BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaMakro EkonomiTürkiye’nin çok pakete ihtiyacı var----

Türkiye’nin çok pakete ihtiyacı var

Türkiye’nin çok pakete ihtiyacı var
07 Mayıs 2013 - 11:19 www.finansgundem.com

Forum İstanbul 2013'ün açılışında Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’dan çarpıcı sözler

FINANSGUNDEM.COM
 Dünya ve Türkiye ekonomisindeki gelişmelerin değerlendirildiği Forum İstanbul 2013’ün açılış konuşmasını yapan Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, “Türkiye’nin daha çok pakete ihtiyacı var” dedi.
 “Son 10 yılda siyasi reformlar yaptık. Ama tam anlamıyla demokratik, hukuk devleti olduk diyemiyoruz. Kurallar açık, net ve herkese eşit uygulanmalı, bunları henüz yapamadık.
Bu nedenle Türkiye’nin daha çok pakete ihtiyacı var” şeklinde konuşan Ali Babacan, krize dikkat çekerek, pek çok finansal kurumda sorunların devam ettiğine işaret etti.
Babacan, “2023’de İstanbul’un dünyanın ilk 10 finans merkezinden biri olması yönünde hedefimiz var. İddialı bir hedef ama gerçekleşme ihtimali yüksek" dedi.

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, "Geçici rahatlamalar sağlamak için merkez bankalarının sağladığı likidite bugün için büyük finans kuruluşlarının batmasını engellemiş durumda ve yine büyük ekonomilerin dağılmasını önlemiş durumda..." dedi.
Forum İstanbul 2013 açılışında konuşan Babacan, Forum İstanbul'un ilk toplantısının 2002 yılında yapıldığını hatırlatarak, o günün Türkiyesi'nin çok sıkıntı içinde olduğunu öyle bir dönemde 2023 gibi bir hedef koyabilmenin, Türkiye'nin ufkunu genişletebilmenin cesaret işi olduğunu söyledi.
Zor dönemlerde insanların günü, haftayı ve ayı düşündüğünü ancak büyük resmin görülemediğini ifade eden Babacan, o dönemde 20 sene sonrasını öngörerek Forum İstanbul'u başlatanlara teşekkür etti.
Geçen 10 yılda çok şeyin değiştiğini, Türkiye için olumlu gelişmelerin olduğuna değinen Babacan, 2007-2008 yılında başlayan ve 2009 yılında pik noktasına ulaşan küresel Finans krizinin bu yüzyılın tarihinde iz bırakacak bir gerçek olduğuna dikkati çekti.
Babacan, krizin henüz bitmediğini ve bunun çok iyi anlaşılması gerektiği vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Geçici rahatlamalar sağlamak için merkez bankalarının sağladığı likidite bugün için büyük finans kuruluşlarının batmasını engellemiş durumda ve yine büyük ekonomilerin dağılmasını önlemiş durumda... 'Batmak' gibi keskin bir ifade kullanıyorum çünkü krizin ilk evreleri finans kuruluşları ve bankaların batmasıyla başladı. Bir kaç banka battıktan sonra baktılar ki derin sarsıntılar oluyor 'Büyük bankaların çöküşüne izin vermeyelim, destek verelim' diye pek çok ülke farklı pozisyonlar aldı."
Büyük bankaların ülke ekonomilerine ve hazinelerine getirdiği yük nedeniyle birçok ülkenin çok yüksek kamu borç stoğu oluştuğunu ifade eden Babacan, "Krizin ikinci safhası diyebileceğimiz 2010-2011 yıllarında da artık ülkelerin kredibilitesi sorgulanmaya başlandı ve bu çok daha vahim bir durumdur" dedi.
Kredibilitenin o ülkenin hazinesine ve hükümetine güveni gösterdiğini belirten Babacan, krizin ikinci safhasında devletlerin çöküşünü engellemek için merkez bankalarının devreye girdiğini anımsattı.
Merkez bankalarının kimi zaman doğrudan, kimi zaman da ikincil piyasalar üzerinden kamu kağıtları satın alarak çöküşü şimdilik önlemiş ya da ertelemiş olduğunu kaydeden Babacan, pek çok finans kuruluşuyla ilgili sorunların devam ettiğini, şu anda belki de en önemli problemin güven sorunu olduğunu ifade etti.
Ali Babacan, "Bankalar birbirlerine güvenmeyince, bankalar kredi müşterilerine güvenmeyince, merkez bankaları ne kadar likidite sürerse sürsün piyasaya yine fayda etmiyor. Bu sürülen likidite bir şekilde bir yerlere takılıyor" dedi.
"Kısa vadeli bakış ve günü kurtarma yaklaşımı Avrupa'nın en önemli sorunu"
ABD'nin içinde bulunduğu ortama da değinen Babacan, ABD'nin bir yandan borçlarla uğraştığını bir yandan da 2013 yılı bütçesinin nasıl olacağının hala belli olmadığını ve bütçe hedefinin mayıs ayına gelindiği halde hala bitirilmemiş olduğunu söyledi.
Öte yandan Avrupa Birliği'ne bakıldığında 27 ülkenin olduğu, koalisyon hükümetlerinin kurulduğu, pek çok ülkede azınlık hükümetlerinin başta olduğu ve bir türlü karar alamayan ve uzlaşamayan bir yapı olduğunu belirten Ali Babacan, "Avrupa'da ortak bir merkez bankası olmasına karşın maliye politikaları açısından ortak bir çerçeve oluşturma konusunda zorluk çekiyor" dedi.
Geçenlerde mali politikalar konusunda AB ülkelerinin 25'inin imza attığı bir anlaşma imzaladıklarını ve imzayı atan ülkelerin yarısının bu G-20 zirvesinde "Biz imzayı attı ama galiba bunu uygulayamayacağız" dediklerini anlatan Babacan, "Öngörülebilirlik ekonomide güvenin esasıdır. Ne yapmak istediğinizi söyleyeceksiniz ve bunları yapacaksınız. Bir söz verirsiniz, tutulamama ihtimali varsa zaten o sözü vermezsiniz" dedi.
Geçen ay Finlandiya'da dar çerçeveli bir toplantıya katıldığını ve 2 gün boyunca Avrupa'nın geleceğinin tartışıldığını anlatan Babacan, "Avro Bölgesi ne olacak, Avrupa ekonomisi nasıl canlandırılabilir- Siyasi olarak en üst noktadaki kişiler diyebileceğimiz kişilerle 2 gün geçirikten sonra açıkçası benim kaygım daha da arttı. Özellikle politikalar konusunda kısa vadeli bakış ve günü kurtarma yaklaşımı Avrupa'nın en önemli problemi..." diye konuştu
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)