BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaMakro EkonomiTürkiye’de işsizlik 64 ülkeden yüksek----

Türkiye’de işsizlik 64 ülkeden yüksek

Türkiye’de işsizlik 64 ülkeden yüksek
15 Mart 2013 - 15:56 www.finansgundem.com

DİSK-AR, TÜİK tarafından açıklanan Hanehalkı İşgücü Anketi Aralık 2012 dönem sonuçlarını değerlendirdi

Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Enstitüsü (DİSK-AR), TÜİK tarafından açıklanan Hanehalkı İşgücü Anketi Aralık 2012 dönem sonuçlarını değerlendirdi.
DİSK yaptığı değerlendirmede şu ifadelere yer verdi:
1) 2012 yılı verilerini değerlendirdiğimiz bir önceki raporumuzda, ekonomik büyüme rakamlarındaki yavaşlamanın yıllık verilere yeterince yansımadığını ve Aralık ayı işsizlik verilerinin gidişat açısından önemli olduğunu belirtmiştik. İşsizlik verilerinde Haziran dönemi ile başlayan yükseliş, resmi rakamları iki haneli düzeylere taşımış durumda. Buna göre resmi işsizlik oranı bir önceki aya göre 0,7 puanlık bir sıçrama yaparken, istihdamda verilerinin hızla bozulmaya başladığı Haziran döneminden bu yana 2,1 puan artış gösterdi ve %10,1 oldu. Resmi işsiz sayısındaki artış ise haziran döneminden bugüne 564 bin oldu. Bir önceki yılın aynı dönemine göre ise resmi işsiz sayısı 214 bin kişi, geniş tanımlı işsiz sayısı ise 297 bin kişi arttı. İşsizlik verilerindeki çarpıcı bir sonuç ise resmi işsizliğin geçen yılın aynı dönemine göre oransal olarak kadınlar için 1,4 puan artarken, erkekler için 0,1 puan azalması (toplamda 0,3 artış gösterdi). Yeni işsizlerin % 91'i kadın. Sonuç olarak bir önceki yılın aynı döneminin sonuçlarına göre artan kadın işsizliği.
2) Umudu olmadığı için ya da diğer nedenle son 3 aydır iş arama kanallarını kullanmayan ve bu nedenle işsiz sayılmayanlar dahil edildiğinde işsizlik oranı % 10,1 değil, %16,4, işsiz sayısı da 2 milyon 790 bin değil, 4 milyon 859 bin kişi olarak gerçekleşti. Kadınlar için geniş tanımlı işsizlik oranı yüzde 22, gençler için yüzde 29 oldu. Gizli işsiz olarak görülen eksik ve yetersiz istihdam edilenler de ilave edildiğinde genel işsizlik oranı yüzde 19,85, işsiz sayısı 5 milyon 882 bin düzeyinde.
3) Kadınlar çalışma hayatında en dezavantajlı kesimlerden birini oluşturuyor. Kayıtıdışı istihdamın işgücüne katılım oranı Aralık 2012 döneminde kadınlar için yüzde 29,6 düzeyindedir. Geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre işgücüne katılım oranı 2,2 puan artarken, kayıtdışı çalışan kadınların sayısı 190 bin kişi yükselmiştir. Aynı dönemde erkeklerde kayıtdışı çalışan sayısı 219 bin kişi azalmıştır. İstihdama yeni dahil olan kadınların % 35'i kayıtdışıdır. Yüksekokul mezunu kadınlarda işsizlik Aralık 2012 dönemi için yüzde 15,9 ile erkeklerin yüzde 7,6'lık oranının iki katıdan fazladır. Bu kategoride yer alan kadınların işsiz sayısı geçen yılın aynı dönemine göre 113 bin kişi artış göstererek 216 binden 329 bine fırladı. Bu yükseliş % 52'lik bir artışa denk gelmektedir. Geçtiğimiz ay bu oran % 47 düzeyindeydi. Buna göre geçen yıldan bu yana ilave resmi işsizlerin % 53'ünü yüksekokul mezunu kadınlar oluşturuyor. Yüksekokul mezunu kadınlarda işsizlik oranındaki artış bir önceki yıla göre 3,7 puanı buluyor. Başta umudu kesik olanlar olmak üzere son 3 aydır iş arama kanallarını kullanmadığı için işsiz sayılmayanların % 52'si kadın. Resmi olarak 11,9 olarak açıklanan kadın işsizliği, geniş tanımlı işsizlik verilerinde kadınlar için % 22 oranına çıkıyor. İş aramadığı için işsiz sayılmayan ve işe başlamaya hazır kadın sayısı, resmi olarak işsiz sayılan kadınlardan daha fazla.
4) Gençler için ise durum daha da kötüdür. Geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre resmi işsizlik oranı 1,7 puan artarak yüzde 19,8'e yükselmiştir. Umudu olmadığı için ya da diğer nedenle son 3 aydır iş arama kanallarını kullanmayan ve bu nedenle işsiz sayılmayan gençler dahil edildiğinde bu oran % 28,85'e ulaşmaktadır. 875 bin işsiz gence karşı 560 bin çalışmaya hazır ancak umutsuzluk başta olmak üzere çeşitli nedenlerle iş aramayan genç bulunmaktadır. Eksik ve yetersiz istihdam edilenlerle genç işsizliği % 32'ye ulaşmıştır. Aralık 2013 dönemi için gençlerin % 48'i kayıt dışı çalışmaktadır. Gençler için kayıt dışı oranı 15-19 yaş için % 69, 15-24 yaş grubu aralığı için % 37 düzeyindedir. Bu yaş grupları için kayıt dışı çalışma oranında genel bir düşüş eğilimi görülmektedir.
5) Güvencesiz çalışma hızla yaygınlaşıyor. 2009 yılı Aralık dönemi ile karşılaştırıldığında geçici çalışanların sayısı % 34 artarak, 1 milyon 333 binden, 1 milyon 789 bine yükseldi. Geçici çalışmanın yaygınlaştırılması hükümetin istihdam stratejisi açısından bir amaç olarak değerlendiriliyor. Geçici işçiler için, geçici bir işte çalıştığı ve iş bittiği için işsiz kalanlar ve geçici çalışanlar üzerinden hesaplanan, işsizlik oranı % 32 olarak gerçekleşti. Geçtiğimiz yılın aynı dönemi ile karılaştırıldığında kısmi süreli çalışanların sayısı 324 bin, geçici bir işte çalışanların sayısı 285 bin kişi arttı. İstihdam artışı ise aynı dönemde 1 milyon 88 bin kişi artış gösterdi. Kısmi süreli çalışanların yüzde 83'ü, geçici bir işte çalışanların yüzde 62'si kayıtdışı çalışıyor.
6) Çalışma süreleri geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre ciddi artış gösterdi. Haftalık fiili çalışma süresi 50 saatin üzerinde olanların iş başında olanlara oranı yüzde 34'den yüzde 41'e çıkarken, 60 saat ve üzeri çalışanların sayısı 1 milyon 379 bin kişi artarak 4 milyon 708 binden 6 milyon 87 bine ulaştı. Haftalık 72 saatin üzerinde çalışanların sayısı yüzde 30 artış ile 1 milyon 320 binden 1 milyon 718 bine çıktı.
7) Türkiye'de çalışma çağındaki her iki kişiden biri çalışmıyor. İşgücüne katılım oranı Aralık 2013 dönemi için %50 düzeyinde. İşsiz sayılmayan umudu kesik işsizlerin sayısı ve ev içi emeğin görünmez olmasının sonucunda açığa çıkan bu durum, Türkiye'de işsizliği olduğundan düşük gösteriyor. AB ülkeleri için EUROSTAT 2011 yılı verilerine göre işgücüne katılım oranı %71,2 düzeyinde. Türkiye'de çalışmak isteyenlerin ve istihdam edilenlerin oranı (işgücüne katılım) AB-27 ortalaması kadar olsaydı, Türkiye 11 milyon 719 bin kişiye daha ilave iş yaratmak zorunda olacaktı. Bu kişilerin iş bulamaması veya kendi işini kuramaması halinde işsiz sayısı 14 milyon 509 bin olacaktı. Buna göre işsizlik oranı ise yüzde 36,9 düzeyine çıkacaktı. (Türkiye için hesaplamada 65 yaş üzeri, TÜİK ve Eurostat istatistikleri arasındaki uyum problemi nedeni ile hesaplamaya dahil edilmiştir. Oransal olarak artışlar tüm hesaplamaları etkileyeceğinden, değişiklik çok sınırlı düzeyde kalacaktır. Miktarlarda değişiklik olabilir.)
8) IMF (Uluslararası Para Fonu) Ekim 2012 veritabanı tahminleri üzerinden DİSK-AR'ın hesaplamalarına göre Türkiye'de işsizlik oranı 101 ülkenin 64'den daha yüksek.
Resmi işsizlik rakamlarında kriz sonrası ekonomik canlanmayla paralel olarak gerçekleşen düşüş, haziran ayında dip noktasını yaptıktan sonra ekonomik büyüme oranlarında yaşanan sert düşüşle tekrar yükselişe geçmiş durumda. Hatırlanacağı üzere 2009 yılında krizin yarattığı tahribat, 2010 ve 2011 yılında ekonomide dibe vuruş sonrası hızlı yükselişi getirmiş, işsizlik rakamları kriz öncesi düzeylerine gerilemişti. Ancak özellikle tarımsal istihdamda yaşanan artışa eşlik eden kayıtdışı çalışanların sayısındaki artış, kadınların ve gençlerin çalışma koşullarında yaşanan bozulma, güvencesiz çalışmanın yaygınlaşması, istihdamın niteliğini sorgulatan bir karakter taşımıştır. Çalışma sürelerinin son derece uzun, ücretli izin hakkının son derece sınırlı olduğu koşullarda işsizlik verilerinin olduğundan daha düşük görünmesinin temel nedeni işgücüne katılım oranlarındaki düşük seviyedir. Bir yandan işgücüne katılım oranlarını yükseltirken, öte yandan işsizlik verileri ile mücadele etmenin yegane yolu, gelir kaybına yol açmaksızın haftalık çalışma sürelerini azaltmaktan geçmektedir. Buna karşın sermaye çevreleri istihdam yapısının niteliğini bozarak, yani yoğun çalışma koşulları altında, daha kuralsız ve güvencesiz çalışma biçimlerini yaygınlaştırarak bu süreci kendi lehlerine çevirmek istemektedir. Hükümet işveren çevrelerinin bu taleplerini Ulusal İstihdam Strateji belgesi ile programlaştırmıştır. Ucuz işgücü için, taşeron çalışmayı yaygınlaştırmayı, kıdem tazminatını fona devrederek orta vadede ortadan kaldırmayı, kölelik bürolarını hayata geçirmeyi hedefleyen bu belge, işsizlik verilerindeki artışla birlikte daha sık gündeme gelecektir. İşsizlikle mücadeleyi, çalışma koşullarını kötüleştirerek, ücretleri düşürerek çözmeye çalışan bu anlayışa karşı durulmalıdır. Bu strateji işsizliğin "ne iş olsa yaparım" başlığı altında gizlenmesi stratejisidir. Bunun yanında Aralık 2012 döneminde kadın işsizliğinde ve özellikle yüksek öğretim mezunu kadınlar için işsizlik oranlarında yaşanan artış dikkat çekicidir. İşsizlikle gerçek mücadele için
1. Haftalık çalışma süresi gelir kaybı yaşanmaksızın 37,5 saate, fazla mesailer için uygulanan yıllık 270 saat sınırı, 90 saate düşürülmelidir.
2. Herkese en az 1 ay ücretli izin hakkı tanınmalıdır.
3. Herkes için iş güvencesi ayrımsız bir biçimde uygulanmalıdır.
4. Sendikal hak ve özgürlükler güvence altına alınmalı, sendikal barajlar, noter şartı kaldırılmalı, herkesin sendika hakkını özgürce kullanabilmesi için gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır
5. Kamu girişimciliği ve hizmetleri istihdam yaratacak şekilde yeniden ele alınmalıdır
6. Kamuda personel açığı derhal kapatılmalıdır.
7. Taşeronlaşma ve kayıt dışı istihdam engellenmelidir
8. Kadın istihdamının artırılması ve işsizliğinin azaltılması için işgücü piyasalarındaki cinsiyetçi uygulamalara son verilmeli, ev içi bakım hizmetleri devletin gereken nitelikli, yaygın ve ücretsiz bakım hizmetlerini sağlaması ile kadının üzerinden alınmalıdır. Kadın erkek ayrımı yapmaksızın 50 çalışanın üstündeki her iş yerinde kreş açılmalı, devlet kreşlerinin çocuklar için yaş sınırı olmadan, ücretsiz ve 7/24 açık olmalı, yaşlı ve hastalar için, yine ücretsiz, 7/24 açık, çalışanlarının yarısı erkek olan bakım evleri açılmalıdır.
ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)