BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaAraştırmaMüftüoğlu'ndan sağlıklı yaşamın reçetesi----

Müftüoğlu'ndan sağlıklı yaşamın reçetesi

Müftüoğlu'ndan sağlıklı yaşamın reçetesi
20 Eylül 2010 - 02:40 www.finansgundem.com

Bizi yaşlanmaktan ürküten şeylerin başında bellek gücümüzün azalması gelir. İşimiz gücümüz aksayacak, bakıma muhtaç hale geleceğiz diye düşündükçe telaşımız, kaygımız artar!

B vitamini beyninizi gençleştirir Kısacası “bellek kaybı”, korkutucu bir işarettir. Oysa folik asit, B6 ve B12 vitaminleriyle yapılan destek, özellikle yüksek dozda B vitamini, beyinde yaşlılığa bağlı küçülmeyi azaltıyor. ARAŞTIRMALAR yaşlı insanların en az yarısının belleği için endişelendiğini gösteriyor. Aynı korku biz doktorlar için de söz konusu! Yakın zamana kadar biz de yaşa bağlı bellek kaybına uğramış bir hastayla karşılaştığımızda, bellek bozukluğunu tedavi etmeyi düşünmenin yel değirmenine savaş açmakla aynı şey olduğunu düşünürdük. Ama son yıllarda çok şey gibi bu konudaki düşüncelerimiz de değişti. Yaşlanmaya bağlı bellek kaybının yaşlanmanın normal bir parçası olduğunu biliyor, mücadeleyi “çok yönlü” yürütüyoruz. İşi oluruna bırakmayın Siz yaşlandıkça görmenizin zayıflayıp işitmenizin azalması, cildinizin kırışıp saçlarınızın beyazlaması ne kadar normalse makul derecede bir bellek kaybı da o kadar normal bir şeydir, yaşa bağlı bellek kaybı bir hastalık olmaktan çok beynin yapısı ve fonksiyonlarında yaşın ilerlemesiyle ortaya çıkan doğal değişimlerin beklenen bir sonucudur. Yine de işi oluruna bırakmamak, bazı önlemlerle bellek kaybını yavaşlatmak mümkün olabiliyor. Daha da önemlisi ister bunamaya ister Alzheimer hastalığına bağlı olsun ilerleyici yaşlılıkla ilgili bellek kaybında yapılabilecek şeylerin olabildiği anlaşılıyor. B6, B12, folik asit ve Omega-3 Bellek bozukluklarıyla mücadelede vitamin ve diğer desteklerin kullanımının etkinliği konusunda doktorlar arasında ciddi görüş ayrılıkları var. Ben doğal desteklerden özellikle de B vitaminleri ve omega-3 yağlarından faydalanılması gerektiğini düşünenlerdenim. Özellikle B vitaminlerinin bu konuda işe yarayacağından hiç kuşku duymadım. Folik asit, B6 ve B12 vitaminlerinin hem sinir hücrelerinin korunmasında hem de bellek kaybını hızlandırabilen homosistein isimli maddenin azaltılmasında faydalı olabileceği kanaatindeyim (homosistein kanda dolaşan bir aminoasittir ve miktarı çok fazla olduğu zaman inme, bellek kaybı, kalp damar hastalığı gibi riskleri tetikler). Gazete yazıları televizyon programları ve kitaplarımda bunlardan faydalanmayı tavsiye ettim. Bunlarla da yetinmeyip omega-3 desteği kullanmayı da önerdim. OXFORD ÇALIŞMASI İNGİLTERE’de Oxford Üniversitesi tarafından yürütülen bir çalışmada, orta düzeyde hafıza kaybı yaşayan yaşlılarda folik asit, B6 ve B12 vitaminleriyle yapılan destek tedavisinin faydalı sonuçlar verebileceğini gösteren sonuçlara ulaşıldı. Yüksek dozda B vitamini verilen yaşlılarda beyinde yaşlılığa bağlı küçülme oranı daha az bulundu. Bilindiği gibi altmış yaşın üzerinde beyin her yıl ortalama % 0,5 oranında küçülüyor. Bu küçülme Alzheimer hastalarında % 2,5’a kadar çıkabiliyor. NE YAPMALI? B-12 vitamini beynin sütüdür YAŞLILARDA B12 vitamini eksikliği yaygın bir sorun. Çoğu yaşlı bu nedenle bellek zayıflamasından ve yorgunluk-bitkinlikten yakınır. Hatta genç yaşlarda bile ilerlemiş B12 noksanlığı uzun sürerse bellek kaybına yol açar. Bbellek kaybı başlayan yaşlılarda erken dönemde folik asit, B6 ve B12 vitamini desteklerine başlamakta fayda var. Hatta birlikte omega-3 desteği kullanmayı da düşünmek lazım. Günde 5-6 miligram 2007 Temmuzunda bu köşede yayınlanan bir yazımda da aynı konuyu işlemiş ve bellek sorunu hissetmeye başlayan yaşlıları düzenli olarak günde 400 mikrogram folik asit, 1-2 mg B6 vitamini, 5-6 mg B12 vitamini desteği vermenin uygun olacağını yazmış, B12 vitaminini “beynin sütü” gibi de değerlendirdiğimi belirtmiştim. Bu önerimi bugün de tekrarlıyorum. Depresyonun bedende verdiği işaretlere dikkat DEPRESYON son yılların popüler sağlık problemlerinden biri oldu. Eskiye oranla daha sık görüldüğü de biliniyor. Sorun kadınları daha fazla ilgilendiriyor. Depresyonun duygusal-ruhsal işaretlerini pek çoğumuz biliyoruz ama hastalık bedensel belirtilerle de ortaya çıkabiliyor. İşte bazı bedensel işaretleri: - Yeni başlayan sırt ağrısı, migren benzeri baş ağrıları, gezici kas ve eklem ağrıları. - Erken uyanma, sık bölünen gece uykuları. - İştah değişiklikleri. Depresyon bazen iştah artışına yol açarken diğerlerinde iştahsızlık yapabilir. - İnatçı göğüs ağrıları. Sindirim ‘alarm’ verir - Bilhassa eforla ilişkisi olmayan yani istirahat halindeyken de ortaya çıkabilen göğüs ağrıları, çarpıntı, ritim bozuklukları. - Dengesizlik, kulak çınlaması, bulantı gibi yakınmalar. - Şişkinlik, gaz, ishal, kabızlık, reflü gibi şikayetlerin geri planında da depresyon saptanabilir. Diyet-prostat kanseri bağlantısı PROSTAT kanseri riski yiyeceklerle azalıp artabiliyor. Mesela doymuş yağlardan zengin beslenmek riskli bir durum. Doymuş yağlar özellikle hayvansal yiyeceklerle kazanılıyor, en çok da tam yağlı süt ve süt ürünleri yağlı etler tereyağı iç ve kuyruk yağı ile vücuda giriyor. Ayrıca bazı bitkisel yağlar doymuş yağlardan oldukça zengin. Mesela palmiye yağı. Balık-domates Uzmanlar omega-3 yağlarından zengin beslenmenin prostat kanserinden korunmada etkili olabileceğini söylüyor. Belki de bu nedenle balık tüketimi yüksek olan bölgelerde prostat kanserine yakalanma sıklığı düşüyor. Benzer şekilde likopen adı verilen antioksidan karetenoidin de ciddi bir koruma sağlayabileceği anlaşılıyor. Likopen daha çok domates ve domates ürünlerinde bulunan bir kırmızı mucize. Domates biraz ısıtılırsa ezilip parçalanırsa daha çok likopen ortaya çıkıyor. Ketçap, domates çorbası ve salçada da bol miktarda var. Likopenin karpuz ve pembe greyfurtta da bulunduğu aklınızda olsun. Bol sebze ve meyve Bazı çalışmalar, genel olarak sebze ve meyveden fakir beslenenlerde prostat kanseri sıklığının daha yüksek olduğunu göstermiş. Ayrıca selenyumdan zengin bir diyetin de koruyucu olabileceğini ileri sürenler var. Selenyum bakliyat grubu yiyeceklerde tahıllarda balıketinde bulunan bir mineral. Kalsiyumdan zengin beslenenlerde de prostat kanseri sıklığı azalıyor. Yani yoğurdu sofradan eksik etmeyin. Sık sık başınız ağrıyorsa ÜNLÜ tıp sitesi Web-MD de gözüme çarpan basit ama önemli bir noktayı size aktarmak istedim: Ağrılar günümüz insanının en önemli sorunların biri. Farkında değiliz ama çoğumuz bu ağrıları ya kendimiz yaratıyor ya da davet ediyoruz. Baş ağrılarının en sık görüleni migren atakları. Baş ağrıları özellikle migren tipi ağrılar yiyecek içeceklerden de kaynaklanabiliyor. Baş ağrısına yol açan diğer bazı nedenler şöyle: Seks de ağrı yapar - Peynir ve benzeri bazı gıdalar, alkollü içecekler. - Bazı parfüm kokuları, uykusuzluk, sıcak hava, seks yapmak. - Telefonda uzun süre konuşurken boynunuzun aldığı pozisyon, yanlış yastıklar, bilgisayar başında geçirilen uzun saatler. - Göz yorgunluğu (özellikle fark edilmemiş miyop, astigmat gibi problemler). - Gece uyku esnasında aşırı diş sıkma, uzun süre aç kalmak. osman müftüoğlu hürriyet
ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)