BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaPara PiyasaŞirketler hisse senetlerini neden geri (share buyback) alırlar----

Şirketler hisse senetlerini neden geri (share buyback) alırlar

Şirketler hisse senetlerini neden geri (share buyback) alırlar
11 Aralık 2018 - 15:50 www.finansgundem.com

Geri alınan payların toplam bedeli, Kurul düzenlemeleri çerçevesinde kâr dağıtımına konu edilebilecek kaynakların toplam tutarını aşamaz.

ONUR ÇELİK – YMM/BAĞIMSIZ DENETÇİ

Hisse senetlerinin pay sahibi gerçek veya tüzel kişilerin tasarrufuna amade kılınası esas olmakla birlikte, gerek Türk Ticaret Kanunu gerekse halka açık olan ve halka açıkmış gibi sayılan şirketlere ilişkin hukuki düzenlemelerin yapıldığı Sermaye Piyasası Kanunu’na göre şirketler, çeşitli gerekçelerle kendi hisse senetlerini mevcut pay sahiplerinden geri (bedeli mukabili) alabilmektedirler.

Peki, şirketler hisse senetlerini neden geri alırlar?

Bunun birçok nedeni olmakla beraber başlıcaları;

* Hisse senetlerinin piyasada düşük bir bedelle değerlendiğinin düşünülmesi nedeni ile hisselerin bir kısmının toplanarak hisse senedinin fiyatını arttırmak,
* Hisse senedi fiyatında oluşan aşırı dalgalanmaları önlemek,
* Hisse başı kazanç ve öz sermaye kârlılığı (ROE) gibi oranları yükseltmek (hisse geri alımı nedeni ile öz kaynaklar azalmakta ancak kâr değişmediğinden daha az sermaye ile elde edilmiş görünen hisse başına kâr ve öz sermaye karlılığı yükselmekte)
* Finansman politikası aracı olarak kullanmak,
* Hissedarlara nakit kaynak temin etmek,
* Hissedarlara ve piyasaya şirketin geleceği ile ilgili olumlu mesaj ve güven vermek,
* Şirketin kontrolünü istenmeyen rakiplere vermemek,
* Vergi planlama aracı olarak kullanmaktır.
* Sermaye Piyasası Kanunu (SPK) hükümlerine göre hisse geri alımı

Türk Ticaret Kanunu, anonim şirketin kendi paylarını iktisap etmesi konusunda Avrupa Birliği’nin şirketlere ilişkin 77/91 sayılı ikinci önergesine uygun olacak şekilde önemli bir yenilik getirmiştir.

Kanunda, şirketlere, genel kurul kararı ile esas veya çıkarılmış sermayelerinin en fazla onda biri oranında (% 10) kendi paylarını iktisap veya rehin olarak kabul etme hakkı tanınmıştır. (TTK 379/1).

Türk Ticaret Kanunu’nun 379/5’inci maddesi hükmü uyarınca pay senetleri borsada işlem gören şirketler hakkında ise SPK düzenlemelerinin geçerli olacağı belirtilmiştir. Nitekim Sermaye Piyasası Kanunu’nun 22’inci maddesi uyarınca da halka açık ortaklıkların kendi paylarının satın alması düzenlenmiştir.

Sermaye Piyasası Kurulu, 22’inci madde uyarınca kendisine verilen yetkiye dayanarak “Geri Alınan Paylar Tebliği” çıkarmıştır. Tebliğ uyarınca, şirketlerin geri alım yapabilmesi TTK hükümlerine paralel olarak genel kurulun yönetim kurulunu yetkilendirmesi esasına dayandırılmakta ancak şirketlerin yakın ve ciddi bir kayıptan kaçınmak amacıyla genel kurulun yetkilendirmeye ilişkin kararı olmadan da yönetim kurulu kararıyla kamuyu aydınlatmaya ilişkin yükümlülüklere uymak şartıyla geri alım yapabileceği belirtilmiştir.

