BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaPara PiyasaTürkiye'nin hırpalanması azaldı----

Türkiye'nin hırpalanması azaldı

Türkiye'nin hırpalanması azaldı
12 Eylül 2014 - 14:28 www.finansgundem.com

JCR Başkanı Ökmen, "2014 yılının ilk çeyreğine göre ikinci çeyreğinde enflasyonun Türk ekonomisini hırpalama etkisi düşmüştür" dedi

2014 yılının ikinci çeyreğinin enflasyon oranlarına ilişkin bir açıklama yapan JCR Eurasia Rating Başkanı Orhan Ökmen, "2014 yılının ilk çeyreğine göre ikinci çeyreğinde enflasyonun Türk ekonomisini hırpalama etkisi düşmüştür" dedi.
"Enflasyon ve düşük büyüme üzerinde tarımın negatif etkisi abartılmamalıdır" ifadesini de kullanan Öktem,"  2013 yılının ilk altı ayına göre 2014 yılının ilk altı ayında ise Sabit fiyatlarla % 3,31, Cari Fiyatlarla ise % 12,17 oranında büyümüştür " dedi.

Öktem konuya ilişkin olarak şunları söyledi:

"2014 yılının ilk çeyreğine göre ikinci çeyreğinde enflasyonun Türk ekonomisini hırpalama etkisi düşmüştür. Dolayısıyla, yılın geri kalan bölümünde enflasyonda düzelme beklentilerinin gerçekleşme olasılığı yükselmiştir: Zira 2014 yılının ilk çeyreğine göre ikinci çeyreğinde 
cari fiyatlarla ölçülen büyüme % 3,79 iken, sabit fiyatlarla ölçülen büyüme % 5,01 dir. Cari Fiyatlarla ölçülen büyümenin sabit fiyatlarla ölçülen değerden düşük olması enflasyon etkisinin bir önceki döneme göre daha düşük gerçekleşmesine işaret etmektedir.  Ekonomi 2013 Yılının II. Çeyreğine göre 2014 Yılı II. çeyreğinde  Sabit fiyatlarla % 2,05, Cari Fiyatlarla ise % 9,72 oranında büyümüştür. Bu iki dönem arasında fiyat artış tahribatı ilk sırada Toptan ve perakende ticaretini, ikinci sırada gayrimenkul faaliyetlerini, üçüncü sırada ise Konaklama ve yiyecek hizmetleri faaliyetlerini etkilemiştir. 
Enflasyon ve düşük büyüme üzerinde tarımın negatif etkisi abartılmamalıdır: Tarım sektörü, 2013 yılı ikinci çeyreğine göre 2014 yılının ikinci çeyreğinde sabit fiyatlarla %0,13 oranında bir küçülme göstermekle beraber, esasen 2013 yılının ilk altı ayına göre 2014 yılının  ilk altı ayında ve yine 2014 yılının ilk çeyreğine göre ikinci çeyreğinde büyümeye pozitif katkı yapmıştır. Nitekim Tarım sektörünün 2014 yılının ilk çeyreğine göre ikinci çeyreğinde büyümeye katkısı sabit fiyatlarla % 2,99 dur. 
Üretim yönünden büyümenin düşmesi kapasite ve üretim faktörlerine ilişkin olmayıp talep düşüklüğü nedeniyledir: 2014 yılının ilk çeyreğine göre ikinci çeyreğinde, Finans ve sigortacılık faaliyetleri, gayrimenkul faaliyetleri, eğitim, insan sağlığı, kültür-sanat-eğlence-spor faaliyetleri ve Hane halklarının işveren faaliyetlerinin küçülmesi Üretim yönünden büyümenin yıllık % 4,66 oranından % 2,05 seviyelerine gerilemesinin ana nedenlerinin başında gelmektedir.  
2013 yılının ilk altı ayına göre 2014 yılının ilk altı ayında ise Sabit fiyatlarla % 3,31, Cari Fiyatlarla ise % 12,17 oranında büyümüştür. 
Türkiye ekonomisi büyüme ve üretim dinamiklerini ve canlılığını korumaktadır: İkinci çeyrek büyümesi istatistiki olarak ölçüm dönemlerinin farklılığı nedeniyle düşmüş olduğu hesaplanmış olmakla birlikte, esasen 2014 yılının ikinci çeyreğindeki Türkiye'nin üretim 
değeri birinci çeyrekteki üretim değerinden daha büyüktür Türkiye ekonomisi 2014 Yılının ilk Çeyreğine göre 2014 Yılı II çeyreğinde  Sabit fiyatlara göre % 5,01 oranında büyüme göstermesine rağmen, 2013 yılının son çeyreğine göre 2014 yılının ilk çeyreğinde esasen % 6,23 oranında küçülmüş idi. 
Net dış talebin büyüme üzerindeki katkısı 2014 yılı ikinci döneminde negatiftir: 2013 yılı ikinci çeyreğine göre 2014 yılının ikinci çeyreğinde sabit fiyatlarla büyümeye en yüksek katkı Net dış ticaret kanalından sağlanmış olmakla birlikte, Net dış talebin büyümeye katkısı 2014 yılının ilk çeyreğine göre ikinci çeyreğinde cari fiyatlarla negatif olmuştur. Bu eğilimin yılın geri kalanında da devam etmesi büyümeyi aşağı doğru baskılayabilecek en önemli risktir. Kaldıki bu aşamadan sonra cari açıktaki aşağı yönlü dengelenme sürecinin devam edip etmeyeceği sermaye girişlerinin tekrar canlanmasına bağlı hale gelmesi de bir başka önemli risktir.
Yılın geri kalan döneminde büyüme trendinin artma olasılığının yüksek olduğu ve yıllık büyümenin  % 3,5 - % 4 aralığında gerçekleşeceği yönündeki görüşümüzü koruyoruz: 2013 yılı ikinci çeyreğine göre 2014 yılının ikinci çeyreğinde ve yine 2013 yılının ilk altı ayına göre 2014 yılının ilk altı ayında hem kamunun hem de özel sektörün Gayri safi sabit sermaye oluşumu sabit fiyatlarla düşmüştür. Ancak, 2014 yılının ilk çeyreğine göre ikinci çeyreğinde Gayri safi sabit sermaye oluşumu sabit fiyatlarla artış göstermesi gelecek dönemler için yatırım harcamalarının artış göstereceğine işaret etmektedir. Ayrıca stok değişimlerinin negatif olması da yatırımların ve üretim kapasitesinin artış eğilimine girdiği tespitini 
desteklemektedir. 
Mevcut dış konjonktür koşullarına, Türkiye'nin kaynak tahsisi ve tasarruf-yatırım bileşimine göre, yatırım ortamı değiştirilmeden yüksek büyüme beklentilerinin sadece faiz ve kur seviyelerine endekslenmesi Türkiye'nin düşen büyüme trendinin ortaya çıkaracağı risklerden çok daha büyük riskler ortaya çıkaracaktır: 2013 yılı ikinci çeyreğine göre 2014 yılının ikinci çeyreğinde sabit fiyatlarla kamu harcamaları ile hane halkı harcamaları büyümeye hemen hemen aynı katkıyı yapmış, ancak 2014 yılının ilke çeyreğine göre ikinci çeyreğinde hane halkı harcamaları düşüş göstermiş ve büyümeye katkı yapmamıştır. Hane halkı harcamalarında tercihli olarak sağlanan düşüşün kalıcı hale gelmesi orta ve uzun dönemde Türkiye ekonomisinin büyümesi açısından risktir. Ancak, mevcut dış konjonktür koşullarına, kaynak tahsisi ve tasarruf-yatırım bileşimine göre yüksek büyüme beklentisi yatırım ortamı değiştirilmeden faiz ve kur seviyelerine endekslenmesi çok daha büyük bir risk olacaktır. Bu kapsamda şu ana kadar yeni küresel para rejimlerinin üreteceği risklere karşı 
sistematik direnç oluşturan Merkez Bankası'nın şu andaki duruşunu ve politikalarını anlamak bizim açımızdan zor değildir.
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)