BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaFinans KulisUzan'ın hedefinde Koç ve Sabancı var!----

Uzan'ın hedefinde Koç ve Sabancı var!

Uzan'ın hedefinde Koç ve Sabancı var!
10 Ekim 2013 - 08:54 www.finansgundem.com

Cem Uzan, Taraf'a verdiği röportajın dördüncü bölümünde de bombalamaya devam ediyor...

Cem Uzan, Koç Holding ve Sabancı’nın Türkiye’de cep telefonu abone sayısının 36 bini geçmeyeceğine ilişkin rapora inanıp Telsim’i almadıklarını söyledi.
Cem Uzan'ın Taraf'ta yer alan röportajının dördüncü bölümününde de çarpıcı iddialar var. Siyasete ve gündeme bomba gibi düşen iddiaların ardından Uzan, bugün de iş dünyasını sallayacak.
İmarbank operasyonundan önce Türkiye’nin en büyük ikinci GSM şirketinin sahibi olan Cem Uzan, “TMSF-Telsim-Motorola” üçgeninde yapıldığını öne sürdüğü pazarlıkları Taraf’a anlattı. Uzan, üçlü arasında yapılan gizli anlaşmalar olduğunu ileri sürdü. ABD’nin dev cep telefonu şirketi Motorola’nın, TMSF ile gizli anlaşma yaptığını ifade eden Uzan, anlaşmada “TMSF, Uzan Grubu ile 5 yıl süresince uzlaşmayacak” hükmü bulunduğunu iddia etti.
TMSF ve Motorola yöneticileri hakkında suç duyurusunda bulunacağını kaydeden Uzan, Libananco davasının ardından “sülük” açıklaması yapan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın ise daha bakan olmadan kendisiyle pazarlık masasına oturduğunu bildirdi. Cem Uzan, 2008 yılında yapılan son zirvede ise Cemil Çiçek’in, “Verin adamın malını” dediğini ifade etti.
Cem Uzan’ın, TMSF, Telsim ve Motorola üçgeninde yapılan pazarlıklarla ilgili yaptığı çarpıcı açıklamalar şöyle:
YILDIZ’A “SÜLÜK” CEVABI
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın, Libananco davasının ardından yaptığı “sülük” benzetmesi ve “o paraları yiyemeyecek” türü açıklamaları var. Bunlarla ilgili değerlendirmeniz nedir?
ÇEAŞ ve Kepez’e el konulmasının mimarlarından biri Taner Yıldız’dır. Ben beyefendiye cevap vererek kendisini onore etmem. Türkiye Cumhuriyeti’nin bakanına bu laflar yakışmıyor. Benim her ay 40 bin kişiye maaş veren, ülkenin her tarafına yatırım yapan bir ailem var. 1992’de bir özelleştirmeden çimento fabrikasını aldık. Fabrikaya gidecek genel müdür bulamadık. Bu ülkenin ne Edirne’si, ne Antep’i ne de Van’ı hiçbir yerine bir ayrım yapmadan gittik. Ben ailem ile gurur duyuyorum.
“VERİN ADAMIN MALINI” DEDİ
Enerji Bakanı Yıldız ile hiç bir araya geldiniz mi?

