BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaMakro EkonomiYeni normal: Eksi faizler ve bütçe açıkları----

Yeni normal: Eksi faizler ve bütçe açıkları

Yeni normal: Eksi faizler ve bütçe açıkları
08 Şubat 2021 - 15:34 www.finansgundem.com

Eksi faizler ve devasa bütçe açıkları pandemi sürecinde dünyada yeni normale dönüştü. Sırada ne var?

FINANSGUNDEM.COM - DIŞ HABERLER SERVİSİ

Pandemi sürecinde ekonomi politikaları sınırları zorluyor. Tüm dünyada hükümetler rekor seviyelerde bütçe açıkları bildirirken, merkez bankaları 20 yıl önce akla gelmeyecek kolay para politikalarını uyuluyor. Geçtiğimiz on yılda Avrupa Merkez Bankası, Japonya Merkez Bankası ve Danimarka, İsviçre ve İsveç merkez bankaları eksi faiz oranlarını denedi. Bir zamanlar kabul edilemez olsa da, şimdi hedeflenen politikalara ulaşma konusunda çok iyi bir geçmişi olmamasına rağmen, eksi faizler şimdi kabul ediliyor. Dahası eksi faizler yerini oldukça sağlamlaştırmış durumda. Yalnızca İsveç eksi faizi geride bırakmayı başardı.

Pandemi mali teşviklere olan ihtiyacı artırdı ve daha fazla faiz oranı kesintisi gündeme geldi. Eksi faizlere geçmiş olan merkez bankaları, ekonomiyi desteklemek için devasa boyutlarda tahvil ve diğer varlıkların alımına yöneldi. ABD Merkez Bankası (FED) ve İngiltere Merkez Bankası uzun süredir eksi faize karşı direnç gösteriyordu. Ancak şimdi Avrupa ve Japonya’da uygulanan pratiği izlemek için baskı altındalar.

Geçtiğimiz hafta İngiltere Merkez Bankası, bankalara eksi faizlere hazırlanmaları için 6 aylık bir süre verdi. İngiltere Merkez Bankası’nın da eksi Faiz uygulamasına geçmesiyle birlikte, eksi faiz uygulamayan tek büyük merkez bankası FED olacak.

CNN’in haberine göre, pandemi tüm dünyada hükümet harcamalarını da yükseltiyor. Capital Economics’in verilerine göre, toplam mali teşvik, küresel gayrisafi yurtiçi hasılanın %12’sine denk. Ancak 2008 yılındaki finansal krizde, mali teşvikler küresel gayrisafi yurtiçi hasılanın yalnızca %2’si kadardı.

Ekonomik teşvik harcamaları, 2020 mali yılında ABD’nin bütçe açığının 3,1 trilyon dolara yükselmesine neden oldu. Bununla birlikte ülkenin borcu 21 trilyon dolara yükselerek 1946 yılında, İkinci Dünya Savaşı sonrası dönemin ardından en yüksek seviyeye ulaştı.

Birçok ekonomistin şimdilik bütçe açıklarından fazlaca endişe duymamasının bazı nedenleri var. Bunlardan birincisi hükümet harcamalarının, ekonomilerin daha da derin bir resesyona girmesini engellemek için gerekli olması. İkincisi ise, düşük faiz oranlarının, hükümetlerin teşvik önlemlerini finanse edebilmek için daha ucuza borçlanabilmelerini sağlaması. Capital Economics’in Başekonomisti Neil Shearing, bütçe açıklarının yüksek seviyelerde olduğunda bir sorun haline geldiğini söyledi. Bütçe açıklarının yüksek seviyelerde kalmasının nedeni ise yüksek miktardaki harcamaların devam etmesi ya da vergilerin düşük olması olabilir.

Ancak, Shearing’e göre, pandemi ortadan kalktığında ekonomi hızlı bir şekilde toparlanma gösterebilir. Daha da ileriye bakıldığında, düşük faiz oranlarının kamu borcunun kontrolden çıkmasını önleyeceği düşünülüyor. Shearing, “tüm bunlar, pandemi ortadan kalktıktan sonra bazı ülkelerin bir kemer sıkma sürecinden geçme ihtiyacı duymayacağı anlamına gelmiyor. Ancak birçok hükümet, özellikle de merkez bankalarının tahvil alımı yapabildiği ülkelerdeki hükümetler, hasarın boyutunu değerlendirebilecek ve uygun bir çözümde karar kılabilecek zamana sahip olacak” dedi.

Yine de riskler mevcudiyetini koruyor. Hükümetler tarafından sağlanan devasa miktarlardaki ekonomik teşvikler, pandeminin neden olduğu ekonomik travmanın bir bölümünün üzerini kapattı. Özellikle de istihdam desteği programlarının işletmeleri ayakta tuttuğu ve insanların işlerini kaybetmesine engel olduğu Avrupa’da. Bu sağlık krizi ortadan kalktığında ve destek geri çekildiğinde, işsizliğin ve iflasların sert bir şekilde yükselme ihtimali bulunuyor.

Imperial College Business School’dan Prof. David Miles, “ekonominin vermin potansiyeline yönelik kapsamlı ve uzun vadeli bir hasar varsa, bu gelecekte vergileri arttırma imkanınızı ekileyecek ve aynı zamanda hasar ne kadar kalıcı olursa, büyük bütçe açıkları verebilmeniz de o kadar zorlaşır” dedi.

Kitlesel işsizlik ve iflaslar karşısında birçok hükümet, şimdilik bütçe açığı konusundaki endişeleri bir kenara bıraktı. Aynı şey parasal politikalarla ilgili endişeler için de geçerli. Dolayısıyla oldukça düşük faiz oranları uzun bir süre bu seviyelerde kalacak.

İngiltere Merkez Bankası’nın, 2009 ve 2015 yılları arasında Parasal Politika Komitesi’nde yer almış olan Miles, “işsizliğin ciddi şekilde yüksek seviyelere ulaştığı bir dünyada, muhtemelen enflasyon baskıları da artmaz ve bu dünyada merkez bankaları faiz oranları yükseltme konusunda aceleci davranmaz” ifadesini kullandı.

Ancak faiz oranlarının düşük kalması, merkez bankalarının bir sonraki krize karşı hazırlıklı olma kapasitesini sınırlandıracak. Ancak merkez bankaları daha geleneksel politikalara geri dönmeden önce, mevcut krizle baş etmek zorunda.

Barclays CEO’su: İngiltere Avrupa’ya takılı kalmamalı

 

Wall Street güçlü bilançolarla moral depoladı

 

ECB, Parasal Analiz raporu yayınlamaya başlayacak

 

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)