BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaBankacılıkTürkiye ile ilgili endişeler abartılı----

Türkiye ile ilgili endişeler abartılı

Türkiye ile ilgili endişeler abartılı
25 Mart 2015 - 11:58 www.finansgundem.com

İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Ersin Özince, Türkiye ekonomisiyle ilgili içeride ve dışarıda endişe duyanların durumu abarttıklarını belirtti

İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Ersin Özince, "Türkiye ekonomisiyle ilgili içeride ve dışarıda endişe duyanların durumu abarttıklarını ama içeride de 'Bize bir şey olmaz' mantığıyla sandalı sallama lüksünün olmadığını düşünüyorum" dedi. Özince, bankacılık sektörünün gelişebilmesi için güven ortamına ihtiyaç olduğunu belirtti.
 
2001 SONRASI GÜVEN ORTAMI OLUŞTU
 
Özince, 2001 krizinden sonra Türkiye Cumhuriyeti'nin devletiyle de halkıyla da güven duygusunda birleştiğini dile getirerek, "Biz krizden kavgalarla, gürültülerle veya sokaklarımızda gösterilerle çıkmadık. Adeta bir ulusal mutabakatla çıktık. Halkımız o kadar sıkıntılara maruz kalmasına rağmen krizin realitesi karşısında hem sabırlı hem de sağduyulu davrandı. İşsiz kalan yurttaşlarımız çıkıp sokaklarda, bazı Avrupa şehirlerinde olduğu gibi gösteriler yapmadı ama sonuç itibarıyla güven ortamı oluşturuldu" ifadesini kullandı.
 
Geçmişte Türkiye'nin, bankacılık hizmetini yoğun şekilde gelişmiş ülkelerin bankalarından aldığını belirten Özince, bu konuda artık Türkiye'nin de imkanlarının çeşitlendiğini aktardı. "Biz kendi ülkemizin, kendi dış ticaret ilişkilerimizin bankacılık hizmetlerini giderek kendimiz halleder duruma geliyoruz" diyen Özince, yine de uluslararası sermaye piyasalarına ve bankacılık sistemine, daha uzun yıllar Türkiye'nin ve bütün dünyanın ihtiyacının olacağını söyledi.
 
GIPTA EDİLEN ÜLKE OLMALIYIZ

 
Özince, Türkiye ekonomisiyle ilgili içeride ve dışarıda endişe duyanların durumu abarttıklarını ama içeride de 'Bize bir şey olmaz' mantığıyla sandalı sallama lüksünün olmadığını düşündüğünü ifade ederek, "Biz ne yaparsak yapalım uluslararası rekabet piyasasında daima istikrarlı, gıpta edilen, imrenilen ve arzu edilen bir ülke olarak kendimizi göstermeliyiz. Yani kendimizi iyi satmalıyız diye düşünüyorum. Bazen bunu ihmal ediyoruz. O nedenle de paramız bir miktar değer kaybetti. Ekonomik dengelerimizde de o yüzden bir miktar olumsuzlaşma mevzu bahis" diye konuştu.
 
TÜRKİYE İLE İLGİLİ YANLIŞ TEŞHİS KONULUYOR
 
Uluslararası piyasalarda çalkantı olduğuna işaret eden Özince, sözlerini şöyle sürdürdü: "Gelişmekte olan piyasalara karşı birtakım olumsuz değerlendirmeler var. Bu arada Brezilya ve Türkiye için özellikle olumsuz değerlendirmeler var ki Türkiye ile ilgili bölümüne katiyen katılmıyorum. Türkiye'nin özellikle özel sektör dış borcunun detaylı incelenmemesi nedeniyle yanlış teşhise konu olduğunu düşünüyorum ama biz bunları doğrusunu gösteremeden siyasi ve ekonomik istikrarımıza, dışımızdakileri tam anlamıyla inandırmadan ki zorla kimse kimseye inanmaz. 'Muhtaç değiliz' diyecek bir durumumuz yok, çünkü bu konularda iyi olmanın gereği, iyi sergilemektir. Kısacası ne kadar sürer, ona dair bir şey söylemek mümkün değil ama uzmanlar, 2015 yılının oldukça çalkantılı geçeceğini söylüyor."
 
SON 10-15 YILDA ÇOK YOL ALDIK
 
Bankacılık ve sermaye piyasasının büyüklüğünün, ekonominin büyüklüğüne oranının birçok gelişen değil gelişmekte olan ülkelerden aşağıda olduğunu gördüğünü kaydeden Özince, Türkiye'nin son 10, 15 yıl içerisinde çok yol katettiğini aktardı. Özince, 2001 krizinden sonra çok büyük adımlar attıklarını belirterek, bankacılık sisteminin çok güçlendiğini, çok büyüdüğünü ama hala bankacılığın sermaye piyasasıyla toplamının yarınlar için yeterli olmadığını vurguladı. Türkiye ekonomisinin kendi yatırım ihtiyaçlarını karşılayabilecek boyutta bir mali sektöre ihtiyacı olduğunu vurgulayan Özince, sözlerini şöyle tamamladı: "Bizim zaten motorumuz küçük. Bir de o motora, yani ekonominin motoru olan mali sektöre koyduğumuz kaynaklar yetersiz. Tasarrufun yetersizliğinden bahsediyoruz. İç tasarruflarımız yetersiz olduğu için dış kaynağa ihtiyaç duyuyoruz ancak gerek iç tasarrufları gerek dışarıdan gelen kaynakları sadece bankacılık sistemi üzerinden almaya ve değerlendirmeye çalışmak çok sığ, çok basit bir yaklaşım. Biz sermaye piyasamızı, gerek derinliği gerekse sermaye piyasası araçlarının çeşitliliği itibarıyla çeşitlendirmeliyiz."
YORUMLAR (1)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • Kk25 Mart 2015 13:18

    Sırketlerın borclarının onemlı bır kısmı enerjı ve alt yapı yatırımlarıdır.Devlete satacagınız elektırk ıcın kopru gecısı ıcın havaalanı yolcusu ıcın devlet bır ucret belırler.Bu ucretler USD bazındadır.Yatırımı yapan da USD bazında kredı kullanır ve yatırımı yapar.Sımdı kurlar yukselınce devlet vaadettıgı USD yı o gunun kuru ıle oderse problem pek yoktur.Fakat ılac sanayınde bu oyle olmamıstır.Ilac fıyatları hala eur=1,95 ıle hesaplanmaktadır.Ornek verecek olrusak yenı kopru gecısı ıcın hatırladıgım 4 usd cıvarında bır rakam belırlenmıstı.bu 10 tl nın usutne denk gleıyor.Dıger kopruler 3,5-4 ıken burası 10 lıra olacak ve yeterlı kapasıste ıle kullanılacak.Kullanılmazsa devlet mınımum garantı farkını sırkete odeyecek.Su nada sırketlerın borcları net fx ıken gelırlerı muallak yabancı paradır.soyle bır senaryo dusunleım.Kurlar 3 oldu.Devlet 10 cent dedı amma kur 2,25 dedı.(ılac saanyınde oldugu gıbı).Bu durumda bu sırketlerın rıskı var mıdır yok mudur Ersın bey?Olmaz olmaz demeyın ılaccıların durumunu goze alın.