BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaBankacılıkYüzde 4 büyüme bekleniyor----

Yüzde 4 büyüme bekleniyor

Yüzde 4 büyüme bekleniyor
30 Ocak 2013 - 15:06 www.finansgundem.com

TBB Genel Sekreteri Keskin ''Türkiye'de Merkez Bankası'nın, BDDK'nın veya hükümetin sinyallerini çok çabuk algılayan bankacılık sistemi var'' dedi

Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Genel Sekreteri Ekrem Keskin, 2013 yılında Türkiye için büyümenin yüzde 4 olarak tahmin edildiğini söyledi.
Uluslararası gelişmeler, 2012 yılının 4. çeyreğine ilişkin veriler ışığında, Türkiye ekonomisi ve bankacılık sektöründe yaşanan güncel gelişmeleri değerlendirmek, 2013 yılına yönelik beklentileri paylaşmak ve görüş alışverişinde bulunmak amacıyla, TBB Genel Sekreteri Ekrem Keskin'in katılımı ile geleneksel bilgilendirme toplantısı gerçekleştirildi.
Toplantıda konuşan Keskin, 2013 yılına küresel ekonominin iyimser girdiğini belirterek ''Finansal piyasalarda riskler 'önemli ölçüde kontrol altına alındı'' algısı yayılıyor. Finansal istikrarı sürdürmenin maliyeti fiskal istikrarı tartışır hale getirdi. Açıklamalar faiz oranlarının düşük kalmaya devam edeceğini gösteriyor. Büyüme için beklentiler daha iyimser'' dedi.
Finansal piyasaların entegre olarak çalışmadığını, piyasalarda güven tesisinin yavaş olduğunu bu nedenle risk iştahının yavaş yavaş arttığını anlatan Keskin, ''Gelişmekte olan ülkeler (GOÜ), sermaye akımlarının yönetilmesine, büyümeyi iç kaynaklara dayandırmaya, istikrarı sağlamaya önem veriyor'' diye konuştu.
2013 yılı tahmini olarak gelişmiş ülkelerin kamu borç stokunun gayrisafi yurt içi hasılaya oranının yüzde 114 olduğunu belirten Keskin, ''Ülkemizde ise bu oranın yüzde 35 seviyesinde olmasını tahmin ediyoruz'' dedi.
Uluslararası Para Fonu raporuna göre 7 gelişmiş ülkenin ağırlıklı reel faiz oranın 2012 yılında sıfıra yakın düzeyde olduğuna dikkati çeken Keskin, şöyle konuştu:
''Türkiye'de enflasyona göre ayarladığımızda bu oran 0,5, oldukça yakın bir düzeyde. Dolayısıyla uluslararası piyasalarda oluşan fiyatlar Türkiye'yi de etkiliyor. Kriz büyümeyi ciddi şekilde etkiledi. Küresel büyüme 2008-2012 yılları arasında yüzde 2,9 seviyesinde büyüdü. Gelişmiş ülkelerdeki büyüme ise neredeyse yüzde 3'ten 0,5'e geriledi. AB ülkelerinde ise aynı dönemde yüzde 0,2 daralmış. Ülkemizde ise 1994-2007 arasında yüzde 5 olan ortalama büyüme 2008-2012 yılları arasında yüzde 3,3 oldu. Küresel kriz tüm ülkelerde büyüme oranlarını aşağı çekti.
2013 yılı ocak ayında revize edilen verilere göre küresel büyüme 2013 yılı için yüzde 3,5, gelişmiş ülkeler için yüzde 1,4, AB ülkeleri için yüzde -0,2, gelişmekte olan ülkeler için yüzde 5,5 ve Türkiye için yüzde 4 olarak tahmin ediliyor.''
Gelişmekte olan ülkelerde gündemin sermaye hareketlerinin yönetilmesi olduğunu ifade eden Keskin, ''2007 yılında GOÜ'lere 1 trilyon 250 milyar dolar ile en üst düzeyde sermaye hareketi yaşandı. 2008 ve 2009 yıllarında bir azalma olsa bile tekrar yükseliş trendine girdi. Türkiye'ye yabancı sermeye girişi geçmişte yüzde 3-4 platosunda iken, 2009 yılında itibaren yüzde 6'lar seviyesine yükseldi. GOÜ'lere giden sermaye akımlarından Türkiye'nin aldığı payı artırdığını görüyoruz. Bu nedenle sermaye hareketlerinin yönetilmesi son derece önemlidir'' dedi.
''Fonlama maliyetindeki düşüş Faiz oranlarına yansımıyor''
Türkiye'deki gelişmelere ilişkin olarak büyümenin hızlanacağına yönelik beklentinin hakim olduğunu ifade eden Keskin, ''Tasarruf oranında hedef yukarı yön. Tasarruf açığı düştü, hala yüksek olduğunu görüyoruz. Fiyat istikrarına, daha düşük enflasyonda vurgu artıyor, bu bizleri sevindiriyor. Merkez Bankamızın yüzde 5 enflasyon hedefi var. Enflasyonun daha aşağı çekilmesinde Merkez Bankası'nın çabasında herkesin destek vermesi gerekiyor. Sermaye girişlerinde kaygı kısa vadeli olmaması yönünde. Faiz oranlarında düşüş vardı son çeyrekte. Fonlama maliyeti düşüyor olsa bile para ve ihtiyatlı bankacılık politikası tedbirleri kredi faizlerini aynı hızda düşmeyeceğini gösteriyor'' dedi.
