Mehmet Bingöl [email protected] Mehmet Bingöl

Karşı taraf vekâlet ücretlerinde gelir vergisi stopajı ile banka ve sigorta muameleleri vergisi uygulaması

16 Ekim 2015, 16:00 ---

09.12.2014 tarihli yazımızda, icra takipleri ve açılmış olan davalar sebebiyle, banka ve sigorta şirketlerince, karşı tarafa ödenen veya karşı taraftan tahsil edilen vekâlet ücretlerindeki vergi uygulamaları konusundaki görüş ve değerlendirmelerimizi ifade etmiştik[1].

Son günlerde Gelir İdaresi Başkanlığı’nca verilen bir mukteza üzerine konuya yeniden dönme gereği olduğunu düşünüyoruz. (27.07.2015 tarih ve 786 sayılı Özelge)

GİB Özelgesine göre;

“Mahkeme kararları ve icra takibi sonucu verilen kararla avukatlık tarifesine dayanılarak karşı tarafa yüklenen vekâlet ücretinin;

-“Avukata doğrudan veya avukata ödenmek üzere mahkeme veya icra veznesine ödenmesi halinde, avukatın ücretli olmaması ve ödeme yapanın Gelir Vergisi Kanunu’nun 94. maddesinin birinci fıkrasında sayılan tevkifat yapmakla sorumlu kişi veya kurumlardan olması durumunda, davayı kaybeden tarafından Gelir Vergisi Kanunu’nun 94. maddesinin birinci fıkrasının 2-b bendine göre gelir vergisi tevkifatı yapılması,

-“Yargılama giderleriyle birlikte davayı kazanan tarafa doğrudan ödenmesi ve davayı kazanan tarafın da bu vekalet ücretini avukata ödemesi halinde, avukata ödemeyi yapanın (davayı kaybeden tarafın) Gelir Vergisi Kanunu’nun 94. maddesinin birinci fıkrasında sayılan tevkifat yapmakla sorumlu kişi veya kurumlardan olması durumunda, Gelir Vergisi Kanunu’nun 94. maddesinin birinci fıkrasının 2-b bendine göre gelir vergisi tevkifatı yapılması,

Şeklinde vergilendirilmesi gerekmektedir.”

Öncelikle muktezadaki bu görüşlere katılmadığımızı belirtelim. Zira

*Davayı kaybeden taraf ile davayı kazanan tarafın avukatı arasında herhangi bir hizmet ilişkisi yoktur. Hatta tam tersine avukat, karşı tarafın avukatı ve onun aleyhine çalışıyor, başka deyişle, karşı tarafı savunan ve bu sebeple dava süreci boyunca karşı karşıya gelinmiş kişidir. Dolayısıyla kazanan taraf avukatının borçlu şirkete “serbest meslek makbuzu” düzenlemesi ve bu çerçevede vergi kesintisi yapılması söz konusu olmaz.

*Borçlu tarafça İcra Müdürlüğü’ne yapılan ödeme; Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 423/6. Maddesinde de belirtilen “davanın ehemmiyetine göre kanun mucibince takdir olunan vekil ücretleri masarifi muhakeme yani mahkeme masrafı niteliğindedir”.
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu yürürlükten kalktığı için yeni uygulamalar bakımından Hukuk Muhakemeleri Kanunu m. 323/ğ uyarınca işlem yapılmaktadır. İçerik tümüyle aynıdır.

*Özelgedeki değerlendirmeler, konuya ilişkin KDV Genel Tebliğindeki açıklamalar ile de çelişmektedir. Gelir İdaresi Başkanlığı’nca yayımlanan Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliği’ne göre; “avukatların karşı taraf vekâlet ücretleri uygulamasında, kazanan tarafın avukatı serbest meslek makbuzunu parayı icraya ödeyen tarafa değil, kendi şirketine hitaben düzenleyecek ve o şirket stopaj yapacaktır. [2]” Tebliğin ilgili kısmı aşağıdaki gibidir:

“Avukatlar aldıkları bu para için davayı kazanana (SÖZLEŞMELİ OLDUKLARI MÜVEKKİL ŞİRKETE[3]) serbest meslek makbuzu düzenler ve makbuzda alınan tutar üzerinden KDV hesaplayıp ayrıca gösterirler. Mahkeme kararında ‘KDV hariç’ şeklinde bir ifadenin yer almaması halinde, vekalet ücretinin KDV dahil olduğu kabul edilir ve iç yüzde oranı uygulanmak suretiyle hesaplanan KDV, düzenlenen serbest meslek makbuzunda gösterilir”.

*Konu hakkında kesinleşmiş Yargı kararı mevcuttur. Danıştay’ca 04/11/2014 tarihinde onanan[4] İstanbul Vergi Mahkemesi Kararına göre; “kaybeden tarafın, dava veya icra takibini kazanan taraf avukatlarına vergi stopajı yapmak mecburiyeti yoktur.”

Özetlenecek olursa; dava dosyaları ile kredi takip dosyalarına İcra ve İflas Kanunu hükümlerine göre borçlularca ödeme yapılır. Ödeme tutarı; “ana alacak, karşı taraf vekâlet ücretleri ve diğer masraflardan” oluşur. Bu şekilde tahsil edilen “karşı taraf vekâlet ücretleri” ya doğrudan ya da tahsilatı yapan şirket tarafından avukatlarına ödenir.

Bazı hallerde de şirket ile avukatlar arasındaki sözleşmelere istinaden İcra veznesinden alınan para, şirket ile avukatlar arasında paylaşılır. Bu çerçevede, şirket ile sözleşmeli avukatlar arasındaki sözleşmeye istinaden, tahsil edilmiş olan “karşı taraf vekâlet ücretinin” belli bir kısmı, alınan serbest meslek makbuzu ile sözleşmeli avukatlara ödenir.

Banka veya sigorta şirketinde kalan kısım ise bu şirketler lehine tahakkuk etmiş gelir olduğu için, anılan tutarlar üzerinden Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi tahakkuk ettirilir. Bu işlemde verginin matrahı, banka veya sigorta şirketi lehine kalan kısım olmaktadır.

Sonuç olarak, ödemeyi yapan borçlu (kaybeden) tarafın bir stopaj yükümlülüğü altında olmaması gerektiğini söyleyebiliriz. İcra Dairesi aracılığıyla tahsilat yapan avukatlar, elde ettikleri bu gelirleri yıllık gelir vergisi beyannamelerinde beyan edip vergisini ödemek durumundadır. İcra veznesine ödemeyi yapan (davayı kaybeden) tarafın bu işlem dolayısıyla vergi kesintisi yapmak mükellefiyeti olmamalıdır. İcra’ya gereken ödemeyi yapar ve kendi sorumluluğu bitmiş olur. Vekâlet ücreti İcra vasıtasıyla doğrudan avukata değil de, diğer ödemelerle birlikte kazanan tarafa yapıldığında ise, avukat ile müvekkil şirket arasındaki paylaşıma göre, KDV Genel Tebliği’ne uygun olarak davayı kazanan tarafa hitaben “serbest meslek makbuzu” düzenlenir ve gereken vergi stopajı bu aşamada yapılır. Tahsil edilen tutarların yıllık Gelir Vergisi beyannamesi ile bildirileceği ve yapılan vergi stopaj tutarlarının da hesaplanan vergiden mahsubu zaten bilinen bir konudur. İcra veznesinden stopajsız olarak tahsilat yapıldığında da, yıllık Gelir Vergisi’nden doğal olarak herhangi bir mahsup söz konusu olmayacaktır.

 

[1] Mehmet Bingöl, http://www.finansgundem.com/mehmet-bingol-yazar71/banka-ve-sigorta-sirketlerindeki-karsi-taraf-vek-let-ucretlerinde-vergi-uygulamasi-642925y.htm

[2] Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliği, Bölüm: I-B/4, Resmi Gazete: 26.04.2014/28983

[3] Parantez içindeki kısım tarafımızca eklenmiştir.

[4] Danıştay 4. Dairesi’nin 04/11/2014 tarih ve E:2011/1340-K:2014/6331 sayılı kararı

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri
BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster