Mehmet Bingöl [email protected] Mehmet Bingöl

Aracı Kurumların BSMV ve KDV konusu gelirleri

17 Ocak 2019, 11:14 ---

Aracı Kurumlar Sermaye Piyasası Kanunu’nun 37. maddesinin birinci fıkrasında belirtilen yatırım hizmet ve faaliyetlerini yapmak üzere Sermaye Piyasası Kurulu tarafından yetkilendirilen yatırım kuruluşlarıdır.

Aracı kurumların esas iştigal konuları da 11 Temmuz 2013 tarihli Yatırım Hizmetleri Ve Faaliyetleri İle Yan Hizmetlere İlişkin Esaslar Hakkında Tebliğ III-37.1’de; “Yatırım hizmetleri ve faaliyetleri” ile “Yan hizmetler” şeklinde sınıflandırılarak ayrıntılı olarak belirtilmiştir[1].

Yatırım hizmetleri kapsamındaki faaliyetler şunlardır:

a) Sermaye piyasası araçlarıyla ilgili emirlerin alınması ve iletilmesi.

b) Sermaye piyasası araçlarıyla ilgili emirlerin müşteri adına ve hesabına veya kendi adına ve müşteri hesabına gerçekleştirilmesi.

c) Sermaye piyasası araçlarının kendi hesabından alım ve satımı.

ç) Bireysel portföy yöneticiliği.

d) Yatırım danışmanlığı.

e) Sermaye piyasası araçlarının halka arzında yüklenimde bulunularak satışa aracılık edilmesi.

f) Sermaye piyasası araçlarının halka arzında yüklenimde bulunmaksızın satışa aracılık edilmesi.

g) Çok taraflı alım satım sistemlerinin ve borsa dışı diğer teşkilatlanmış pazar yerlerinin işletilmesi.

ğ) Sermaye piyasası araçlarının müşteri namına saklanması ve yönetimi.

h) Kurulca belirlenecek diğer hizmet ve faaliyetlerde bulunulma

Yan hizmetlere ilişkin faaliyetler ise aşağıdaki gibidir:

a) Sermaye piyasaları ile ilgili danışmanlık hizmetleri sunulması.

b) Yatırım hizmetleri ve faaliyetleri ile sınırlı olarak kredi ya da ödünç verilmesi ve döviz hizmetleri sunulması.

c) Sermaye piyasası araçlarına ilişkin işlemlerle ilgili yatırım araştırması ve finansal analiz yapılması veya genel tavsiyede bulunulması.

ç) Aracılık yükleniminin yürütülmesi ile ilgili hizmetlerin sunulması.

d) Borçlanma veya başka yollardan finansman sağlanmasında aracılık hizmeti sunulması.

e) Servet yönetimi ve finansal planlama yapılması.

f) Kurulca belirlenecek diğer hizmet ve faaliyetlerde bulunulması.

Aracı kurumların faaliyetlerine Sermaye Piyasası mevzuatı açısından baktıktan sonra şimdi de bu faaliyetlere ilişkin gelirleri Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi (BSMV) açısından ele alabiliriz.

Öncelikle belirtecek olursak aracı kurumlar esasen BSMV’ye tabi oldukları için bu kapsama giren işlemleri Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 17/4-e maddesine göre KDV’nden istisnadır.

Gider Vergileri Kanunu’nun 28. Maddesine göre; “bankerlerin yapmış oldukları banka muamele ve hizmetleri dolayısıyla kendi lehlerine her ne nam ile olursa olsun nakden veya hesaben aldıkları paraların (kendileri veya başkaları hesabına menkul kıymet alıp satmayı, alım satıma tavassut etmeyi veya alıp sattıkları menkul kıymet karşılığı borçları ödemeyi taahhüt etmeyi meslek haline getirenlerin bu faaliyetleri dolayısıyla lehlerine kalan paralar ile mevduat faizi vermek veya sair adlarla faiz ve benzeri menfaatler sağlamak üzere devamlı olarak para toplama işiyle uğraşanların topladıkları paralara sağladıkları gelir ve menfaatler üzerinden komisyon, ücret, hizmet karşılığı gibi adlarla aldıkları paralar dahil) banka muameleleri vergisine tabidir”.

