BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaMakro EkonomiResesyon iyi bir haber olabilir mi?----

Resesyon iyi bir haber olabilir mi?

Resesyon iyi bir haber olabilir mi?
06 Temmuz 2022 - 15:26 www.finansgundem.com

Resesyonun ayak sesleri işitiliyor ancak bu, stratosfere kadar çekilmiş faiz oranlarına kıyasla pekala iyi bir haber de olabilir.

FINANSGUNDEM.COM – DIŞ HABERLER SERVİSİ

Haziran ayıyla birlikte birçok emtianın zirve değerlerine ulaşması bazı kötü haberler verdiği gibi bazı iyi haberler anlatıyor da olabilir.

İyiden başlarsak, bu zirveler, merkez bankalarının faiz oranlarını yükseltmesine ve finans piyasalarından likidite çekmesine neden olan yüksek enflasyon oranlarının da emtialar gibi zirve yapmış olabileceğine dair bir sinyal olabilir.

Kötü haber ise emtia fiyatlarında son dönemde genel anlamda yaşanan düşüşler, dünya çapında yaşanan bir resesyonun ve faaliyet ve talepte yaşanan bir düşüşün yaklaşmakta olduğunu gösteriyor olabilir.

Brisbane Times’tan Stephen Bartholomeusz’un haberine göre, emtia fiyatları endeksleri, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin ardından yılın ilk beş ayı boyunca fiyatların hızla arttığını gösteriyor. Metal, enerji ve tarım ürünleri sepetleri, 2022 yılı başından son bir aya kadar yaklaşık yüzde 60 oranında yükseldi. Aynı sepetin son ay ise yüzde 12’den fazla oranda düştüğü gözleniyor. Buna en iyi örnek ise ekonomik aktivitelere en duyarlı olan metal ve ekonomik koşulların öncü göstergesi olan bakırda yaşananlar gösterilebilir. Bir ay önce ton başına 9,700 dolardan işlem gören bakır şu an için ton başına 8,000 bin dolardan işlem görüyor.

Finansgundem.com'un derlediği bilgilere göre, petrol, buğday, soya fasulyesi, pamuk, demir, altın, alüminyum ve hatta kahvenin fiyatı dünyanın her bölgesinde düşme eğiliminde. Rusya'nın Avrupa enerji arzını kısması, LNG piyasasında fazla gaz olmaması ve OPEC'in petrol üretimini artıramaması ise enerji piyasalarını gergin tutuyor.

Enflasyon zirve yapmış olabilir

Yaşananların en net sonucu olan ekonomik aktivitenin yavaşlaması ve enflasyon oranlarının zirve noktasına ulaşması, faiz oranlarının düştüğü ve verim eğrisinin önemli bir ekonomik yavaşlama beklentisiyle yataylaştığı ABD tahvil piyasasında da kendini gösteriyor. Sadece üç hafta önce ABD 10 yıllık tahvil faizi, FED’in agresif Faiz artırımlarına yanıt olarak yükseldi. Hazine bonolarının iki yıllık getirisi de benzer şekilde geçen ay yüzde 3,43 ile zirve yapsa da şu an için yüzde 2,91’den işlem görüyor.

Büyük ekonomilerdeki enflasyonun boyutu ve mevcut politika araçlarının hantallığı göz önüne alındığında yumuşak inişin imkansız olduğu bile söylenebilir.

Büyük ekonomilerde yumuşak iniş imkansız

Piyasalar enflasyonun kontrol alındığına ikna olmuş gibi görünse de merkez bankaları agresif faiz artırımlarına gitmeye devam edeceklerini açıkça belirtiyor. Kritik soru ise bu hamleyi, ekonomileri resesyona sokmadan başarıp başaramayacakları. Ancak büyük ekonomilerdeki enflasyonun boyutu ve mevcut politika araçlarının hantallığı göz önüne alındığında yumuşak inişin imkansız olduğu bile söylenebilir. Büyük ekonomilerde resesyondan kaçınmak daha zor gözüküyor çünkü hükümetler pandemi sürecinde artırılan kolay parayı, harcamalarını önemli ölçüde kısarak geri topluyor.

Sıkılaştırıcı para ve maliye politikalarının, devam eden kürese tedarik zinciri aksaklıklarının, salgınla şişmiş küresel borç seviyesinin ve on yıldan fazla bir süredir çok düşük faiz oranlarıyla şişirilen konut piyasalarının birleşimi elbette ekonomi üzerinde bir dizi daraltıcı etki yaratıyor.

Yatırımcıların risk iştahında başlayan azalma ve güvenli liman olarak ABD hazine tahvil piyasalarına yönelmeleri, genel ekonomik atmosferin kararmaya başladığına dair işaretler olarak kabul edilebilir

Yarı-patlama döngüsü

Bazı analistlerin, merkez bankalarının parasal genişleme de dahil olmak üzere daha genişleyici politikalara geri dönmesiyle birlikte, olası bir çöküşten sonra bir çeşit yarı-patlama döngüsüne girebileceğimize inanıyor. Bunun nedeni ise hükümetlerin daha muhafazakar maliye politikalarına dönmesine rağmen merkez bankalarının enflasyonu öldürme kararlılığında olması.

Bu durum küresel anlamda yaşanan yüksek enflasyon oranlarını düşürmek için iyi bir şey ancak küresel büyüme için öyle mi, buna cevap vermek zor. Çöküşten sonra bir yarı-patlama yaşanması olası ancak çöküşe hangi hızla ve ne kadar hazırlıklı girildiği de bir o kadar belirleyici. Yatırımcıların risk iştahında başlayan azalma ve güvenli liman olarak ABD hazine tahvil piyasalarına yönelmeleri, genel ekonomik atmosferin kararmaya başladığına dair işaretler olarak kabul edilebilir; buna ABD Doları’nın önlenemez yükselişi de dahil.

ABD Doları bu yılın başından bu yana yaklaşık yüzde 10 değer kazanmış durumda. Bu, bir dereceye kadar enflasyonu ve daha sert ekonomik koşulları ABD’nin dünyanın geri kalanına ihraç ettiği anlamına geliyor. Bu durum ABD’de başlaması olası bir resesyon ihtimalini ise düşürüyor. Açık olan şu ki piyasalar, ABD’de yaşanacak bir ekonomik yavaşlama ihtimalini ya da bir resesyonu, FED’in faiz oranlarını stratosfere çekmesinden daha çok arzuluyor.

Resesyona dayanıklı 4 sektör

 

Küresel piyasalar resesyon endişesiyle çalkalanıyor

 

Piyasalar resesyonu fiyatlıyor: Emtia ve borsalarda sert satışlar

 

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)