BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaBankacılıkRisk Yönetiminde Yeni Düzenlemeler: Basel IV----

Risk Yönetiminde Yeni Düzenlemeler: Basel IV

Risk Yönetiminde Yeni Düzenlemeler: Basel IV
08 Haziran 2016 - 11:22 www.finansgundem.com

Basel, operasyonel riske ilişkin modellere artık gerek yok demesine rağmen kaliteli verinin tutulması konusunda ısrarını sürdürmektedir.

EY TÜRKİYE DENETİM HİZMETLERİ DİREKTÖRÜ GÜRCAN AVCI

2008 krizinde ciddi bir hastalığa yakalanan global ekonominin rehabilitasyonunun, doktorların (siyaset ve ekonomi liderlerinin) teşvikiyle güçlenen ilaç şirketlerinin (uluslararası kuruluşların) geliştireceği ilaç ve aşılarla (regülasyonlar) sağlanacağı düşünüldü. Bu aşıların en önemlisi şüphesiz sermaye ve riske yönelik düzenlemeler getiren ve tamamlanması 2019 yılını bulacak Basel III’tü. Bugün Basel III’ün tüm alt düzenlemeleri yürürlüğe girmeden, Basel IV olarak adlandırılan düzenlemelerin hazırlandığını görüyoruz. Bu ne anlama geliyor? “İlaç şirketleri” (geçiş döneminde) finansal sistemde test ettiği aşı ve ilaçların daha da iyilerini bu süre zarfında buldu!

Finansgundem’de siz değerli okuyucularımıza bu aşı ve ilaçları daha anlaşılır kılmayı amaçlayacağız.

2008 finansal krizi sonrasında oluşturulan Basel III ile global bankacılık sektörü neyi daha iyi sağladı diye geriye dönüp baktığımızda; sermayenin daha kaliteli olmasını ve daha ihtiyatlı kullanılmasını, türev ve teminatlı işlemler için ilave kurallar getirerek (karşı taraf kredi riski) daha risk odaklı olunmasının yanı sıra, likidite rasyoları ve yönetim çerçeveleriyle likidite riskinin daha fazla dikkate alınmasını, kaldıraç rasyolarıyla karmaşık modellerin kaçırabileceği risklerin daha basit yöntemlerle ele alınmasını sağladı.

Basel III tüm dünyada bankaların sermayelerini daha iyi yönetmelerini ve risk alındığı takdirde daha kaliteli sermaye bulundurmalarını zorladı. Bu kurallar sermaye kıtlığı çeken ülkeler açısından büyüme rakamlarının aşağıya doğru revize olmasında, işsizliğin artmasında veya deflasyonun uzun sürmesinde dolaylı rol oynadı. Bankaların iş modelleri, riske yönelik regülasyonlar nedeniyle değişiklik gösterirken üst yönetimler açısından da her geçen gün daha fazla önem kazanmaya başladı. Nitekim EY’nin her yıl yaptığı “Banking Barometers” adlı bankaların en önemli gündemlerinin ne olduğuna yönelik araştırmada risk ve regülasyonların sırasıyla 1 ve 3. sıralara yükseldiğini görüyoruz.

Resmi bir tanım olmasa da Basel IV olarak adlandırılan yeni düzenlemeler ajandaların bir süre daha sermaye ve riske yönelik regülasyonlarla meşgul olacağını gösteriyor. Risk ve konu bazında neleri değiştirdiğine ve ülkemiz bankacılık sektörüne nasıl bir etkisi olacağına operasyonel riskten başlamak üzere bu yazı dizininde göz atacağız.

