BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaTeknolojiNükleer enerjide ikinci bahar----

Nükleer enerjide ikinci bahar

Nükleer enerjide ikinci bahar
29 Aralık 2022 - 17:02 www.finansgundem.com

İklim değişikliği için zaman gün geçtikçe daralıyor. Kötü anılarla hatırlanan nükleer enerjinin güvenli haliyle yeniden yükselişi ise iklim değişikliği sürecinde insanlığın en büyük umudu olabilir

FINANSGUNDEM.COM – DIŞ HABERLER SERVİSİ

Atom enerjisinin yeni çağı oldukça sessiz bir şekilde başlıyor olabilir. Atomları parçalamak, onları kaynaştırmak kadar heyecan verici veya rüzgar ve güneş projeleri kadar moda olmayabilir. Yine de eski moda fisyon, yenilikçi reaktör tasarımları sayesinde geri dönüş yapmaya hazırlanıyor. Bloomberg haberine göre, eğer siyasiler izin verirse dünya bu devrim sayesinde daha iyi hale gelebilir.

Finansgundem.com’un derlediği bilgilere göre fisyon reaktörleri atomun parçalanması sonucu ortaya çıkan zincirleme reaksiyonun reaktörlerdeki tribünleri harekete geçirmesi prensibi ile çalışıyor. Son dönemde popülerleşen füzyon reaktörlerinin aksine daha az enerji üretmeyi vadediyor ve geri dönüştürülmesi imkansız nükleer atıkların üretilmesine sebep oluyor. Üstelik fisyon enerjisi tepkime bir kez başladığında durdurulamadığından reaktörlerin güvenliğini de ciddi bir gündem maddesi olarak öne çıkıyor.

Ancak iklim değişikliği için zamanın daralması ve füzyon enerjisi teknolojisinin yeterince gelişmemesi insanlığı enerji konusunda dünyanın geleceği için hayati kararlar almak zorunda bırakıyor. Zira atomu parçalamak iklim değişikliği dünyasında kömür yakmaktan daha güvenli bir enerji üretme yolu haline gelmiş olabilir.

Yenilenebilir enerji neden yeterli değil?

İklim değişikliğine karşı mücadele hızlandıkça, yeni enerji konusundaki gelişmeler de her yerde belirginleşiyor. Rüzgar ve güneş enerjisi gibi değişken yenilenebilir enerji kaynakları teknolojileri geliştikçe ve finansman akışı arttıkça daha bol hale geliyor. Yenilenebilir enerji aynı zamanda daha da çok ucuzladı. 2009'dan 2021'e kadar, sübvansiyonsuz rüzgar enerjisi maliyeti %72 oranında azaldı ve şebeke ölçekli güneş enerjisi için maliyetler %90 oranında düştü. Enerji depolama da aynı şekilde daha uygun fiyatlı hale geliyor.

Ancak Bloomberg yazarlarına göre mevcut eğilimlere bakıldığında bu gelişmelerin hiçbiri yeterli değil. Zira bazı günler güneş gökyüzünde parlamaz ve rüzgar da esmez. Bu tür bir kesintiler sırasında boşlukları doldurmak için ya inanılmaz derecede büyük depolama kapasiteleri ya da daha güvenilir enerji kaynakları gerekir. Bugünün dünyasında söz konusu boşluklar çoğunlukla kömür ve doğalgazla dolduruluyor. Bu yüzden fosil yakıtlar hâlâ dünyanın birincil enerji arzının yaklaşık %80'ini oluşturmakta.

Nükleerse bariz bir alternatif olarak karşımıza çıkıyor. Bir fisyon reaktörü, günde 24 saat, yağmurlu havalarda veya güneş ışığında temiz, güvenilir, verimli ve bol miktarda enerji üretir. Çernobil ve Fukuşima gibi nadiren yaşanan kazaların yarattığı endişelere rağmen, nükleer enerjinin riskleri üretilen enerji birimi başına son derece düşüktür ve en yeni reaktör tasarımları da daha güvenli bir enerji imkanı sağlıyor. Benzer şekilde, radyoaktif atıkların yarattığı tehlikeler, daha iyi araçlar ve süreçler sayesinde hızla ortadan kaldırılabiliyor.

Nükleer enerji üretimi hızlanması gerekirken yavaşlıyor

Uluslararası Enerji Ajansı'na göre, küresel emisyon hedeflerine ulaşmak için, nükleer üretimin 2050 yılına kadar kabaca iki katına çıkması gerekecek. Ancak dünya böyle kilit bir konuda geriye doğru ilerliyor. Nükleerin küresel enerji üretimindeki payı, 1996'da %17,5 iken 2020'de %10,1'e geriledi. ABD'de, 2013'ten bu yana yaklaşık bir düzine reaktör kapandı ve daha fazlası da kapanma yolunda. ABD Enerji Enformasyon İdaresi'ne göre, nükleerin ABD üretimindeki payı, elektrik talebi artsa bile, bugün yaklaşık %19'dan 2050 yılına kadar %11'e düşecek. Yenilenebilir enerji kaynakları azalan kısmın bir kısmını alacak olsa da, fosil yakıtların on yıllarca baskın enerji kaynağı olması bekleniyor.

İklim değişikliğinin yaklaşan riskleri göz önüne alındığında bu eğilimler bir uyarı niteliği taşıyor. Dünya çapında, hükümetlerin mevcut nükleer santrallerin ömrünü uzatması, yenilerini finanse etmek için sektörle birlikte çalışması, atık bertarafını iyileştirme çabalarını iki katına çıkarması ve halkın potansiyel riskler hakkındaki fikrini değiştirmesi gerekiyor.

Daha da önemlisi, nükleer inovasyonun teşvik edilmesi gerekiyor. Son yıllarda, küçük modüler reaktörler (bir diğer adıyla SMR’ler) ticari hayata doğru ilerliyor. Şirketler düzinelerce rekabetçi tasarımı test ediyor. Bu reaktörler, rüzgar ve güneşi desteklemek için çok daha güvenli, daha ucuz ve daha esnek bir enerji kaynağı vaat ediyor. SMR’ler standartlaştırılmış üretim yoluyla ölçek ekonomilerinden yararlanabilirken, evlerden fabrikalara ve ulaşıma kadar her şeye potansiyel olarak güç verebilirler.

Yine de bürokrasi bu yolun önünü tıkıyor. Özellikle, ABD Nükleer Düzenleme Komisyonu (NRC), büyük ölçüde modası geçmiş güvenlik standartları sayesinde, on yıllardır yeni reaktörleri engelliyor. 2019'da ABD Kongre, gelişmelerin ve ticarileşmenin hızlandırılması umuduyla komisyonu SMR'ler için yeni bir lisanslama rejimi oluşturmaya yönlendirdi. NRC ise bunun yerine kendi kural kitabına uymakla meşguldü. Bloomberg yazarlarına göre ileriye dönük olarak, komisyonun bütçesinde yapılacak herhangi bir artışın, ABD'nin nükleer üretimini artırmasına bağlı olması gerekiyor. Zira yazarlara göre NRC bu zorluğa uyum sağlayamazsa, Kongre de NRC’yi kızağa çekmeli ve gelişmiş reaktörler için yeni bir denetçiye yetki vermeli.

Daha genel çerçeveden bakıldığında milletvekillerinin nükleer düzenlemeye yönelik tüm yaklaşımlarını yeniden gözden geçirmeleri ve ilk ilkelere geri dönmeleri gerekiyor. Habere göre Kongre’nin nükleer konusundaki görüşleri riskten kaçınmaktan çok, inovasyonu hızlandırmak ve eski ve yeni teknolojilerle karbon emisyonlarını azaltmak olmalı. Bloomberg yazarları konuyu şu ifadelerle özetliyor: 

İklim değişikliğiyle yüzleşmek, zor gerçekleri kabul etmek anlamına gelir. Dünya nükleer enerji olmadan karbondan arındırılamaz ve kuralları yeniden düşünmeden nükleer üretimini genişletemez. İklim değişikliği konusunda ise zaman daralıyor.

 

Nükleer enerjide para cezaları yeniden belirlendi

 

Avrupa'da nükleer enerji atılımı

 

NASA'nın 2022 yılında paylaştığı en çarpıcı 20 fotoğraf

 

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)