BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaGündemPompeo ile ABD-Türkiye ilişkileri nasıl olacak----

Pompeo ile ABD-Türkiye ilişkileri nasıl olacak

Pompeo ile ABD-Türkiye ilişkileri nasıl olacak
15 Mart 2018 - 06:01 www.finansgundem.com

ABD Dışişleri'nde 1 Nisan'dan itibaren Pompeo dönemi başlıyor. Hürriyet yazarı Hande Fırat, Pompeo ile birlikte Türkiye-ABD ilişkilerinin nasıl şekilleneceğiyle ilgili senaryoları yazdı. İşte Fırat'ın o yazısı:

İki ülke ilişkileri ve Suriye’deki gelişmeler açısından bu soru hayati. Çünkü tam da Trump’ın “kovma operasyonu” öncesinde Ankara 19 Mart tarihine kilitlenmişti.

Sorunlu ve güven bunalımı yaşayan iki ülke ilişkilerinde üç komisyon kurulmuş, toplantı yapılmış, en sancılı başlık Menbiç konusunda bir plan üzerinde konuşulmuş karar ve detaylar için Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Rex Tillerson’ın 19 Mart’ta bir araya gelmesine karar verilmişti.

Ancak Trump Türkiye açısından dereyi geçerken atı değiştirdi.

O yüzden Ankara’da şimdi ne olacak, ilişkiler nasıl etkilenecek, komisyon toplantısında varılan uzlaşı geçerli olacak mı soruları yöneltiliyor. Soruların yanıtları için yeni dışişleri bakanının bugüne kadar yaptığı açıklamalarına, Ankara’da konuşulanlara bakacağız.

POMPEO HAKKINDA BİLDİKLERİMİZ

Kongrede altı yıl boyunca dostluk grubu üyesiydi.
‘Ermeni Tasarısı’nı desteklemedi.
Geçen yıl yaptığı bir konuşmada, Türkiye’nin yabancı teröristlerin Suriye’ye girmesini önlediği için başarılı olduğunu ama Türkiye’nin gerçek bir ortak olmasını göstermesi gerektiğini söyledi.
CIA Başkanı olarak ilk ziyaretini Türkiye’ye yaptı.

O ZİYARETTE NE OLMUŞTU?

Tarih 10 Şubat 2017...
CIA Başkanı Mike Pompeo, ilk ziyaretini Ankara’ya yaptı.
O ziyaret, o tarihte kritik bir önem taşıyordu. Donald Trump’ın ABD’de Başkanlık koltuğuna oturmasının ardından Ankara, yeni yönetimle yüz yüze görüşmeyi bekliyordu. 8 Şubat 2017’de ABD Başkanı Trump ile Cumhurbaşkanı Erdoğan telefonda görüştü. İkili ilişkilerdeki sorunları Erdoğan’dan dinleyen Trump, “Ben tüm bu konularda brifing alıyorum, gerekli çalışmaları yaptırıyorum. Ama CIA Başkanı’nı gönderiyorum, bu konuları birinci elden dinlesin” demişti. İşte o görüşmeden sonra 10 Şubat’ta CIA Başkanı geldi, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan ile görüştü. Masada FETÖ ile mücadele, Fırat Kalkanı Operasyonu ve Türkiye’nin Rakka Operasyonu birlikte yapılsın önerisi vardı.
Pompeo’nun dışişleri bakanı olarak açıklanmasının ardından konuştuğum üst düzey kaynak yaklaşık bir yıl önce yapılan Cumhurbaşkanı görüşmesine atfen, “CIA Başkanı olarak Cumhurbaşkanı ile görüştüğünde ölçülü, dikkatli ve yapıcıydı “ dedi.

BUGÜNE GELİNCE...

Pompeo’nun dikkatli, yapıcı, ölçülü olarak tanımlanan görüşmesinden bir yıl geçti, sorunlu alanlar azalmadı, aksine arttı. ABD’nin YPG ve PYD’ye verdiği destek sürdü, Türkiye Afrin operasyonuna başladı.