Operasyonel Risk ve Basel IV

Operasyonel risk, yetersiz veya başarısız iç süreçler, insanlar ve sistemlerden ya da harici olaylardan kaynaklanan ve yasal riski de kapsayan zarar etme olasılığı anlamına geliyor. Basel IV yeni taslaklarda diyor ki, “Bu olasılığı gelişmiş modellerle ölçemeyiz. Evet, geçmişte size modeller geliştirin ve bunu ölçün dedik ama bugün geriye dönüp baktığımızda bunun bir hata olduğunu anladık. Bununla birlikte size geçmişte basit yöntem olarak önerdiğimiz, bir bankanın brüt geliri ne kadar fazlaysa operasyonel riski de o kadar fazladır varsayımımız da yanlıştı”. Operasyonel riskin ölçümü için faaliyetlerin gerçekten büyük olup olmadığını ölçmek amacıyla muhtelif gelir/gider rakamlarını faiz/hizmet/finansal olarak üç ayrı başlıkta toplayarak dikkate alan bir yaklaşım önerilmiştir. Faaliyet hacmi büyüdükçe daha fazla sermaye bulundurulmasıyla sonuçlanan bu yöntemin en önemli özelliği, bankanın maruz kalacağı kayıplarla bulundurulacak sermayenin güncellenebilmesidir. Basel, operasyonel riske ilişkin modellere artık gerek yok demesine rağmen kaliteli verinin tutulması konusunda ısrarını sürdürmektedir. Geçtiğimiz Mart ayında 2. taslak metni yayınlanan dokümanın 2016 yılı içinde nihai hale dönüşmesini bekliyoruz.

Operasyonel risk hesaplamasında gelişmiş modelleri yasal sermaye yeterliliği hesaplamalarında kullanmayan Türk bankaları için çok değişen bir şey olmayacak, ancak daha çeşitli ve kaliteli veri tutma konusunda almaları gereken oldukça fazla yol var.

Basel IV’ün diğer etkileşim alanlarını sonraki yazılarımızda takip edebilirsiniz.

YORUMLAR (6)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • kutadgu bilig09 Haziran 2016 11:30

    yazı güzel ama... devam edersek... sürekli teknik yöntemi ilerletip en hassas sermaye gereksinimi hesaplanması hususu krizlerin bankalar üzerindeki etkilerini azaltmadı. bilakis yine milletin parası bankaları kurtarmak için bankaların ellerindeki dandik kağıtlara verildi ve bankalara fon sağlandı. sonuç basel daha basit sermaye tamponlarının da aynı işi yaptığını işaret etti bize...amin.

  • kutadgu bilig09 Haziran 2016 11:29

    olayın anlaşılabilir bir seviyede yazılması güzel bir durum. ancak riske ilişkin en ilkel katsayıların yaptığı koruma/tampon sermaye ayırma usulü bugün de yarın da en işler ve maliyetsiz yöntemler olacaktır. sözde ileri metodolojilerle sermaye israfı yapmadan olması gereken sermayeyi ayırma yöntemi ideal insanların olduğu toplumda geçerlidir. yani yapılan modellemeler insanın ahlaki seçimlerini içermemektedir (yani fonksiyonlar en temel girdiyi durağan kabul ediyor). ya da soc gen çalışanı personelin trade nedeniyle yol açtığı zararı yöneticilerinin bildiği bu nedenle ilgili personele haksızlık yapıldığı... gibi kollektif bir yolsuzluğu neden göremedik diye sormamız gerekiyor. özellikle riskle ilgili ortaya çıkan ilerici kavram ve yaklaşımlara mesafeliyim. baselin de mesafeli olduğunu görebiliriz. sürekli teknik yöntemi ilerletip en hassas sermaye gereksinimi hesaplanması hususu krizlerin bankalar üzerindeki etkilerini azaltmadı.

  • Fatih Aslan08 Haziran 2016 21:07

    Gürcan Bey, devamını büyük bir heyecanla bekliyoruz...

  • Nihal Aydın08 Haziran 2016 14:15

    Tebrikler Gürcan bey, güzel bir yazı olmuş.

  • Yakup Yavuz Gezgin08 Haziran 2016 14:12

    Gerçekten üzerinde düşünülmesi gereken bir konu. Bu minvalde yeni yazılarınızı bekliyoruz.

  • bekir badem08 Haziran 2016 13:00

    Gürcan bey, çok teknik bir konuyu bu kıvamda anlatmanız gerçekten çok güzel. Yazılarınızı heyecanla beklicez.