BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaGündemSavcı'ya göre Yıldırım'a fazla ceza verilmiş----

Savcı'ya göre Yıldırım'a fazla ceza verilmiş

Savcı'ya göre Yıldırım'a fazla ceza verilmiş
10 Haziran 2014 - 01:20 www.finansgundem.com

Mütalaasını mahkemeye sunan Savcı Mirza Coşkun, kararda maddi hata yapıldığı ve bu hatanın ancak yeniden yargılama ile giderilebileceği görüşünde

Şike Davası'nda 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılan ve bu cezasının onanması ile yeniden cezaevine girmesi gündeme gelen Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım’ın da arasında bulunduğu bazı sanıkların yargılanmasının yenilenmesi ve infazın durdurulması taleplerine ilişkin Cumhuriyet Savcısı Abdullah Mirza Coşkun tarafından hazırlanan 10 sayfalık görüş İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’ne ulaştı.

Ayşegül Usta'nın Hürriyet'teki haberine göre Savcı Coşkun, sanıklar hakkında maddi hataya düşülerek fazla ceza tayin edildiğini ve bu hükümlerin Yargıtayca onanarak kesinleştiğini belirtti. Savcı Coşkun bu nedenle onanarak kesinleşen maddi hataya dair hukuka aykırılığın giderilmesi yönelik yargılamanın yenilenmesi dışında başka bir yol bulunmadığına dikkat çekti. Savcı Coşkun, Yıldırım’ın da arasında bulunduğu bazı sanıklar yönünden yargılamanın yenilemesini ve infazın ertelenmesini istedi. 

Savcı Coşkun’un görüşünü bildirmesinin ardından dosyayı incelemeye alan İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi kararını önümüzdeki günlerde açıklayacak. Mahkeme eğer yeniden yargılama talebini reddederse Yıldırım ve diğer hükümlüler hakkında infaz işlemelerinin gerçekleştirilmesi için dosya infaz savcılığına gönderilecek. 

YENİDEN YARGILAMAKTAN BAŞKA YOL YOK

Aziz Yıldırım’ın da arasında bulunduğu bazı hükümlülerin yeniden yargılanma ve infazın durdurulmasına ilişkin taleplerine ilişkin görüşünü açıklayan İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi savcısı Abdullah Mirza Coşkun, aynı eylem bakımından aynı maç üzerinden yapılan şike ve teşvik primi suçlarının hükümde karıştırılmasının doğal sonucu olarak tek bir müsabaka nedeniyle hakkında hüküm kurulan sanıklar bakımından aleyhe sonuç doğurduğunu belirtti. Birden çok müsabakada şike ve teşvik primi suçları sabit görülerek, sabit olan suçlardan en ağır cezayı gerektiren fiilden dolayı verilecek cezanın 4’de birinden 4’de üçüne kadar arttırılarak tek cezaya hükmolunacağı şeklindeki yasal hüküm bulunduğuna dikkat çekti. Artırım bakımından eylem sayısı ve eylemlerin suç niteliği sanıklar hakkında cezanın kişiselleştirilmesinde etken olduğu muhakkak bulunduğundan bu nedenle sanıklar hakkında maddi hataya düşülerek fazla ceza tayin edildiğini ifade etti. Bu hükümlerin Yargıtay ilamı ile onanarak kesinleştiği maddi hataya dair hukuka aykırılığın giderilmesi ile sanıkların yasa kapsamında daha hafif bir ceza uygulaması ile mahkum edilmesini gerektirecek nitelikte olduğu ve hükmü kesinleşmiş kişiler bakımından da yargılamanın yenilenmesi dışında maddi hatanın giderilmesine yönelik başka bir yol  bulunmadığını vurguladı.  

“ANAYSANIN EŞİTLİK İLKESİNE AYKIRI”

Yerel mahkemece verilen hükmün Yargıtayca onandıktan sonra yürürlüğe giren ÖYM ve TMK 10’la yetkili mahkemelerin de kapatılmasını düzenleyen 6526 sayılı Yasa ile değiştirilen usul hükümleri uygulanacağına dikkat çeken savcı Coşkun, aynı eylemler nedeniyle ve aynı örgüt suçları bakımından yargılanan şahısların aynı usul hükümlerine göre yargılanması gerektiğini, aksi taktirde Anayasa’nın eşitlik ilkesine aykırı olacağını belirtti. Bu yönü ile yasal değişikliğin haklarında suç işlemek amacıyla örgüt kurma, yönetme suçlarından mahkum Aziz Yıldırım ve Olgun Peker ile yine haklarında bu örgütlere üye olma suçlarından eylem ve suçları sabit görülüp, hükmün açıklanması geri bırakılan kişilerle suç örgütü üyeliğinden eylemi ve suçu sabit görülüp, hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilip Yargıtayca onana ve yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunan İlhan Ekşioğlu ve Abdullah Başak ile talepte bulunmayan ancak re’sen dikkate alınan aynı durumdaki diğer hükümlüler hakkında yargılamanın yenilenmesi istemlerinin kabule değer görülmesi gerektiğini ifade etti. 