2008 senesinde, evde oturuyorum. Telefonum çaldı. Taner Yıldız arıyor, “Görüşelim” dedi. “Tabii” dedim. Daha bakan olmamıştı. Sanırım bakanlık sözü verilmiş... Bakan olmadan “Davaları halledebilir miyim?” diye çalışıyor. O dönemde gayet nazik ve kibar. Bir gün çağırdı, görüşüyoruz. Cemil Çiçek de Başbakan Yardımcısı... Toplantıya Ahmet Ertürk ve Kemal Unakıtan da geldi. Beni dinledikten sonra Cemil Çiçek, “Verin adamın malını geri” dedi. Biz de anlaşma yapılacağını düşünüyoruz. Ve toplantıda olmadığı için süreci Hilmi Güler tıkadı sanıyoruz. Hava öyle çünkü... Meğer benimle dalga geçiyorlarmış... Gösteri olsun diye, bizimle toplantı yapıyorlarmış...
Niye dalga geçiyorlarmış?
Meğerse TMSF, Telsim’in satışı sırasında Motorola şirketiyle gizli bir anlaşma imzalamış. Anlaşmada, “Uzan ailesi ile beş yıl süresince uzlaşılmayacak” taahhüdü var. TMSF, Motorola’ya beş yıl boyunca Uzanlarla anlaşmayacağı konusunda söz veriyor. Görüşmeleri tıkayan Hilmi Güler değil TMSF’ymiş... Biz bunu sonradan anladık. Çünkü gizli anlaşma da yeni elimize geçti. Devletin bir birimi, bir vatandaşı için ‘beş yıl anlaşmayacağım’ taahhüdü verebilir mi? Bu nasıl anlayıştır? Bu gizli anlaşmadan Başbakan’ın ve Cumhurbaşkanı’nın haberi olduğunu sanmıyorum.
Bu hem ABD’de hem de Türkiye’de çok ağır suç. ABD’nin "Foreign Corrupt Pratices Act” kanununa, Türkiye’de de TCK’ya aykırı. Dolaysıyla anlaşmayı imzalayanlar hakkında hem ABD’de hem de Türkiye’de suç duyurusunda bulunacağım. TMSF eski yönetimi, anlaşmada imzası bulunan Telsim yöneticileri, Motorola’nın ABD ve Türkiye’deki temsilcileri hakkında... Avukatlar tüm hazırlıkları yaptı. Bu gizli anlaşmada sorumluluğu olanların hepsi hesap verecek. Bu anlaşma, Türkiye’nin kendi evlatlarına, kendi milli sermayesine yaptığı en büyük ayıptır. Bir de üste çıkıp “Hırsızdın” diye bağırdılar. 50 yaşında iki defa kalp ameliyatı boşuna geçirilmiyor... Sadece bu dünyada değil bunun hesabını öbür dünyada da soracağım... Yaradanın önünde bunun hesabını sorarım. Benim alnım açık...
“BİZİ KAZ GİBİ GÖRÜYORLAR”
Motorola ile olan sıkıntı nedir ve nasıl başladı? Uzan Grubu’nun Motorola’yı dolandırdığı şeklinde iddialar ortaya atıldı. Bu iddiaları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Motorola batmak üzere olan bir şirkettir. Şirketi bizim mallarımızla kurtarmaya çalışıyorlar. Uzan ailesinin, Motorola’yı dolandırdığı iddiaları tamamen yalandır. Bu Motorola’nın, Türkiye’deki işbirlikçileriyle yaptığı propagandadır. Uzan Aielesi’nin hiçbir ferdi Motorola’dan bir lira almadı.
Bazen iş hayatında karşılıklı tavizler veriliyor. Bizim de Motorola ile ilişkilerimiz çok önceye dayanıyor. Motorola’ya 1.8 milyar dolar kadar borç var. Bunun 1.2 milyar doları malzeme, 500-600 milyon doları da nakit... O zamanlar iyi ilişkilerimiz var. Şirket ABD’de zor durumda... Bilanço açık veriyor... “Size 200 milyon dolar kredi açalım dediler. “Tamam” dedik. Bu krediyle yan şirketlerinden malzeme satışı gösterdiler. Yani bilançolarını düzeltmek için bizi kullandılar. Biz de bu tür oyunlarına, ilişkilerimiz iyi olduğu için izin verdik. 2002 yılıydı sanırım, Motorola’dan hatır olsun diye 200 milyon dolara aldığımız telefonları, Pakistan’a 30 milyon dolara zor sattık. Yani burada kimse kimseyi dolandırmadı. Biz zor duruma düşünce, eski hesapları karıştırıp bizim mallarımıza el koymak istediler. Bizim mallarımıza el konulduğu için de kendimizi savunamadık. Derdimizi de anlatamadık...
Hisseleri vermedik tutuklama kararı çıktı
ABD mahkemeleri Uzan Grubu hakkında tedbir ve tutuklama kararı verdi. Bu kararlar nasıl çıktı öyleyse?
TEDBİR KARARI: Motorola’nın talebi üzerine ABD mahkemelerinde dava açıldı. İki taraf da avukatlar tuttu ve davalara girilmeye başladı. Motorola jürili dava istedi. 2002 yılıydı... Ben siyasetle ilgileniyordum. Hakan da davaları ve işleri takip ediyor. Mahkeme ilk önce, Melahat ve Aşyegül Uzan’ı dinlemeye karar verdi. Biz de kardeşimi bazı nedenlerden dolayı gönderemedik. Hâkim, “Onlar gelmezse Cem Uzan’ı dinlemem” dedi. İfademi de kabul etmedi, delillerimizi de. Ve 9 milyar dolarlık tedbir kararı verdi. Ardından da operasyonlar başladı, biz avukatların taksitlerini bile gönderemedik. Bir defasında 8 milyon dolarlık avukat parası vardı. Savcı “Bu kadar yüksek avukatlık ücreti mi olur” diyerek, izin vermek istemedi.
TUTUKLAMA KARARI: Tutuklama kararı da Telsim hisselerinden dolayı verildi. Yine Motorola ile ilgili davada mahkeme, derhal “Telsim hisselerini getireceksin” dedi. Hisseleri götürürsek, çoğunluğu da kaybedeceğiz şirketi de... Hisseleri götürmedik... Türkiye’de mahkemeye gittik. Mahkeme “Lisanslarda yüzde 51 Türk’ün kontrolünde olması gerekir. Yoksa lisansı kaybedersin” diye karar verdi. Ancak işe yaramadı. Yine de, mahkeme hisseleri getirmediğimiz için hakkımızda tutuklama kararı verdi.
Koç ve Sabancı “Telsim” lisansını tutmaz diye geri çevirdi
Telsim Türkiye’nin ikinci büyük GSM operatörüydü. GSM işine nasıl girdiniz?

1993 senesinde cep telefonu ihalesi yapılıyor. Siemens Alcatel ile birlikte giriyor birinci çıkıyor. Motorola ikinci, Ericson üçüncü... Daha sonra ne olduysa oluyor Ericson ikinci ilan ediliyor. İhaleler kazananlara veriliyor. 500 milyon dolar lisans bedeli var. Kanunlara göre lisans verilemiyor, gelir paylaşımı üzerinden anlaşma yapılacak. İhaleler imzalanıyor. Siemens yerli ortak arıyor. Biz, Star TV’de Alcatel’den radyo link satın alıyoruz. Alcatel Koç’a, Sabancı’ya gidiyor, hiç kimse anlaşmaya yanaşmıyor. Projeksiyonlara göre Türkiye’de sadece 36 bin ile 60 bin arasında cep telefonu potansiyeli çıkıyor. Birinin aklına geliyor. "Bir de Cem Uzan’a gidin" diyorlar. Ben de kardeşime pasladım işi. Kafadan girdik. Yüzde 19 hisse verdiler. Tarih 1993 Aralık ayıydı idi. 94 Nisanı’nda da şebekeler devreye girecek. Bir ay geçti 94 krizi patladı. Tansu Çiller Başbakan’dı ekonomi paramparça oldu. Herkes kaçtı Türkiye’den. Almanlar ve Fransızlar “Biz de satıp çıkmak istiyoruz, alır mısın?” dediler. Türkiye’ye inancın ağır bedeli oldu ve alırız dedik. Sermayesi üzerinden bire bir aldık. 94 Haziran’ında Telsim devreye girdi. Turkcel 30 gün önce devreye girmişti.
Motorolacılar gelip benimle görüşüyor
Telsim’i tamamen devralınca Motorola ile ekipman için görüşmelere başladık. Onlar da kabul etti. Motorola zaten bitmiş ve batmış bir şirket. Onlar da kârlı bir kapı buluyorlar, “Uzan’dan ne koparsak kârdır” gözüyle bakıyorlar. Buraya gelip hâlâ benimle görüşüyorlar. Hepsi de bir hokkabazlığın içindeler...
YORUMLAR (2)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • vatandaş13 Ekim 2013 00:41

    TENCERE DİBİN KARA SENİNKİ BENDEN KARA

  • ali ugur10 Ekim 2013 13:24

    bu insanlara da yurdum insani oy veriyor. birde ticaretle ugrasiyormus, yardim olsun diye amerikan sirketinden 200 milyon dolara mal al (kredi ile guya) ondan sonra 30 milyon dolara sat. vallaha bravoo.....