Yazdır

Merkez Bankası'nda flaş atama

Tarih: 17 Nisan 2014 - 18:23

Merkez Bankası denetim kuruluna Yeni Şafak Gazetesi Genel Müdürü ve yazarı Mehmet Ziya Gökalp getirildi

Merkez Bankası'nın bugün yapılan genel kurulunda görev süresi dolan Mehmet Fevzi Çıtak ile Lokman Gündüz 3 yıllığına tekrar Meclis üyeliğine seçildi. Görev süresi dolan Denetim Kurulu Üyesi Hasan Türedi'nin yerine Yeni Şafak yazarı Mehmet Ziya Gökalp seçildi. Uzun zamandır Yeni Şafak'ta ekonomi yazıları kaleme alan Gökalp Albayrak Medya Grubu'nda üst düzey yöneticilik görevlerinde de bulundu.

Mehmet Ziya Gökalp kimdir?
Mehmet Ziya Gökalp 1964 Mardin doğumlu. 9 Eylül Üniversitesi İktisat bölümünü bitirdi. Sermaye Piyasalarında uzun yıllar üst düzey yöneticilik görevlerinde bulundu, Yeni Şafak Gazetesi Genel Müdürlüğü yapan Mehmet ziya Gökalp halen Yeni Şafak Gazetesi köşe yazarıdır. Mehmet Ziya Gökalp evli ve 3 çocuk babasıdır.

Mehmet Ziya Gökalp, Merkez Bankası'nın 29 Ocak'ta yaptığı sürpriz faiz artışını "Cadılar Bayramı" başlıklı yazısında eleştirmişti. Merkez Bankası bağımsızlığına ilişkin takıntıyı anlayamadığını söyleyen Gökalp, köşesinde "Madem bu beklenmedik ve sadece ülkemizi değil, bütün dünya piyasalarını şaşırtacak kadar yüksek artışı yapma esnekliği masada çözüm olarak duruyordu, para sahiplerinin hem dövizden büyük kar elde etmelerine hem de ardından yüksek faiz oranlarına geçmelerine olanak sağlayacak imkanı niye altın tepside sunduk, bunun bir açıklaması olmalı" diyerek Merkez'e hesap soruyordu.

İŞTE GÖKALP'İN O YAZISI: 
"CADILAR BAYRAMI"

Merkez Bankası direnemedi ve faiz artırdı. Zamanlama ve politik hatalar nedeniyle üreten kesim sıralı olarak para kaybetmiş oldu. Önce dolar artışından ciddi paralar kaybeden halk, sanayici ve üretici kesim ardından faiz artışından da başka bir darbe yedi.

Üretici, sanayici ve halk nasıl sıralı para kaybetti ise para sahipleri de aynı şekilde sıralı büyük paralar kazanarak ülkede hem dolar artışından, hem de ardından faiz artışından büyük bir vurgun vurdu. Yaşanan olayların özeti budur. Dolayısıyla Merkez Bankasına güvenen kaybetmiş oldu.

Gerçek bu iken bazı basın organlarını, yatırım şirketlerinin açıklamalarını, uzmanları takip edin Merkez Bankası kararını iki olaya odaklayarak resmin gerçek tarafını görmemiz engellenmeye çalışılıyor. Onlara göre Merkezin dünyayı şaşırtacak kadar cesur karar alma cesareti tüm dünyanın hayranlığını kazanmış ve bununla bağlantılı olarak bağımsızlığı üzerindeki şaibeleri ortadan kaldırmış.

Somut bir olaya dayanmayan bağımsızlık takıntısının nedeni ne dediğinizde, Başbakanın faiz artışına ısrarla karşı olduğunu, düşük faiz oranlarından yana olduğunu her fırsatta açıklıyor olmasını karşınıza koyuyorlar. Bizim filmin bu karelerine odaklanmamız sağlanırken, arka tarafta kararın ardından zaferle çıkanlar keyfini sürüyor.

Oysa bu küçük azınlığın dışında büyük bir kesim şok yaşıyor. Zaten döviz borcundan dolayı sıkıntı yaşayan kitlenin yanına, TL ile kredi kullananlar, kullanacak olanlarda ekleniyor.

Madem bu beklenmedik ve sadece ülkemizi değil, bütün dünya piyasalarını şaşırtacak kadar yüksek artışı yapma esnekliği masada çözüm olarak duruyordu, para sahiplerinin hem dövizden büyük kar elde etmelerine hem de ardından yüksek faiz oranlarına geçmelerine olanak sağlayacak imkanı niye altın tepside sunduk, bunun bir açıklaması olmalı.

Sonuçta, hükümetin ekonomideki en önemli dayanak noktalarından biri düşük faiz oranı politikasıydı. Faiz oranları, reel sektör üzerindeki, tüketim üzerindeki etkilerinin yanı sıra, insanlar üzerinde de ekonomideki istikrar açısından psikolojik bir gösterge niteliği taşıyordu, bu darbe aldı.

Zaten yılbaşından bu yana ekonomiyi kontrollü soğutarak, cari açığı ve hane halkı borçluluk oranını düşürme, tasarrufları artırma konusunda yeni politikaları devreye sokan iktidar açısından, faizde artış yapmak, bu politikaları da anlamsızlaştırma riskini ortaya çıkardı.

Bir kalemde, hiç kimsenin telaffuz dahi edemediği yüksek bir artış oranı ile faizi artırıp, top şimdi benden çıktı piyasalar düşünsün, gibi bir mantık ne kadar doğru olur göreceğiz. Faiz oranın yüksekliği bir tarafa, önemli olan artış yolunun açılmış olmasıdır. Dolayısıyla asıl endişe bu yüksek artış oranına rağmen piyasaların tatmin olmayacağı ve arkasını getirecek baskıyı sürdürmeye devam etme olasılığının yüksekliğidir.

Reel ekonomiye etkilerine döndüğümüzde üretim, tüketim, büyüme, istihdam konularında ciddi sıkıntılar yanında, özellikle kredi talebi ile bağlantılı bazı sektörlerde ciddi zararlar söz konusu olabilir.

Kimse kusura bakmasın bu kararla Merkez Bankası ekonomideki psikolojik üstünlüğü piyasanın bildik aktörlerine kaptırmıştır, cadılar resmen bayram ediyor."
Site adresi: https://www.finansgundem.com/haber/merkez-bankasinda-flas-atama/412193