-2013 yılında kredi büyümesi yüzde 14-16-
2013 yılına dair beklentileri de paylaşan Keskin, bankacılığın büyümek ve büyütmek istediğini, sektörün 2013 büyümesi için gerekli kredi talebini karşılayacak güçte olduğunu ifade etti.
Keskin, tahminlere göre 2013 yılında bankacılık sektöründe toplam aktiflerin yüzde 12-14 artarak 1 trilyon 556 milyon lira olacağını belirterek, şunları kaydetti:
''Kredi büyümesinin yüzde 14-16 ile 930 milyar liraya, mevduatların yüzde 12-14 ile 925 milyar liraya, özkaynaklar yüzde 13-14 ile 202 milyar liraya ve karın yüzde 12-14 ile 26 milyar liraya yükselmesini tahmin ediyoruz.
Bu büyümeyi ve finansal istikrarı korumak için özkaynakların güçlü kalmaya devam etmesi gerekiyor. Kar performansı da özkaynak büyümesini desteklemelidir. 2013 yılında toplam aktiflerin GSYH'ya oranının yüzde 99-100, kredilerin GSYH'ya oranının yüzde 59-60, kredilerin mevduata oranının yüzde 98-101, özkaynakların toplam aktiflere oranının yüzde 12,5-13,3 ve özkaynak karlılığının yüzde 12-12,5 aralığında olacağını tahmin ediyoruz.''
Ekrem Keskin, Türkiye'de Merkez Bankası'nın, BDDK'nın veya hükümetin sinyallerini çok çabuk algılayan ve bunu kararlarıyla yatırımcılara ve girişimcilere yansıtan bir bankacılık sistemi olduğunu söyledi.
Keskin, sektörün geçen yıllarda olduğu gibi önceliklerinin başında piyasalardaki istikrarın korunması olduğuna işaret eden Keskin, sektörün diğer öncelikleri konusunda şöyle konuştu:
''Bankacılık sektörü, ekonomide büyümenin anlık, hızlı veya yavaş değil, sürekli büyüme ve istikrarlı olmasından yana. Düzenlemelerin hem içerde hem dışarda rekabetçi bir ortam yaratmasını istiyor. Etkin bir denetim olmasını arzu ediyor. Güçlü özkaynaklar ile özkaynakları destekleyecek risk-kar dengesi de sektörün diğer öncelikleri arasında. Bu çerçevede bakıldığında 2012 yılının ilk yarısında toplam aktif büyümesi GSYH'nın altındaydı. Yılın tamamında ise GSYH'nın bir miktar üzerine çıkış olacağız.''
Kredilerin 2012 yılının son çeyreğinde bir miktar büyüdüğünü ifade eden Keskin, bu yılın ilk çeyreğinde kredi büyümesinin devam edeceğini belirtti.
Dünyada merkez bankalarının veya hükümetlerin gönderdiği sinyalleri algılama gücünün zayıf olduğuna dikkati çeken Keskin, ''Türkiye'de Merkez Bankası'nın, BDDK'nın veya hükümetin sinyallerini çok çabuk algılayan ve bunu kararlarıyla yatırımcılara ve girişimcilere yansıtan bir bankacılık sistemi var'' dedi.
-''Kredilerdeki büyüme öngörülenin üzerinde olabilir''-
Mevduatın 2012 yılının ikinci yarıdan itibaren hızlanmaya başladığını ve kredilerdeki hızlanmaya da bakıldığında aradaki farkın açılmadığını ve birbirine yaklaşmaya başladığını vurgulayan Keskin, ''Bu durum Merkez Bankası'nın cari açığın kontrol altına alınmasında önem verdiği bir konu. Eğer tasarruf oranında bir artış olur ve bu mevduat oranlarına yansır ise kredilerdeki büyüme öngörülenin üzerinde de çıkabilir. Sadece dışarıdan fonlama ile büyümenin çok hızlı olması istenmiyor'' değerlendirmesinde bulundu.
Keskin, mevduatlardaki asıl büyümenin Türk Lirası mevduattaki artıştan kaynaklandığını belirterek, bu durumun önemli bir gelişme olduğunu ifade etti.
Bankacılık sektöründe 2012 yılında kredilerin toplam aktiflere oranının yüzde 59'a ulaştığını söyleyen Keskin, dolayısıyla aktiflerin üçte ikisinin kredi olduğunu belirterek, ''Ticari ve bireysel kredilerin kendi içindeki dağılımında ciddi bir değişiklik olmadı. Kredilerin yüzde 33'ü bireysel ve yüzde 67'si ticari kredilerden oluşuyor'' şeklinde konuştu.
