BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaFinans KulisTrakya'daki dev projeyi Çin istiyor----

Trakya'daki dev projeyi Çin istiyor

Trakya'daki dev projeyi Çin istiyor
01 Mart 2019 - 14:52 www.finansgundem.com

Çin, Trakya bölgesinde kurulması planlanan 3. nükleer santral projesiyle yakından ilgileniyor

Çin'in Ankara Büyükelçisi Deng Li, Çinli şirketlerin Türkiye'de üçüncü nükleer santral projesi dahil büyük enerji ve altyapı projeleri ile ilgilendiğini belirterek, Ankara'nın Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ne yönelik son dönemde ön plana çıkan eleştirilerinin sürmesinin ise ticari ve ekonomik ilişkileri olumsuz etkileyebileceği uyarısında bulundu.

Deng, Çin-Türkiye dış ticaret hacminin 2018'de 21.5 milyar dolar olduğunu, Türk tarafına yatırımların 360 milyon dolar arttığını ve Türkiye'ye gelen Çinli turistlerin sayısının yüzde 60 artışla 400 bine ulaştığını belirterek, "Somut bir 2019 hedefi söyleyemiyorum ama bir çok Çinli şirket burada yatırım yapmak istiyorlar. Birkaç ay içinde somut gelişmeler olabilir" dedi.

Türk tarafıyla görüşmeler yürüten Çin şirketlerinin özellikle "altyapı ve enerji" sektörleriyle ilgilendiğini belirten Deng, hangi projelerle ilgilenildiği sorulduğunda ise "Açıkçası Türkiye'nin nükleer santral projesi ile ilgilenen şirketlerimiz var ve görüşmelerini sürdürüyorlar" dedi.

Rusya Türkiye'nin ilk nükleer santralini Mersin Akkuyu'ya yapmak için çalışmalarını sürdürürken, Japon-Fransız konsorsiyumu Türkiye'nin ikinci nükleer santralini Sinop'a yapmak için anlaşmıştı. Türkiye üçüncü nükleer santralin ise Trakya'da inşa edilmesinin planlandığını duyurmuştu.

Çin bankacılık sektörünün Türkiye'ye bakışını da değerlendiren Deng, "Çin'in ICBC bankası 300 milyon dolara yakın yatırım yaparak Tekstilbank'ı satın aldı. Ama inanıyorumki Türkiye ve Çin arasında farklı alanlarda işbirliği geliştirildikçe başka bankalar da ileride Türkiye'ye gelip yatırım yapacaklardır..." yorumunu yaptı.

Deng, "Ama şu konu var, Türkiye en kısa zamanda mutlaka Çin'in ödeme platformları olan Alipay ve WeChat Pay gibi platformları kabul etmeli. Avrupa’da hemen hemen bütün ülkeler bu platformları kabul ettiler" diye konuştu.

Çin'in online ve mobil ticaret şirketi Alibaba, Türkiye'nin önde gelen e-ticaret platformlarından Trendyol'u geçen yıl satın almıştı.

Büyükelçi Deng, Çin'de ise tarım ürünleri piyasasının Türkiye için büyük fırsatlar sunduğuna dikkat çekerek "Çin pazarı Türk çiftçileri için sonsuz büyüklükte. Türkiye'nin tarım ürünlerinin ihracatı için teknik sorunların çözülmesi lazım, sonra Türk ürünlerinin Çin'de bilinirliğini nasıl artıracağımızı düşünmeliyiz" ifadelerini kullandı.

Türkiye, Çin ile ticaretinde korumacı önlemler alır mı?

Ankara, Çin ile ticaret ilişkisini geliştirmek istese de Çin ile sürdürülen ticarette Türkiye aleyhine bir ticaret açığı olduğuna dikkat çekiyor.

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Ocak ayında Davos'ta yaptığı açıklamalarda "Çin ve Güney Kore ile çok mutlu bir (ticaret) ilişkimiz olmadığını söyleyebiliriz, bu konudaki daha etkin politikamızı önümüzdeki dönemde, özellikle bu yıl göreceksiniz... Çin ve Güney Kore ile bu tarzda ticaret açığı ile devam etmemiz mümkün değil, bunu muhataplarımıza da ifade ettik" demişti.