Ankara’da konuştuğum üst düzey bir kaynak, “Daha idelojik, daha sert bir isim” yorumunu yaptı.
Kaynağım, Pompeo’nun CIA Başkanı iken çok görünür olmadığını, çok açıklama yapmadığını hatırlattı, Bundan sonra bambaşka bir koltukta olacak, dışişleri bakanı olarak konuşacak, nasıl bir politika izleyecek, nasıl mesajlar verecek? Bunlar şimdilik soru işareti” dedi.
“Gerilim artabilir, daha zor olabilir” uyarısını da yaptı.
Yine de Ankara şimdiden yani somut bir adım, somut bir olumsuzluk ya da açıklama görmeden resmi bir açıklama yapmayı da doğru bulmuyor. “Biraz beklemek lazım” yorumu yapılıyor.
Diğer taraftan Ankara, Pompeo’nun görevlendirilmesiyle birlikte ABD’nin İran karşıtı söyleminin artmasını bekliyor, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin ise yeni Dışişleri Bakanı’ndan memnun olduğunu belirtiyor.

POMPEO İLE İLK GÖRÜŞME NE ZAMAN?

Aslında Tillerson görevde kalsa Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ile 19 Mart’ta görüşecekti. Ancak belli ki artık o görüşme olmayacak. Pompeo göreve 1 Nisan’da başlayacak. Ondan sonra Türkiye ile ilk teması nasıl, ne zaman kuracak belli değil. Ancak masada çok önemli başlıklar var. FETÖ konusu, Hakan Atilla davası, iddianamesi tamamlanan ve 35 yıl hapsi istenen Rahip Brunson dosyası gibi. Ama tabii öncelik YPG, PYD ve Menbiç konuları.

Ankara’nın ABD’den talepleri net ve belli.

En büyük sorun güvensizlik. Güvensizliği yaratan birçok sebep var. En önemlisi ABD’nin YPG ve PYD’ye bugüne kadar verdiği destek. Konu sadece silah desteği değil, aynı zamanda arazide lojistik ve eğitim desteği. Diğeri de Menbiç.

İki ülke arasında kurulan komisyon, Menbiç konusunda bir aşamaya geldi. Pompeo’nun göreve gelmesinden sonra ne olur belli değil. Ancak Ankara kesin ve net Menbiç’te verilen sözün tutulmasını istiyor. Terör örgütü unsurlarının oradan çıkartılarak derhal Fırat’ın doğusuna geçirilmesini istiyor. Bu ilk adım olacak. Konuştuğum üst düzey kaynağım, “Bu ilk adım güven artırıcı önlem olacak. Menbiç’ten çıkartıldıktan sonra yeni durum oturulur konuşulur” yorumunu yaptı.

YA SONRA ?

Diyelim ki ABD sözünü tuttu, uzlaşı hayata geçti, terör örgütü Menbiç’ten çıktı. Sonra ne olacak? Sonrası da kolay değil. Aktör çok, sürekli değişiklik oluyor. Dolayısıyla politika, atılacak adım değişen koşullara göre şekillenecektir. Ancak şu an itibariyle Ankara’nın konuya bakışı şöyle:
“Terör örgütü Menbiç’ten Fırat’ın doğusuna geçse de Türkiye’nin Fırat’ın doğusunda terörden kaynaklanan sınır güvenliği sorunu devam edecek. Bu sebeple buna bir çözüm bulmak gerekecek. Uzun vadede Suriye’nin toprak bütünlüğü, siyasi geçiş konuları gündeme gelecek. Burada ABD’nin de bir başka ülkenin de kalıcı olmaması gerekir. Biri kalırsa herkes kalır. Diğer taraftan DEAŞ artık yok, peki ABD niye terör örgütü ile ilişkisini sürdürüyor. Sebebi İran. PYD ve YPG sorunun aşılması için ABD’nin konu İran da olsa örgüte her türlü desteğini kesmesi ve örgütün yeniden eski haline yani sıradan bir yapı haline dönmesi gerekiyor.”

Görüş bu... Ama hayata geçmesi belli ki hiç kolay değil. Kısacası zaten ‘Arap saçı’na dönmüş bir tablo var Suriye’de. Yeni Dışişleri Bakanı’nın buna katkısı ne yönde olacak artık o merak ediliyor .

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)