BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaGündemÖzdebir'den devletin ödemediği KDV alacakları için öfke----

Özdebir'den devletin ödemediği KDV alacakları için öfke

Özdebir'den devletin ödemediği KDV alacakları için öfke
16 Ağustos 2021 - 07:17 www.finansgundem.com

ASO Başkanı Özdebir,%45’e ulaşan Yİ-ÜFE’nin sanayicinin enflasyonu olduğuna işaret ederek "Bu para benim elimde olsaydı mal alacaktım, yatırım yapacaktım. Oysa sanayicinin parası %45 negatif faizle devletin elinde eriyor" dedi

Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir, sanayicinin birikmiş KDV alacağının yüksek boyutlara ulaştığını belirtirken, bunun bir adaletsizlikten çıkarak zulüm haline geldiğini söyledi. Yİ-ÜFE’nin yüzde 45’i gördüğü bir dönemde devletin yüzde 45 negatif faizle sanayicinin parasını kullandığının altını çizen Özdebir, stok enflasyon riskinin de giderek büyüdüğünü aktardı. Avrupa dahil olmak üzere dünyanın mülteci politikasına da sitemde bulunan Nurettin Özdebir, “Türkiye’yi dünyanın mülteci bankası haline getirmeye çalışıp, iyi niyetimizi suiistimal ediyorlar” dedi.

Dünya'da soruları yanıtlayan Özdebir'in açıklamalarından satırbaşları şöyle:

(Sanayicinin KDV alacağı) Bu durum benim gerçekten çok üzüldüğüm, hatta kızdığım bir konu. Hammaddeyi alıp işleyip ürün haline getiren sanayici, bunun bir kısmını 30 günden 150-180 güne kadar vade ile satıyor. KDV’yi de bu vadeli yaptığı satışlarda taksitle topluyor. Ayrıca bazı sektörlere yönelik indirimli KDV var. Girdileri yüzde 18 olan firmalar yüzde 1 veya yüzde 8 ile mal satıyor. Dolayısıyla firmaların üzerinde ciddi anlamda KDV yükü kalıyor. Bu, genellikle 1 yılı aşan sürede bile ödenmiyor. Firmalar stoktaki hammaddeyi ürün haline getirip sattığında KDV’yi tahsil edebiliyor. Yani mahsup ediyor. TÜİK’in açıkladığı son verilere göre Yİ-ÜFE yani benim, yani sanayicinin enflasyonu yüzde 45. Bu para benim elimde olsaydı mal alacaktım veya yatırım yapacaktım. Oysa sanayicinin parası yüzde 45 negatif faizle devletin elinde eriyor. Yanı sıra sermaye ihtiyacını karşılamak için yüzde 25’e kadar faizle bankadan kredi kullanıyoruz. Devletten alacağını tahsil edemeyen sanayici, yüksek faizle kredi kullanırken, bu yetmezmiş gibi bu krediyi masraf olarak bile gösteremeyeceği düzenleme yaptılar. Bu adaletsizlikten çıkıp zulüm, üretmeme vergisi haline geldi.

('Kaydi para' önerisi) Devletin bu parayı hemen ödemesinin mümkün olmadığını bildiğimiz için yaptığımız bir çalışmayı uzun süredir ekonomi yönetimine sunuyoruz. Maliye Parası veya Kaydi Para diye bir projemiz var. Maliye Bakanlığı, bu tarz borçlar için belli şartlara bağlanmış itibari para verecek. Aslında para diyoruz ama ortada fiziki olarak para olmayacak, Hazine’den para çıkmayacağı gibi, likidite dengesini de düzeltecek bir yöntem. Benim sadece bir üyemin 300 milyon liranın üzerinde birikmiş KDV alacağı var. Bu para ile 50 milyon liradan en az 6 tane yeni fabrika demek. Üstelik bu para yüzde 45 enflasyonun olduğu bir ortamda devletin elinde eriyor.

(Çözüm önerisi) Çok kolay, devlet bu firmaya “Çalıştığın bankaya gidip sadece bu iş için yeni bir hesap açtır. Bu hesaba senin adına limit göndereceğim, bu limit karşılığında bunu 12 ay, 36 ay kaç ayda kullanırsan, finansman kullanacaksın” diyecek.

KDV’yi de nakit olarak getirip yatıracak bu firma. Bunun karşılığında üç ay vadeli özel bir çek verilecek. Bu çek reel sektörün kendi arasındaki borç alacak ilişkisinin kapatılmasında da kullanılacak, yani kendi aralarındaki borçların mahsuplaşmasını sağlamış olacak. 

(Dünyadaki durum) Dünyada Türkiye dışında sadece Çin’de KDV yükü kalıyor, yani üçüncü bir ülke yok. Çin başka türlü finansmanla firmalarını destekliyor. Bütün ülkelerde bazılarında, ay sonunda, bazılarında üç ayda bir en kötüsünde her yıl insanlar mahsuplaşabiliyorlar. Kaldı ki o ülkelerdeki enflasyon oranı son derece düşük. Yani bizdeki gibi alacağınızın yarısı bir yılda gitmiyor.

Stoktaki enflasyon yüzde 45 civarında

Bütün dünyada pandemi etkisiyle ağırlıklı olarak ana metallerde, yüzde 75’lik bir artış var ki bu ortalama bir rakam. Bazılarında yüksek, bazılarında daha az. Bu girdi fiyatları olarak bütün dünyadaki enflasyonu tetikleyen olgu. Tüketici ise bundan katmerli olarak etkileniyor kur artışı kaynaklı. Yani Merkez Bankası her ne kadar enflasyonu düşürmeye uğraşsa da stokta bekleyen bir enflasyon var. Bu stoktaki enflasyon da yüzde 45 civarında. Bunu giderek artan önemli bir risk olarak görüyorum. Ancak emtia fiyatlarında yılsonuna doğru düşüş bekliyorum. Demir çelikte dünya borsalarında düşüş olacaktır, zaten şimdilerde gevşeme başladı. Ayrıca emtia fiyatlarının oluşmasında, ticaret savaşları ve politik çekişmelerin de önemi büyük. Örneğin nadir toprak elementleri konusunda dünyanın en büyük üreticisi Çin ile Japonya arasında ciddi sorun yaşanıyor.

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)