Merkez Bankası gözüyle gelişmeler

Merkez Bankası önceki gün bu yılın son enflasyon raporunu yayınladı. Aşağıda Merkez Bankası'nın vurgu yaptığı ve Başkan Murat Çetinkaya tarafından toplantıda da gündeme getirilen önemli noktaların ve önemli verilerin özetini aktaracağız.

Başkan özetle ne diyor ?

Piyasaya esas hakim olan faktörler tabii ki küresel faktörler. Yani özellikle ABD’nin aralık ayında faiz artış beklentisi. Tahvil getirilerindeki düşüş FED faiz artışı tarihi beklentileri yakınlaştıkça, azalıyor.

Ülkemizdeki çekirdek enflasyonun gene de olumlu gelişmesi, Merkez Bankamızın para politikasında da, sadeleşme yaklaşımının gündemde kalmasını sağladı. Önümüzdeki dönemde de politikalarımız enflasyonun gidişatına endeksli olmaya devam edecek. Getiri eğrisi ise, karşılaştırılma yapıldığında tüm vadelerde aşağıya doğru seyretti. Tüketici kredilerinde de bir miktar canlanma başlangıcı görülebiliyor.

Üçüncü çeyrekte kredi derecelendirme kuruluşlarının kararları sonrası çekirdek enflasyon dalgalı bir dönem geçirdi ama, daha öncesine oranla da daha yatay bir durum ortaya çıktı. Yurt içi talep ise zayıfladı! Türkiye’nin büyümesi de yurtiçi talebe bağlı olarak gerçekleşti, net ihracat da büyümeye pek katkı yapamadı. Hem özel hem de kamu yatırımları da zayıf bir gidişat geçirdi.

2016 yılının bütünü konuşulurken ise, ekonomide büyüme aslında daha ılımlı bir ortam içinde gerçekleşmiş olacak.

Gene de petrol ve doğalgaz fiyat artışları nedeni ile cari işlemler açığında bir miktar artış gerçekleşebilir. Turizm de pek yardım etmiyor. Ancak kamunun teşvik paketleri büyümeye olumlu katkı yapabilir.

Ham petrol fiyatını 2016 yılı için 44 dolar ortalamada tutup 2017 için yeniden 54 dolara yükselttik. Gıda enflasyonunu ise daha önceki tahmin olan yüzde 8 düzeyinden yüzde 7 düzeyine indirdik. 2016 enflasyonunu ise yüzde 7.5 olarak tahmin etmekteyiz. 2017 için tahminimiz ise yüzde 6.5 civarında.

Gıda konusu dışında daha birçok enflasyona etki eden faktör konusunda da değerlendirmeler yapmaktayız. Yakında bunları da açıklayacağız. Kredilerdeki yavaşlama üçüncü çeyrekte durdu gibi.

Türkiye ikinci çeyrekte tahminlerimize uygun olarak yavaşladı. Üçüncü çeyrekte ise ivme kaybı devam etti yani üçüncü çeyrek büyümesi ikinci çeyreğin altında kalacak gibi. Ancak Avrupa’da görülen kıpırdanma ülkemize de katkı yapabilir. Avrupa Birliği talebi artabilir. Ama son çeyrekte Türkiye’nin toparlanma eğilimine gireceğini düşünmekteyiz. Cari açık da biraz artabilir.

Yani Merkez Bankası pek kötümser değil!

DENİZ GÖKÇE - AKŞAM