fiziki para da yerini kaydi paraya/dijital paraya bırakıyor. Gün içinde işletmelerde oluşan paralar için şube/dükkan açmaya gerek kalmadı. Nakit yaktığı için şubelerin yerini para arabaları, gece kasası ATM’ler aldı. Şubedekiler bir yandan o kadar yetkisiz hale geldi ki şubeye giderek halledebileceğiniz bir iş kalmadı. Artık durumunuza bilgisayar karar veriyor. İnisiyatiflerde merkezlere toplandı. Dağıtık merkez ve bölgeler de bile inisiyatif giderek kalmadığını görüyoruz. Doktora tezi ‘online karar destek sistemlerinin endüstride kullanımı’ olan ve bunu çalıştığı bankada dünyanın ilk ‘cep kredi’ uygulaması haline getirip ürünleştiren ve artık sektör standardı haline gelmiş bir çözümün sahibi bir arkadaşınız olarak artık bırakın dağıtık karar merkezlerini artık yalnızca o da şimdilik politika belirlemeye yarayacak kredi komitesi ve başvuru almaya yarayacak bir web sitesi ile arada başka hiçbir adıma, şubeye, bölgeye  gerek kalmadığını söyleyebilirim. Daha önce merkezileşen çağrı merkezleri bile yerini birçok sebeple robotik uygulamalara bırakıyor üstelik bunların maliyeti çok ucuz ve güvenliler. Şubelerin yerini daha gelişmiş  ATM’ler, POS’lar, Web ve sahadaki diğer aracı fiziki kanallar aldı. Müşteri edinimi için ziyaret ve dokunulabilir yerde olmak mı? Bunun da artık farklı yolları var. Ne denirse densin yok yani bu gövdelere artık ihtiyaç yok.

Banka dışı finansal aracılar da bankaların önünden yiyorlar

Bankaların üç temel işlevini say deseniz üç şey söylerim. Para kabulü, kredi ve para transferi. Diğer türev işleri zaten çoktandır yapanlar çıktı. Yıllar önce bu üç fonksiyonu yalnızca bankalar yerine getirirdi. Artık öyle mi? Sıkı sıkıya korunan bankaların iş alanları banka olmayan finansal ve finansal olma şartı olmayan aracılara açıldı. Hatta yeni yasalar (financial inclusion act. vb) bunu dünyanın her yerinde teşvik eder hale geldi. Yani artık lisanslarla sıkı sıkıya korunan bir iş/beslenme ortamı yok. Bankaların dışında bu alanlara başka finansal şirketlerin girmesi ve bankaların önünden yediğinden yemesi de hayatın doğal akışı haline geldi. Bunlar daha küçük pirihannaları oluştururken artık müşterilerin gönüllü abonesi olduğu müşterilerin sadakatini kazanmış dev sosyal ağlar da bu işe soyunmaya başladı. Üstelik bunlar finansal şirketler de değil. Abone paylarını reklam gelirleri dışında finansal aracılığa da kaydırıyorlar artık.  Çin’deki line uygulaması, Facebook ve Whatsuptan hazırlığı duyulan yeni finansal çözümler, Google pay, çeşitli e-cüzdan uygulamaları, kredi konusundaki açılımlar bu devleri de biraz da biz yiyelim diye artık bankaların doğal besin kaynaklarına dalmalarını sağladı.

Sonuç

Bankalar mevduat garantisi sebebiyle her şeylerine karışma hakkı gören düzenleyiciler ile dijital evrimini geçirmemiş patronajlarının konvansiyonel düşünce ve iş yapma tarzının banka dışı sayıları mantar gibi çoğalan banka dışı finansal aracılarla asimetrik rekabeti ile mücadele edemedikleri için  ayakta kalamayacaklardır. İklim değişikliği olmuş ve bunları besleyecek besin alanlarını başkaları ile paylaşmaktadırlar. Bir kısmı farkında ancak ne yapacağını bilemezken bir kısmı farkında bile değildir. Azalan karlara ve aleyhte gelişen düzenlemelere bakıp adeta hareketsiz kalmakta başına çok darbe yemiş boksörün şaşkınlığı gibi hareketsiz ve ifadesiz kalmaktadırlar.

Düzenleyicilerin dinozorların ölümüne kendini hazırlaması ve bunun maddi ve sosyal maliyetini gözeterek en az sorunlu biçimde süreci yönetmeleri önem kazanmaktadır. Nasıl endüstri 4.0’ın dünya emek piyasasında yaratacağı işsizleşme dönüşümüne hazırlanmak gerekiyorsa bundan çok daha önce bankaların dönüşümünü gerçekleştirmelerine yardımcı olmak gerekmektedir.

Batıdan esen bu rüzgarlar fırtına halini aldı. Isı düştü ve bu dinozorların saklanabilecek yerleri ve tüketecekleri besin kaynakları çok az. Dünyanın her yerinde eski gövde ve tüketim alışkanlıkları ile yaşamaları artık imkansız hale geldi. Birleşerek, katarak sağlanacak konsolidasyon çare değil. Belki biraz zaman ve umut kazandıracaktır. Neden çare değildir? Çünkü problemin artık kendisi gövdeyi ayakta tutacak iklim ve besin kaynaklarının bulunmamasıdır. Gövde büyüdükçe gereksinim duyulacak enerji artmaktadır. İklim değişikliğine bankalar yol açmadı ancak sonuçlarını yaşayacaklar. Haklı haksızın da artık bir önemi yok. Hayatın doğal akışı bu işi dönüştürmektedir. Sağlıcakla kalın.

ETİKETLER :
YORUMLAR (17)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • Ali koc21 Eylül 2019 23:44

    Teknolojiye yatirim yapan one cikacak...yalikredi ve garanti herzaman onde olan bankalar

  • Sessiz Bankacı27 Ekim 2017 12:03

    Şubeler azalacak. Şubeciler azalacak. Ancak tüm GM birimlerinde çalışanlarında sayıları azalacak ! Umarım YÖK Bankacılık eğitimi verilen bölümlerde kontenjan kısıtılaması yapar.

  • T.t.18 Şubat 2017 14:11

    Bankacılar yavaş yavaş vergi müfettişleri ve denetim memurluğu işine kaydırılmalı.

  • Mehmet D.24 Aralık 2016 17:29

    Söylediklerinize katılıyorum. Hergün yeni düzenlemeler, müşterilere bu durumları anlatmanın ve niye daha fazla imza aldığımızı anlatmanın zorlukları... karlılık düşüşü sebebi ile sürekli artan hedefler ve yeni ürünler.... terfi ve zamlarda hayal kırıklıkları.... prim almayı unuttuk zaten.... kobi portföy yetkilisi olarak müşterinin kredibilitesine, müşteriye yapacağımız fiyatlamaya, alacağımız konisyon be masraflara sistem karar veriyor..... meslek ölüyor gerçekten fakat biz bankacılar olarak başka ne iş yapabiliriz? Bu alandaki tecrübelerimizi nerede kullanabiliriz? Bu konuların üzerinde daha fazla durulmalı diye düşünüyorum. Banka patronları işler çok kötüye giderse paralarını başka sektöre yatırırlar ama bu kadar çalılan ve halen iş arayan büyük çoğunluğu nitelikli,dürüst,güvenilir,çalışkan insanların iş imkanları daha fazla olmalı

  • ertunç tunçin28 Haziran 2016 16:43

    BU yazı banka çalışanlarının hayatına bir güneş gibi doğdu. Bu yazdıklarınızın her harfinin gerçekleşmesi için sabırsızlıkla bekliyorum. Kaç saat kaldı acaba. Düşüncenizi gerekçekler ile desteklemenize gerek yok, ben hemen inandım. Çünkü inanmayı çok istiyorum..

  • Doğan Durmuş 226 Mayıs 2016 17:04

    Not: Bence bankacılığı bugün ki karsızlık sorunlarına taşıyan asıl gerçek, doktorasına veya eğitimine güvenen ve kendini bu şekli ile kurumlara kabul ettiren akabinde aldığı/aldırdığı kararlarla değişik çalışmalar sergileyen, kurumları hacim ve kardan çok adet bankacılığı ve personele baskı sistemine yönlendirerek gelecekte kar edebilecekleri görüşüne inandıran sonrasında da bunu reel de sağlayamayıp kurumları zarara uğratan fikir bazlardır.

  • Doğan Durmuş 126 Mayıs 2016 17:03

    Sanırım bazı noktaları kaçırıyorsunuz… Özellikle Ülkemizde halen bireylerin/firmaların tüm ihtiyaçlarının karşılandığı tek bir banka anlayışı yok/olamaz. İhtiyaçların sınırsız kaynakların kıt gerçeği finansal yapı içerisinde de bir gerçek durumundadır. Basit bir örnekle; özellikle ülkemizde ticaret ortamında/piyasada vadeli alım satımın/çek keşide etmenin kar marjlarında ki etkisinin, gerçek anlamda ortadan kalmadan (ki kalkamaz) finansal yapı değişikliği bahsettiğiniz gibi köklü bir şekilde olamayacaktır. Okumayı sevmeyen, uzun uzun metinleri okumaktan erinen bir toplumun ziyaret/dokunmak/yakın olmak gerçeğinden koparılabilmesi hayalcilikten başka bir anlama gelemeyecektir. Öyle ki firmanın ziyaret edilmesi/yakının da olunması akabinde gelişebilecek bir çok durum bulunmaktadır. Bankacılık ta yazınızda bahsini ettiğiniz değişik finansal ürün sunum alternatifleri sadece çeşitlilik getirecek ancak ana yapıdan/ şubecilikten uzaklaştıramayacaktır.

  • mert18 Mayıs 2016 16:00

    Basel 3 2019 yılında tüm etkisi ile devreye girecek. o zamana kadar bankalar önlem almak için zaten beklenen olmuş olacak...

  • K4GE18 Mayıs 2016 15:12

    Üst kademelere ve bankanın kendisine hiçbir şey olmaz. Olan çalışanlara ve vatandaşa olur.

  • soru18 Mayıs 2016 13:45

    2019u esprisi açıklamamışsınız.bugün cemil ertemde 2019a kadar yol açık demiş.ne olacak bu tarihte

  • bankovizyon18 Mayıs 2016 13:30

    gerekçelere ve tespitlere katılıyorum.ancak bu işin daha uzun sürede olmasını bekliyorum.

  • Altan Akman18 Mayıs 2016 11:35

    Artık bankacılık kökenli ekonomiden sermaye kökenli ekonomiye geçme zamanı. Bu yüzden yazınızı çok önemsedim. Çok güzel konulara temas etmişsiniz.

  • fintek18 Mayıs 2016 10:52

    devir finansal teknoloji şirketlerinin zamanı

  • şubeci18 Mayıs 2016 10:51

    olan biteni güzel analiz etmişsiniz.sürekli hedef baskısıyla bize yüklemeye çalışıyorlar

  • murat18 Mayıs 2016 10:35

    önder bey umarım yazımı okursunuz benim merak ettiğim bankacılık batacaksa konuta neden al vermenizki şu an dünya eekonomissinde sorunlar olduğu zaten görünürken bu cahili bilgilendirirseniz sevinirim,birde alım gücüümüz artmıyor azalıyor avrupalının geliri bizim bir kaç katımız.

  • ALİ ERGÜL18 Mayıs 2016 10:02

    SÜPER BİR YAZI. TÜM BANKA ÜST YÖNETİMLERİ BU UYARILARI DİKKATE ALMALI.

  • emekci18 Mayıs 2016 09:50

    tumturaklı sözlerle göz boyamaya çalışma.

BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri
BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster