BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaPara PiyasaOmikron ve FED gelişmekte olan ülkelerde dış yatırımları kesiyor----

Omikron ve FED gelişmekte olan ülkelerde dış yatırımları kesiyor

Omikron ve FED gelişmekte olan ülkelerde dış yatırımları kesiyor
09 Aralık 2021 - 18:09 www.finansgundem.com

Omikron varyantının belirsizliği ve FED’in şahin politikalara geçme sinyalleri nedeniyle küresel yatırımcılar riskleri azaltmak amacıyla gelişmekte olan piyasalardaki yatırımlarını geri çekiyor

FINANSGUNDEM.COM – DIŞ HABERLER SERVİSİ

Çin dışındaki gelişmekte olan piyasa hisse senetlerine ve tahvillerine yapılan dış yatırım, birçok ekonominin gelecek yıl salgından kurtulmayacağı korkusuyla aniden durma noktasına geldi. Dış yatırımcıların öngörüleri Omikron varyantı ve daha yüksek ABD faiz oranları beklentileri ile kötüleşti.

Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF) verilerine göre, Kasım ayı sonlarında, Çin hariç gelişmekte olan piyasa varlıklarına yönelik yerleşik olmayan para akışları, Mart 2020'deki korona virüs kaynaklı piyasa kargaşasından bu yana ilk kez negatife döndü.

IIF Baş Ekonomisti Robin Brooks, "Yatırımcıların gelişmekte olan piyasalarla etkileşime girme istekliliğinin zayıfladığını gördük" dedi.

"Bu sadece Türkiye gibi münferit vakalarla ilgili değil," diyen Brooks, Türkiye’de merkez bankasının enflasyondaki sert artışa rağmen faiz indiriminde ısrar etmesi sonrasında para biriminin son haftalarda çöktüğü de sözlerine ekledi. Brooks, "Türkiye, gelişmekte olan pazarlardaki çok daha geniş bir durumun semptomlarını taşıyor" ifadelerine yer verdi.

IIF, Çin'i gelişmekte olan piyasalar verilerinin geri kalanından ayırıyor. Zira Çin'e olan yatırım girişlerinin büyüklüğü, rakamlarda belirgin olabilecek diğer eğilimleri gizleyebiliyor.

S&P araştırmasına göre, Omikron varyantının son haftalarda ortaya çıkması, aşılama oranları daha düşük olan ülkeler üzerinde daha fazla etkiye sahip olacak. Araştırmaya göre gelişmekte olan ülkelerinin çoğu yüzde 70-80 sürü bağışıklığı seviyesinin altında bir aşılama oranına sahip.

Brezilya, Güney Afrika ve Hindistan gibi büyük ve orta gelirli ülkeler başta olmak üzere birçok gelişmekte olan ekonomi de salgına karşı tepkilerini finanse etmek için uluslararası piyasalardan ve iç piyasadan büyük miktarda borç aldı.

BNP Paribas'nın Gelişmekte Olan Piyasalar Ekonomisti Luiz Peixoto, geçen yılın büyük bölümünde, artan borçların mali etkisine ilişkin endişelerini dile getirerek "borç oranlarındaki yüzde 10'luk artışların hiçbir anlamı yokmuş gibi askıya alındığını" söyledi.

Ancak Peixoto, büyüme yönündeki zayıf öngörülerin bu tür endişelerin geri dönmekte olduğu anlamına geldiğini söyledi. Ekonomist "İster yerel ister dış piyasalar tarafından finanse edilin, bunun bir önemi yok, çünkü her yerde Faiz oranlarının yükseldiğini görüyoruz" dedi.

Peixoto, bunun sonucunda Şili, Meksika, Polonya ve Hindistan da dahil olmak üzere 10 büyük gelişmekte olan pazarın kredi notunun düşürülme riskiyle karşı karşıya olduğu konusunda uyardı.

Yatırımcıların endişeleri, ABD Merkez Bankası (FED) Başkanı Jay Powell'ın artan enflasyona tepki olarak daha şahin bir tutum sergilediği son açıklamalarıyla da birleşti. Finansgundem.com’un derlediği bilgilere göre Powell'ın ABD Kongresi’ne yaptığı FED’in varlık alım programında beklenenden daha hızlı bir geri çekilmeye açık olduğunu yönündeki açıklamalar erken faiz artışı olasılığını artırdı. Bu durum riskli varlıklarda da satışları hızlandırdı.

Güçlenen bir ABD doları, Türkiye gibi dolar cinsinden yoğun miktarda borç alan ülkelerin ekonomilerinin yanı sıra, kendi para birimleriyle borç alma eğiliminde olan ancak yatırım girişleri için büyük ölçüde yabancı yatırımcıya bağımlı olan Brezilya, Güney Afrika ve Hindistan gibi ülkelerin ekonomilerini istikrarsızlaştırabilir.

Dolar güçlendikçe, gelişmekte olan ülkelerin hisse senetleri ve tahvillerin uluslararası yatırımcıları için getiriler de aşınıyor. MSCI'nın Gelişmekte Olan Ülkeler Hisse Senetleri Endeksi bu yıl ABD Doları bazında yüzde 4 değer kaybetti. MSCI’ın Gelişmiş Piyasalar Hisse Senedi Endeksi ise bu yıl yüzde 19'luk yükseliş gösterdi.

Gelişmekte olan ülkelerin tahvilleri de baskı altında. JPMorgan’ın yerel para birimleriyle basılan gelişmekte olan ülkelerin tahvillerini ölçen GBI EM Endeksi dolar bazında yıl başından bu yana %4,5’lik düşüş gösterdi.

Korona virüs pandemisinin ilk aylarında doların değer kaybetmesiyle gelişmekte olan piyasaların varlıkları yükselişe geçmişti. Ancak ABD’de aşılama oranları arttıkça ve ABD ekonomisi bu yaz toparlanmaya başladıkça dolar da yükselişe geçti.

IIF'ten Brooks, FED’in teşviklerini geri çekme ve para politikasını sıkılaştırma niyetini temkinli bir şekilde işaret etmesinin, piyasalarda FED’in ani bir politika değişikliği mesajı olarak algılandığını söyledi. Ekonomist FED’in politika değişikliğinin gelişmekte olan piyasa hisse senetleri ve tahvilleri de dahil olmak üzere riskli varlıklarda ani bir satışa yol açtığını ve bu durumun 2013 yılında küresel piyasalarda gerçekleşen “öfke nöbetinin” bir tekrarı anlamına geldiğini belirtti.

Ekonomist, zayıf büyüme ve güçlenen ABD Doları’nın kombinasyonunun halen yeni bir satış dalgasına yol açabileceği konusunda uyardı. Brooks salgın konusundaki sürekli belirsizliklere ve aynı zamanda hem Çin hem de Rusya ile artan gerginliklere işaret etti.

IIF verileri, gelişmekte olan ülkelerin hisse senetlerine ve tahvillerine yabancı yatırımcı girişlerinin, gelişmiş ekonomilerin korona virüs aşılarına erişimi yaygınlaştırmasından hemen önce, 2020'nin dördüncü çeyreğinde zirve yaptığını gösteriyor. ABD'nin ve diğer gelişmiş piyasa ekonomilerinin daha sonraki süreçteki toparlanması, o tarihten itibaren gelişmekte olan piyasalardaki varlıklara zarar verdi.

Ancak yabancı yatırımcıların girişleri, FED'in para politikasını sıkılaştırma sürecine başladığı içerisinde bulunduğumuz çeyreğe kadar durmamıştı. FED'in aylık 120 milyar dolarlık varlık alımlarının azaltıyor olması dolardaki yükselişi destekliyor. Zira FED bu yolla, para birimlerinin küresel çapta önemli bir itici gücü olan faiz oranlarını yükseltmeye daha yakın olduğunu gösteriyor.

FED Başkanı’nın geçtiğimiz hafta yaptığı şahin açıklamalar da gelişmekte olan ülkeler üzerindeki baskıları yoğunlaştırıyor. T Rowe Price Portföy Yöneticisi Samy Muaddi, "Powell’ın çıkışı, birçok gelişmekte olan ülke için halihazırda zor olan bir adaptasyon sorunun daha da kötüleştirdi. Gelişmekte olan ülkelerin yerel para birimi tahvillerindeki göreceli getiriler cazip olsa da yatırımcılar artık kur artışlarından ve para birimi zayıflığından kaynaklanan daha fazla baskıyla karşı karşıya kalabilirler" ifadelerine yer verdi.

Yabancı satışa geçti

 

Rusya'dan sermaye çıkışı 74 milyar dolara yükseldi

 

Çin'den boykotlara tepki

 

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)