“TEŞEBBÜSTEN BAHSEDİLMEMİŞ”

Mütalaanın devamında şöyle denildi: 8 Mayıs 2011 Karabük-Fenerbahçe, 15 Mayıs 2011 Fenerbahçe- Ankaragücü, 25 Mayıs 2011 Sivasspor-Fenerbahçe maçlarında şike yapmak, 17 Nisan 2011 Trabzonspor-Bursaspor, 22 Nisan 2011 Eskişehirspor-Trabzonspor, 15 Mayıs 2011 Trabzonspor-İBB Spor maçlarında teşvik primi suçlarını işlediği sabit görülerek yerel mahkemece hüküm kurulmuş olup söz konusu hüküm Yargıtayca yukarıda sayılı müsabakalardan ilk üç maçtaki eylemler şike suçu(tamamlanmış suç) diğer müsbakalar bakımından teşvik primi vermek suçu olarak kabul edilmiş ve bu şekilde onanmıştır. Yerel mahkemenin onanan hükmünde Aziz Yıldırım hakkında suça yönelik eylemleri bakımından cezanın kişiselleştirilmesi ile hüküm kurulurken söz konusu şike suçları bakımından teşebbüsten bahsedilmemiştir.  

Aynı zamanda Aziz Yıldıırm’ın kurup yönettiği suç örgütüne üyelikten hakkında hüküm verilen Sami Dinç’in söz konusu mahkumiyeti Yargıtay incelemesi sırasında eylem nitelemesi bakımından temyiz talebi reddedilerek suçun nitelemesi sabit görülmüş ancak erteleme ve diğer nedenlerle bozma yapılmıştır. Yani Aziz Yıldırım’ın kurup yönettiği suç örgütüne suç işlediği kabul edilen Sami Dinç’in Eskişehirspor-Trabzonspor maçı bakımından ancak teşvik primi suçu söz konusu olabilecekken imkan bulunmayan şikeye teşebbüs suçundan hükümlendirildiği anlaşılmıştır.

“YILDIRIM’A HATALI OLARAK CEZA VERİLDİ”

8 Mayıs 2011 tarihli Karabükspor- Fenerbahçe maçında şike yapmak suçu bakımından Emnanuel Chınenye  Emenike hakkında dosya bakımından diğer tüm sanıklar birlikte iddianameye konu dava açıldığı, Emenike’nin temin edilip sorgusu yapılamadığından karar tarihinde dosyanın ayrıldığı, bilahare Karabükspor-Fenerbahçe maçındaki şike suçundan yargılandığı, beraat ettiği, söz konusu beraatinde kesinleştiği sabit olduğuna göre, Emenike’ye şike teklif eden kişi veya kişilerin eylemleri sabit bulunduğu taktirde ancak şikeye teşebbüs suçundan ceza verilebileceği halde yukarıda anlatılan şekilde Aziz Yıldırım hakkında hatalı olarak şike(tamamlanmış suç) suçundan eylem sabit görülüp cezaya konu edilmiş ve hüküm yargıtayca onanıp kesinleşmiştir. “

DİVAN KURULU ÜYESİ: YILDIRIM’IN CEZASI İNFAZ EDİLSİN

Savcı Coşkun mütalaasının devamında davaya katılma ve Aziz Yıldırım hakkında kesinleşmiş mahkumiyetin infaz edilmesini talep eden Fenerbahçe Spor Kulübü’nün Divan Kurulu üyesi Recep Özcan’ın talebinin ise, bu dosya konusu suçlar bakımından doğrudan suçtan zarar görme sıfatı bulunmadığından reddedilmesini istedi. Aziz Yıldırım’ın hükmünün infazının Recep Özcan tarafından talep edilmesine gerek olmadan mahkemenin görevi olduğuna dikkat çeken Savcı Coşkun,  “tarafımızdan bu konuda bir değerlendirme ve mütalaada bulunmamızın mümkün olmadığı belirlenmiştir” dedi. 

“TRABZONSPOR’UN TALEBİNİ MAHKEME DEĞERENDİRSİN”

Savcı Coşkun, Trabzonspor Kulübü Derneği, Trabzonspor Futbol İşletmeciliği A.Ş., Trabzonspor Sportif Yatırım ve  Ticaret A.Ş., Trabzonspor Ticari Ürünler Ticaret A.Ş. vekillerinin yargılamanın yenilenmesi ve infazın durdurulması yönünde hükümlülerin yapmış olduğu taleplerin reddine dair taleplerin de mahkemece değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti.

“17 KİŞİ YENİDEN YARGILANSIN”

Savcı Abdullah Mirza Coşun Aziz Yıldırım’ın da arasında bulunduğu 17 kişi hakkında yargılanmanın yenilenmesini yine bu 17 kişiden Yıldırım’ın da arasında bulunduğu 6 kişi hakkında da infazın durdurulmasını talep etti.
YORUMLAR (1)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • hukukçu10 Haziran 2014 07:53

    yahu sayın savcım, o makamınızı Türk milleti adına taşıyorsunuz, devleti yönetenlerin adına değil. bağımsız olmanız lazım, yoksa sayın bakanın iradesi yerine gelsin şeklinde olmamalı bu iş. yani bir hukukçu olarak bunu söylüyorum. siz ne dersiniz?