Keskin, KOBİ'lerin krediye ulaşımında da gelişim kaydedildiğine değinerek, ''2012 yılında kredi kullanan KOBİ sayısının 1 milyon 800 bine ulaştığını görüyoruz. Kredi yavaşlamasının KOBİ kredilerine de yansıdığını söyleyebiliriz'' dedi.
-Mevduatın kredilere oranı 2012 kasım ayıda yüzde 62-
Bankaların fonlama yapısında değişimin sürdüğünü belirten Keskin, ''2008 yılında yüzde 62 olan mevduatın toplam aktiflere oranı 2012 yılı kasım ayında yüzde 56'ya geriledi. Mevduat dışı kaynaklar ise 2008 yılında yüzde 19 iken 2012 yılı kasım ayında yüzde 23'e ulaştı'' bilgilerini verdi.
Keskin, tahsili gecikmiş alacaklarda (TGA) iyileşmenin yaşandığını belirterek, özellikle son çeyrekte yaşanan kredi hacmindeki artışla TGA'ların kredilere oranının 2012 yıl sonunda yüzde 2,9 olduğunu söyledi. Kurumsal kredilerde bu oranın yüzde 2,8, tüketici kredilerinde yüzde 2,1 ve kredi kartlarında ise yüzde 5,4 olduğunu ifade eden Keskin, karşılıksız çek ve protestolu senetlere ilişkin olarak ''İbrazında karşılıksız çıkan çek oranı yüzde 4,5-5 aralığında 2000'li yılların altında'' diye konuştu.
-SRY'de Türkiye ilk beşte-
2012 yılı Kasım sonu itibariyle bankacılık sektörü özkaynaklarının 177 milyar liraya ulaştığını söyleyen Keskin, '' Serbest özkaynaklar ise 141 milyar ile oldukça güçlü bir rakam. Sermaye yeterlilik rasyosu (SYR) ise yüzde 17,6. Dünyada bu orana sahip ülkeler arasında Türkiye ilk beşte yer alıyor diyebiliriz'' dedi.
Keskin, bankaların risk yapısının da değiştiğini vurgulayarak, ''Bankacılık sisteminin bilanço yapısı değiştikçe özkaynakların önemi daha da artacak. Özkaynakların önemini sağlayan ise sektörün risk ve kar dengesini koruyan bir özkaynak karlılığına sahip olmaktır'' değerlendirmesinde bulundu.
Finansal kurumların piyasa değerinin krizle birlikte azaldığını 2012 yılında tekrar toparlanmaya başladığını belirten Keskin, henüz 2010 yılı seviyesine ulaşılmadığını ve şu anda piyasa değerinin 110 milyar dolar seviyesine ulaştığını ifade etti.
Keskin, 2012 yılı kasım ayı itibariyle yıllıklandırılmış değerlere bakıldığında sektörün dönem net karının yüzde 18 ile 23 milyar 377 milyon liraya ulaştığını belirtti.
-TTK 380. maddesinin değiştirilmesi-
Keskin TBB olarak Borçlar Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu'nun 380. maddesi ile ilgili bazı değişikliklerin yapılması adına çalışmalar yaptıklarını anlatarak, ''TTK'nın 380. maddesi bir A şirketinin bir B şirketini satın alması sırasında B şirketinin hisselerini veya varlıklarını teminat gösterip kredi almasını düzenleyen bir madde. Düzenleme bu uygulamayı yasaklıyor. Bu da özellikle proje finansmanı, şirket satın almaları ve özelleştirme süreci içinde bankacılık açısından kredilendirmeyi etkileyecek bir unsur. Bu durumu hükümete ve ilgili kurumlara ileteceğiz'' diye konuştu.
Keskin ayrıca, Sermaye Piyasası Kanununun alt düzenlemeleri, uluslararası düzenlemeler, tereddütlü ve gri alanların düzeltilmesi, terörizmin finansmanı ile mücadele düzenlemesi, risk merkezi çalışmaları, fiktif işlemlerin engellenmesi ve şube harçlarının ödenmesinde dönemsellik uygulanması konularında çalışmaların devam ettiğini belirtti.
-Bankacılık soruşturması-
Toplantı sonunda soruları yanıtlayan Keskin, Rekabet Kurumu'nun bankalarla ilgili soruşturması hakkında ise şöyle konuştu:
''Bu konuyla ayrıntılı bir bilgim yok. Basına yansıdığıyla biliyorum. Rekabet Kurumu'nun bankacılık sektörüne diğer sektörlerden işleyişi, düzenlemeleri ve denetim hususları dikkate alındığında daha hassas değerlendireceğini tahmin ediyorum ve Başkanın açıklamaları bu yönde.
Bankaların piyasanın genel gidişatı, küresel krizde olan bitenle ilgili değerlendirmelerini risk yönetimi açısından sürekli değerlendiren bir sektör. Bu konuşmaların eylemli bir davranış olarak algılanmaması gerektiğini düşünüyorum.'' (AA)
 
ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)