BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaTeknolojiUzay asansörü----

Uzay asansörü

Uzay asansörü
14 Ekim 2019 - 14:54 www.finansgundem.com

2060'larda, Apollo 11'in Ay'a inişinin 100. yıldönümü yaklaşırken dünyayı gökyüzüne bağlayacak büyük ve yeni bir proje yürürlükte.

Borneo Kulesi bir uzay asansörü. Her şey 36.000 km irtifada Dünya yörüngesini 24 saatte dönen bir uyduyla başladı. Bu uydu, ekvator üstünde hep aynı noktada kalmasını sağlayan jeosenkron bir yörüngeye oturtuldu. Burası Borneo'ya denk geliyordu. Ardından süper dayanıklı materyallerden bir kablo yüzeye sarkıtıldı ve asansör sisteminin temeli olarak kullanılarak Dünya’dan uzaya (ve tersi yönde) insan ve malzeme taşımaya başladı. Uzaya kargo taşımanın maliyeti büyük oranda azaldıysa da mühendislik detayları gerçekten çok zorlu. Bu gelişimi mümkün kılan şey, gerilme dayanımı çok yüksek kabloların yapılmasına izin veren "süper fulleren" karbon molekülleri. Mars'ta böyle bir asansör inşa etmek çok daha kolay çünkü gezegenin yerçekimi daha düşük. Hatta Olympus Asansörü projesi daha şimdiden planlama aşamasında. Uzaydan gelen kaynaklar giderek artan miktarda, güvenli ve temiz biçimde uzay asansörüyle Dünya'ya taşınarak Dünya'da ve sonrasında Mars'ta çevrenin korunması için kullanılıyor. Kendi kendini üretim ve YZ teknolojilerindeki hızlı ilerleme sayesinde kendileri de başka sondalar tarafından üretilmiş yeni nesil sondalar hızla ilerliyor.

Buz devlerine, Plüton'un ötesindeki Kuiper Kuşağı'na ve hatta gizemli Dokuzuncu Gezegenin bulunduğu Oort Bulutu'na yayılıyorlar.

Bilimsel sonuçların ve endüstriyel gelişimin hızı inanılmaz. Fakat tüm bunlar insandan bağımsız gerçekleşiyor.

Artık Ay'da, Mars’ta, Lagrange'da ve diğer büyük yörüngesel habitatlarda sağlıklı demokrasiler var. Bununla birlikte insanların Mars'ın yörüngesinin ötesindeki uzayda doğrudan bir rolünün olmadığı da kesin ve oraya hiç kimse gitmiyor, insanoğlu gerçekten de YZ'lerle işbirliğine giderek Milligan Anlaşması'nı imzalıyor ve Güneş Sistemi’nin endüstriyel gelişimine uzun vadeli bir kısıtlama getiriliyor. Yeni nesil YZ'lerin yargı becerisine güveniliyor. Fakat birçok göz hâlâ gökyüzüne bakıyor ve bir Starshot sondası pusuda bekleyen uzaylı sondanın geldiği yıldıza, Fomalhaut'a gönderiliyor. Belki de pek yakında insanoğlunun kozmosla olan ilişkisi tamamen değişecek.

BÜYÜMENİN SINIRLARI

Gökyüzünden dünyaya kaynak yağsa da uzaydaki YZ'ler insanların onlara çıkarttığı kaynakların üstel biçimde arttığının farkındalar. Daha şimdiden ana kuşak madencileri Dünya'ya her yıl 2 milyon ton demir cevheri taşıyor ve Dünya’nın kendi demir üretimiyle yarışıyor. Fakat sektör 20 yılda ikiye, ondan 20 yıl sonra tekrar ikiye katlanarak büyüyebilir.

Ana kuşak milyar çarpı milyar ölçeğinde cevher içerse bile, gelişim bu hızda devam ederse hepsinin tükenmesi sadece 800 yıl sürecek.

YZ'ler, önü alınmamış ve katlanarak artan kaynak kullanımının geçmişte Dünya'ya verdiği zararın farkında. Gittikçe bilgeleşen YZ'ler, Güneş Sistemi'nin uzun vadedeki varlığından kaygı duyuyor çünkü o kaçınılmaz çöküş gerçekleştiğinde bunun hem insanlar hem de henüz keşfedilmemiş canlılar üstünde olumsuz etkileri olacak. O yüzden de Milligan Anlaşması adı da verilen "sekizde bir" kuralını getiriyorlar. Yani herhangi bir kaynağın kullanımı, sekizde biri tüketildiğinde durdurulacak. Bu da tükenmeden önceki aralığı artırıyor ve Güneş Sistemi’nin büyük kısmının korunmasını sağlayacak.

Kendini yavaş yavaş toparlayan Dünyadaki insanlık, küçük ortağının önerisini kabul ediyor.

FORMALHAUT

Çok efor gerektiren analizlerden sonra uzaylı sondanın geldiği yer 25 ışık yılı ötedeki Fomalhautve muhtemelen de oradaki yaşam barındıran Dagon olarak belirleniyor. Bir Starshot yongası çoktan gönderildi bile ama varması 150 yılı bulacak.

Ancak çok geçmeden, lazerli Starshot fırlatıcısının ışığının 25 yıl sonra Dagon'un uydusundan parlak bir yıldız olarak göründüğü anlaşılıyor. Belki de uyduda yaşayanlar benzer biçimde yanıt vermeyi tercih edecek. Bu durumda uzaylılardan ilk mesajı ışık hızındaki lazer huzmeleriyle alabiliriz ve ilk yanıt 50 yıl içinde, 2119'da verilebilir. . (Popular Science Türkiye Dergisi)

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)