Şirketin, tebliğ hükümleri çerçevesinde geri alınan paylarının nominal değeri, daha önceki alımlar dahil şirketin ödenmiş veya çıkarılmış sermayesinin yüzde onunu (%10) aşamaz.

Geri alınan payların toplam bedeli, Kurul düzenlemeleri çerçevesinde kâr dağıtımına konu edilebilecek kaynakların toplam tutarını aşamaz.

Genel kurul tarafından onaylanmış geri alım programının süresi Türk Ticaret Kanunu düzenlemelerinden farklı olarak payları borsada işlem gören şirketler için azami üç yıl, payları borsada işlem görmeyen şirketler için ise azami bir yıldır.

Geri alım programında herhangi bir süre belirtilmemiş olması durumunda azami süre boyunca, süreli bir programın onaylanması durumunda ise ilgili süre boyunca söz konusu program yürürlükte olacaktır. Süreli geri alım programlarının bitmesini takiben yeni bir programın uygulanabilmesi için yeni bir genel kurul kararı alınması gereklidir.

Geri alınan paylar ile bu paylar nedeniyle edinilmiş bedelsiz paylar şartlara uymak şartıyla süresiz olarak elde tutulabilir.

Geri alınan hisse senetlerine bağlı hakların kullanılması ilişkin düzenlemelere ise Tebliğin 18’inci maddesinde değinilmiştir. Buna göre geri alınan paylar ortaklıkların genel kurullarında toplantı nisabının hesaplanmasında dikkate alınmaz. Geri alınan paylardan kaynaklanan bedelsiz paylara ilişkin haklar ise saklı tutulmuştur.

Bağlı ortaklıkların satın aldığı ana ortaklığın paylarına ait oy hakları ile buna bağlı diğer haklar kendiliğinden donar.Hakların donması hali, ancak payların ortaklığın veya bağlı ortaklığının elinde bulunduğu süreyle sınırlıdır. Bu payların üçüncü kişilere devri ile birlikte ortaklık hakları kendiliğinden doğar.

Şirketlerin elde ettikleri bedelsiz paylar dahil geri alınan payları, "temettü" ve "yeni pay alma hakkı (rüçhan hakkı)" hariç hiçbir pay sahipliği hakkı vermez. Yani temettü ve yeni pay alma hakkı korunmuştur.  

Sermaye Piyasası Kanunu ile Türk Ticaret Kanunu arasındaki en önemli fark, kendi hisselerini satın alan şirkete, "kâr payı" ve "yeni pay alma hakkının (rüçhan hakkı)"kullanılmasına olanak tanınmasıdır. Bununla birlikte bağlı ortaklıkların satın aldığı ana ortaklığın payları için bu haklar da dahil hakların kendiliğinden donduğu ayrıca düzenlenmiştir.

Sonuç

Halka açık şirketler tarafından başta finansman politikası ve hisse fiyatlarında oluşan volatiliteyi dengelemek amacıyla yoğun bir şekilde kullanılan “hisse geri alımı” işleminin tek düzen hesap planı uyarınca muhasebeleştirilme aşaması ile geri alınan şirket hisselerinin elden çıkartılması, geri alınan şirket hisselerinin elde çıkartılmadan bu hisselere kar payı dağıtılıp dağıtılamayacağı ve kar payı dağıtılmasının mümkün olması halinde ise söz konusu kar payının hukuki durumuna ilişkin vergilendirilme aşamalarında çeşitli belirsizlikler bulunmaktadır.

Söz konusu belirsizliklerin Türk Ticaret Kanunu ve AB direktifleri de göz önünde bulundurularak giderilmesinin, başta uluslararası standartlarda işleyen bir hukuk altyapısının kurgulanması, etkin çalışan finansal piyasalara sahip olma ve en nihayetinde uluslararası bir finans merkezi olma hedefi doğrultusunda atılması gereken önemli bir adım olduğu düşünülmektedir.

 

YORUMLAR (1)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • hadise alırverir12 Aralık 2018 09:30

    hepsi ok ama 1 eksik,kötü niyetli patronlar şirketi adına alım açıklar talep oluşturur yan hesaplardan malı sokar geçer...