BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaGündemTrump kaybetse de Trumpizm yaşayacak----

Trump kaybetse de Trumpizm yaşayacak

Trump kaybetse de Trumpizm yaşayacak
16 Ekim 2020 - 17:40 www.finansgundem.com

ABD Başkanı Trump kaybetmesi halinde sonuçlara itiraz edeceğini söylese de, ülke bu itirazın uzun sürmesi için fazla kutuplaşmış durumda

FINANSGUNDEM.COM - DIŞ HABERLER SERVİSİ

Çok az kişi dile getirmeye cesaret etse de, ABD, Donald Trump’ın sonunu kutluyor. Trump’ın seçimlerdeki yenilgisi, modern ABD tarihinin en kötüsü olarak anılan bir yönetimin de sonunu getirecek. Aynı zamanda, Trump’ın tabanındaki silahlı kuvvetlere sempati duyanları da ortadan kaldıracak. Hem Trump’ın hem de Trumpizmin sonunun geldiği bir an olacak. Dört yıldan sonra ABD kaldığı yerden devam edebilir. Bu herkesin doğal tepkisi, ancak aynı zamanda bir hata.

ABD Başkanı Trump gelecek ay yapılacak seçimleri kaybederse, yine de seçmenlerin %45’inin desteğini almış olarak kaybedecek. Bu da 60 ila 70 milyon arasında Amerikalı demek. Şimdi bile Joe Biden, anket sonuçlarında önde giderken, bir Trump zaferi göz ardı edilmemeli. Kaybetse bile, Joe Biden’la arasındaki fark 1984 yılında Walter Mondale ve Ronald Reagan ya da 1964 yılında Barry Goldwater ve Lyndon Johnson’ın arasında olan fark kadar büyük olmayacak. Amerika bunun için fazla kutuplaşmış durumda.

Zafer kazanması halinde Biden taraftarlarının üç meseleyi göz önünde bulundurmaları gerekiyor. Birincisi Cumhuriyetçi parti Trump’a ait, Trump siyasetten ayrılsa bile. Beş yıl önce Evangelist seçmenler, Trump’ın serbest karakterinden hoşlanmıyordu. Ancak istedikleri kavgacı yönetici olduğunu hızla öğrendiler.

Edward Luce’un Financial Times’da yayınlanan yazısına göre, gelecek hafta Yüksek Mahkeme’de Amy Coney Barrett’in muhtemel onayı ve ondan önce Brett Kavanaugh ve Neil Gorsuch’ın atamaları bunun kanıtları. Amerika’nın Hıristiyan sağ cenahı, içlerindeki Vladimir Lenini kabullendi.

Aynı durum profesyonel Cumhuriyetçiler için de geçerli. Kendini koruma içgüdüsü, Trump’ın muhtemel yenilgisi yaklaştıkça aralarına mesafe koymayı gerektirirdi. Ancak bunun tam tersi oluyor. Axios tarafından yapılan bir çalışma seçilmiş Cumhuriyetçilerin giderek daha fazla ‘Trumpçı’ olduklarını ortaya koydu.

Bunun nedenlerinden bazıları bir kısım daha ılımlı temsilcilerin, Trump’ın ilk iki yılında emekli olması ya da ekarte edilmesiydi. Çoğunlukla ise Trumpizmin içgüdüsel gücünden kaynaklandı. Görünen o ki, bugünün Cumhuriyetçi partisinde tabanlaşmış bir parasal muhafazakarlık yok. İtici güç ise Amerika’nın Amerika olmaktan çıkacağından korku duyanlar. Bunun kısmi nedeni de ABD’nin artan etnik çeşitliliği.

İkinci nokta ise, Amerika’nın enformasyon kültürünün 2016’da olduğundan çok daha kötü durumda olması. Demokratlar genellikle Trump’ın zaferi için Rusya’yı suçlar. Belki de öyledir. Ancak Rusya’nın dezenformasyonu, ABD’nin kendi içindeki dezenformasyonun yanında önemsiz kaldı. German Marshall Fund tarafından bu hafta yapılan bir çalışmaya göre, Amerikalıların sosyal medya hesaplarında okuduğu sahte ya da sahte görünümlü haberlerin sayısı 2016 yılından bu yana üç katına çıktı.

Facebook bugün dezenformasyon için çok daha büyük bir araç. Daha da önemlisi, örneğin pandemiyle ilgili yanlış ya da doğrudan yalan haberlere olan talep ABD’de giderek büyüyor. QAnon gibi karanlık bir komplo kültünü birkaç yıl önce hayal etmek oldukça güçtü. Bugünse milyonlarca Amerikalıya ulaşıyorlar.

Toplumsal kültürün üzerinde dijital teknolojinin yıkıcı etkisi her zamankinden daha fazla ve bunu yönetmek giderek güçleşiyor. Biden’ın başkanlığındaki önceliğinin ulusal bir korona virüs stratejisi geliştirerek, ABD’nin eğrisini düzeltmek olmalı. Bunun önüne geçebilecek çok az konu var.

Bu stratejinin başarısının büyük bir bölümü maske takmak, kalabalıktan uzak durmak ve temas takipçilerine uymak gibi kuralları takip etmeye bağlı. Ancak Trump’ın yenilgisi, ateşini körüklediği kültürel ayrılıkları ortadan kaldırmayacak. Amerikalıların büyük bir bölümü aşıyı reddettiklerini ve maske takmayı özgürlüklerinden vazgeçmek olarak algıladıklarını söylüyor. Biden’ın kaderi kısmen bu görüşleri ne kadar tecrit edebileceğine bağlı.

Biden’ın endişelenmesi gereken üçüncü konu ise, Trumpizmin yükselişine neden olan koşullar. Bu koşullar hala varlıklarını koruyor. Üst düzey partizanlık, mavi yakalıların öfkesi, Çin tehdidi ve orta sınıfın güvensizliği dört yıl önce olduğu kadar kötü ya da daha da kötüye gitti. Trump’ın arkasında olan herkes, ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ya da Arkansas Senatörü Tom Cotton gibi, Trump’ın daha sert versiyonları. Amerika’nın sorunlarının çözümü çok katmanlı, karmaşık ve zahmetli. Aşı bir anda pandemiyi ortadan kaldırmayacak. Aynı şekilde Trump’ın yenilgisi de sihirli bir şekilde Trumpizmin sonunu getirmeyecek.

Trump: Daha fazla para dağıtacağım

 

ABD'de kim seçilirse seçilsin dolar düşebilir

 

ABD'de perakende satışlar beklentileri aştı

 

YORUMLAR (3)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)