Yukarıda Kanun maddesinin parantez içi hükmü aracı kurumların faaliyetleri dolayısıyla BSMV’ye tabi olacaklarını belirleyen tek yasal düzenlemedir. Bunun yanısıra Vergi İdaresinin çeşitli genel tebliğleri vardır.

87 seri nolu Gider Vergileri Genel Tebliğ’de; aracı kurumlar, Sermaye Piyasası Kanunu’nun verdiği yetki ve izin çerçevesinde menkul kıymetlere ilişkin işlemleri esas faaliyet konusu olarak yapan kurumlar olarak açıklanmış ve bu kurumların 6802 sayılı Gider Vergileri Kanunun 28 inci maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen işlemlerinin BSMV’ne tabi olacağı belirtilmiştir. Genel Tebliğ’deki açıklamalara göre aşağıdaki hususlar önemlidir:

-Banker kapsamında BSMV mükellefi olmak için, anılan Kanunun 28 inci maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen işlemlerin esas iştigal (ana faaliyet) konusu olarak yürütülmesi ve bu işlemler dolayısıyla lehe para alınması gerekmektedir.

-Esas itibariyle 6802 sayılı Kanunun 28 inci maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen işlemler, ilgili kanunlar uyarınca verilen yetki veya izin ile yapılabilecek işlemlerdir.

- Aracı kurumlar, Sermaye Piyasası Kanunu’nun verdiği yetki ve izin çerçevesinde menkul kıymetlere ilişkin işlemleri esas faaliyet konusu olarak yapmaktadırlar.

Anlaşılacağı üzere, bu kurumlar bahse konu 28. maddenin parantez içi hükmü gereği kendileri veya başkaları hesabına menkul kıymet alıp satmayı, alım satıma aracılık etmeyi veya alıp sattıkları menkul kıymet karşılığı borçları ödemeyi taahhüt etmeyi meslek haline getirdikleri için sadece bu faaliyetleri ile sınırlı olmak kaydıyla BSMV mükellefidir.

Dolayısıyla aracı kurumlar esas itibarı ile menkul kıymet alım satımı işlemlerine yönelik aracılık faaliyetlerinden doğan gelirleri üzerinden BSMV’ye tabidir. Sermaye Piyasası Kanunu’nun 37. Maddesinde sayılan “yatırım hizmetleri ve faaliyetleri” bu kapsamdadır. Buna göre; Sermaye Piyasası Kanunu’na göre verilen yetki veya izinler uyarınca anılan Kanun’un  37. maddesi ve buna ilişkin III-37.1 sayılı tebliğin 4. Maddesinde sayılan yatırım hizmet ve faaliyetlerini esas iştigal konusu olarak yapan aracı kurumların bu işlemler dolayısıyla lehe kalan paraları BSMV’ne tabi bulunmaktadır.

Bu çerçevede aracı kurumların, Gider Vergileri Kanunu’nun 28. maddesi kapsamında aşağıdaki gelirleri BSMV kapsamındadır:

-Menkul kıymet alım satım aracılığı komisyonları,

-Halka arza aracılık komisyonları,

-Menkul kıymet alım satım kazançları,

-Temettü gelirleri (Kanun’un 29. Maddesine göre istisna olanların dışındaki),

-Müşterilerinden alınan temerrüt faizleri,

-Müşterilere verilen yatırım danışmanlığı hizmetleri[2],

-Müşteri menkul kıymetleri saklama hizmeti gelirleri[3],

-Kredili menkul kıymet işlemlerinden alınan faizler,

-Repo gelirleri,

-Borsa para piyasası faiz gelirleri,

-Ve yukarıdakilere benzer nitelikte “esas iştigal konusu” olarak yapılan yatırım hizmet ve faaliyetlerinden lehe kalan paralar.

Bunların dışındaki bazı arızi faaliyetlerden elde edilen gelirler ise BSMV kapsamında olmadıkları için Katma Değer Vergisi kapsamına girerler.

Bu kapsamda olmak üzere aracı kurumların;

-Kira gelirleri,

-Diğer firma ve kişilere verilen danışmanlık hizmeti gelirleri[4] (Örneğin şirket değerleme raporları, şirket satın alınması veya ortak bulunması konusunda yapılan danışmanlık hizmetleri)

-Sabit kıymet satışları

Gibi arızi nitelikteki işlemleri KDV kapsamında vergilendirilir.