"Türkiye'nin ciddi bir ticaret açığı verdiği bir gerçektir ve her seviyeden yetkili benimle bu konuyu görüştüler. Her şeyden önce Çin tarafı kasıtlı olarak bu konuda bir ticaret fazlası vermenin peşinde koşmuyor" diyen Deng ise, "Ülkelerimizin farklılığından dolayı tam olarak bir dış ticaret dengesi sağlamamız mümkün değil... Türkiye ile ikili ticarette amaçlarımız Çin'e yapılan ihracatın güçlendirilmesi, Çinli firmaların buraya yaptığı yatırımı güçlendirmesi ve mal ticaretindeki dengesizliği azaltmaktır" görüşünü dile getirdi.

Deng Türkiye'nin ticaretteki dengesizliği gidermek üzere korumacı önlemler almasının gündemde olup olmadığı sorulduğunda ise, "Şu anda hiçbir Türk yetkili korumacılık yönünde bir önlem alınacağından bahsetmedi çünkü iki taraf da kesin olarak korumacılığa karşı çıkıyor. Hem Türk hem Çin ekonomileri açık bir dünya ekonomisine ihtiyaç duyuyor. Hiç bir taraf böyle bir önlemden fayda sağlamayacaktır" dedi.

Çin-Türkiye ilişkilerinde Sincan Bölgesi gerilimi

Son dönemde Türkiye-Çin ilişkilerinde ise Sincan Uygur Özerk bölgesine yönelik Ankara'nın eleştirileri ve Çin'in bu eleştirilere yönelik tepkisi ön plana çıkıyor.

Ankara geçmişte Çin'i Uygur özerk bölgesinde izlediği politikalar nedeniyle kamuoyu önünde eleştirmezken, Şubat ayı başında Sincan bölgesinde halk ozanı Abdurrehim Heyit'in cezaevinde öldüğü iddialarının ortaya çıkmasının ardından Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy yazılı bir açıklama yaparak "Bir milyondan fazla Uygur Türkünün toplama kamplarında ve hapishanelerde işkence ve siyasi beyin yıkamaya maruz bırakıldıkları artık bir sır değildir. Kamplarda alıkonmayan Uygurlar da büyük baskı altında bulunmaktadır... Çin makamlarını Uygur Türklerinin temel insan haklarına saygı göstermeye ve toplama kamplarını kapatmaya davet ediyoruz" dedi.

Heyit'in hayatta olduğunu ve bu açıklamanın kendilerini şaşırttığını belirten Deng, "Biz Türk tarafının mesleki eğitim merkezlerine yönelik yaptığı yorumların tamamen kabul edilemez olduğunu düşünüyoruz" diye konuştu.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da hafta başında Cenevre'de BM İnsan Hakları Konseyi'nde yaptığı konuşmada Çin'i Sincan Uygur özerk bölgesindeki politikaları konusunda eleştirdi.

Avrupa basınında da son günlerde benzer eleştirilerin gündeme geldiğini belirten Deng, "İnsan haklarını gerçek anlamda korumak ve geliştirmek için somut adımlar atılması lazım sadece kürsülere çıkıp boş sözler konuşmanın anlamı yok çünkü başkalarını eleştirmek çok kolay. Zaten bugünlerde Avrupa Parlamentosu da insan hakları konusunda Türkiye'yi eleştiriyor. Bence bu konuda Türkiye de çok kızıyor" dedi ve bu eleştirilerin sürmesinin Türkiye Çin ilişkilerini nasıl etkileyeceğini şu sözlerle anlattı:

"Çin ve Türkiye'nin farklı konularda farklı düşüncelere sahip olması çok doğal. Ama bu sorunları çözmek için uygun bir zamanda ve uygun yolla görüşmemiz lazım. Yapıcı olmayan bir yolu seçerseniz karşılıklı güveni, anlayışı olumsuz etkileyecektir ve bu ticari/ekonomik ilişkilere de yansıyacaktır... Dostlar arasında yanlış anlaşılmalar olabilir ama sorunları diyalog yoluyla çözmeliyiz. Ama arkadaşınızı her yerde kamuoyuna açık eleştirmeniz yapıcı bir yaklaşım değildir. Eğer arkadaşınız her gün sizi eleştirirse hala arkadaş olarak kalır mısınız?"

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)