KDV’ye tabi bu faaliyetlere ilişkin olarak yüklenilen KDV tutarları (örneğin kira geliri alınan binaya ait alışta ödenen KDV, binanın bakım onarım harcamalarında ödenen KDV gibi) KDV beyannamesinde indirim konusu yapılabilir. Direkt harcamaların yanısıra KDV konusu faaliyetlere isabet eden KDV ödemelerinin de oranlama yoluyla tespit edilip indirim konusu yapılması mümkündür. Öte yandan ana faaliyet konusu (BSMV’ye tabi gelirler) kapsamındaki alış ve masraflarda ödenen KDV tutarlarının ise gider ya da maliyet hesaplarına intikal ettirileceği tabiidir.

Sonuç olarak ikilemde kalınan hallerde hangi gelirlerin BSMV, hangi gelirlerin KDV kapsamında olduğu konusuna; yukarıdaki belirttiğimiz sermaye piyasası mevzuatı ve vergi mevzuatının birlikte değerlendirilmesiyle bakılması gerekir.

[1] Daha geniş bilgi ve açıklamalar için bakınız; SPK tarafından hazırlanan “Yatırım Hizmet ve Faaliyetleri ile Yatırım Kuruluşlarına İlişkin Rehber”
[2] SPK’nun III-37.1 sayılı tebliğinin 45. Maddesine göre; Yatırımcının talebi doğrultusunda veya yatırımcı talebi olmaksızın sermaye piyasası araçları ile bunları ihraç eden ortaklık ve kuruluşlar hakkında, belli bir kişiye veya gruba yönelik olarak yönlendirici nitelikte yorum ve tavsiyelerde bulunulması faaliyetidir.

Bu yönüyle gerçekleşecek bir menkul kıymet alım satım işlemini tamamlayıcı niteliğini haizdir. Aracı kurumun esas iştigal konularından biridir.
[3] SPK’nun verdiği izin ve yetki ile yapılan saklama işi menkul kıymet alım satımı işinin devamı mahiyetinde olup, bu işlemlerin ayrılmaz bir parçasıdır. Aracı kurumun esas iştigal konularından biridir.
[4] SPK’nun III-37.1 sayılı tebliğinin 71. Maddesine göre yapılan genel nitelikli sermaye piyasaları ile ilgili danışmanlık hizmeti olup, aracı kurumlarca yapılan “yan hizmetlerin sunulması” faaliyetinin içindedir.

Örneğin; şirketlerin bölünme-birleşme-tasfiye süreçlerinde verilen hizmetler, şirketlerin aktif ve pasif analizleri ile finansal durum/risk raporu, şirketşerin yatırım planları ve fizibilite raporu gibi hizmetler bu kapsamdadır.

Bu yönüyle gerçekleştirilecek bir menkul kıymet  alım satım işlemi ile ilgisi olmayan arızi nitelikteki hizmetlerdir.

ETİKETLER :
YORUMLAR (2)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • Mb19 Ocak 2019 11:59

    Aracı kurumların bina ve sabit kıymet satışı, m&n işleri, kurumsal danışmanlık işleri gibi faaliyetlerden kazandığı paralar BSMV konusuna girmez. Bu sebeple bu arızi gelirler KDV kapsamındadır. Doğal olarak bunlarla direkt ilişkili gider ve maliyetler icin ödenen KDV tutarları indirim konusu yapılır. Zaten bu tutarlar şirket muhasebesinde "indirilecek KDV" hesabında kaydedilir

  • Mahallenin Delisi17 Ocak 2019 20:45

    Aracı kurumların KDV mükellefiyeti yok! Arizi işlemleri KDV2 Beyannamesi ile beyan ediyorlar. Bu durumda KDV'ye tabi olan kira geliri ile ilgili yüklenilen vergiyi KDV2 beyannamesinde nasıl beyan ederek indirecek? Konu iyi ama içerik fiiliyatla uyumsuz. Hele ki genel gider KDV'sinin oranlama ile indirilebileceği görüşünüz yaktı yıktı bitirdi beni...Ben bugünü de kurtarmak için yazayım da siz nasıl yaparsanız yapın olmuş...

BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri
BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster