McKinsey, Türkiye’de ‘İşin Geleceği’ yol haritasını hazırlıyor

McKinsey, tüm dünyada dijitalleşme ve otomasyonun iş dünyası ve mesleklere olan etkileri ve bu dönüşümün nasıl yönetilmesi gerektiği konusunda çalışmalarını sürdürüyor. Şirket bu bilgi ve deneyimini dünyanın farklı bölgelerinde güçlü atılımlar için kullanıyor. Bugün ise Türkiye’de iş birliğine dayalı, köklü ve fayda sunan bir dönüşüm için aksiyon odaklı bir rehber hazırlamak üzere yola çıktı. Böylece McKinsey, şimdiye dek yapılmamış bir çalışmayla Türkiye genelinde ve sektörler bazında veriye dayalı ve karşılaştırmalı olarak mevcut durumu ve beklentileri belirleyecek, somut aksiyona dönük kapsamlı inisiyatifleri ortaya koyacak. Bu sayede şirket, yetenek dönüşümünün güçlü bir şekilde başlamasına rehberlik etmeyi hedefliyor.

McKinsey Türkiye, bu çalışmayı McKinsey Global Enstitüsü (MGI) iş birliğiyle gerçekleştirecek. 1990 yılından bu yana ülkelere ve şirketlere dönüşüm yaratacak içgörü ve bilgiler kazandırma amacıyla çalışan MGI, dünyanın lider düşünce kuruluşu olarak öne çıkıyor. Kuruluş, 30’u aşkın endüstride gerçekleştirdiği araştırmalarında özellikle üretkenlik ve büyüme, doğal kaynaklar, iş gücü pazarı, küresel finansal piyasaların gelişimi, teknoloji ve dijitalleşmenin ekonomik etkileri ile şehirleşmeye odaklanıyor. Bu güçlü bilgi birikimiyle hem küresel çapta hem de ülkeler bazında dijital çağın ekonomiler, iş dünyası ve toplumlara etkisini inceleme ve geleceğe dair öngörüler ve aksiyon planları geliştirme konusunda uzmanlığa sahip.

10 YIL İÇİNDE 10 İŞTEN 6’SI YOK OLACAK

McKinsey Ülke Direktörü Can Kendi, “İş dünyası çok önemli bir değişim sürecinden geçiyor. Bu anlamda dünya tarihinde matbaanın icadı, sanayi devrimi ve bilgisayar devri iş dünyasında ciddi dönüşümler yaratmıştı, içinde bulunduğumuz dijital çağ ile başka bir dönüşüm süreci yaşanıyor” diye konuşuyor.

Gazetecilerle buluşmada, veriye dayalı beklentileri ve fırsatlar ortaya koyacak raporla ilgili geniş bir paylaşım yapan Can Kendi’nin verdiği bilgilerden öne çıkan önemli başlıklara gelince,

* Bugün yaptığımız işleri 30 yıl sonra yapmayacağız. Bugün yaptığımız 10 işten 6’sı 10 yıl içinde çok ciddi biçimde değişecek ya da olmayacak…

*2030’a kadar; 400 -800 milyon iş tam otomasyon ile yapılmaya başlanacak; 75-375 milyon kişinin yeni iş bulmak için yeni yetenekler kazanması gerekecek;  teknoloji ile bazı işler ortadan kalkarken yeni meslek ve iş olanakları çıkacak, buna göre de 555-890 milyon yeni iş olanağı oluşacak; fiziksel ve temel bilişsel becerilerin kullanımı yüzde 15 azalacak ama teknolojik beceri gereken işlerde yüzde 55, sosyal beceri gereken işlerde yüzde 24 artış ortaya çıkacak.

GÜÇLÜ BİR BAŞLANGIÇ YAPMAYI HEDEFLİYORUZ

McKinsey Ülke Direktörü Can Kendi:

 ''Dijitalleşme ve otomasyonla birlikte yapay zeka ve robotik gibi teknolojiler kullanıcılarına, şirketlere ve devletlere şimdiye dek görülmemiş güçte üretkenlik ve büyüme imkanları sunuyor. Bu dönüşümle birlikte, teknolojiler iş yapış biçimini kökten değiştiriyor. Bugün dünya ekonomisini ve iş dünyasını incelediğimizde, atılması gereken temel adımların net olduğunu görüyoruz. Bunlar; ekonomik dinamizmin sağlanması, yaşam boyu eğitimle yeteneklerin sürekli olarak yenilenmesi, geçiş döneminde çalışanların hem maddi kaynaklar hem de gelişim olanaklarıyla desteklenmesi ve en önemlisi de eğitim sisteminin yeni bilgi çağına uygun olarak yeniden tasarlanması olarak özetlenebilir. Böyle bir dönüşümün kolay ve hızlı olması yapılan seçimlere bağlı. Hazırladığımız rapor, aksiyon önerileri ve sunduğumuz danışmanlıkla Türkiye’de doğru seçimlerin yapılması için çalışacağız. Türkiye’de birçok organizasyon bu konuda çalışmalar yapmakta, ancak bu rapor ile birlikte ülke genelinde ve sektörler bazında veriye dayalı ve karşılaştırmalı olarak mevcut durumu ve beklentileri belirliyor olacağız, somut aksiyona dönük kapsamlı inisiyatifleri ortaya koyacağız. Türkiye’de yetenek dönüşümü için güçlü bir başlangıç yapmayı hedefliyoruz. Kamu, iş dünyası, eğitim camiası, STK’lar ve profesyonellerle birlikte yol alarak fırsatları yakalayacağımıza ve herkes için fayda sunan yeni bir çağa adım atabileceğimize inancımız tam.''.

"TÜM KURUMLARLA İŞ BİRLİĞİNE HAZIR VE İSTEKLİYİZ"

McKinsey Ortağı ve Türkiye Finansal Hizmetler Lideri Pınar Gökler Özsavaşçı:

''McKinsey İşin Geleceği çalışmaları şimdiye dek küresel bir bakış açısı sağladı; İsviçre, Macaristan, Avustralya ve Orta Doğu için özel hazırlanan çalışmalarla öngörüler, analizler ve aksiyon planları hazırlandı. Bu sayede pek çok kurum hızla değişen dijital çağda daha sağlam ve bütüncül adımlar atma fırsatı yakalıyor. Şimdi sıra Türkiye’de; dijitalleşme ve otomasyonun fırsatlarını kullanarak sürdürülebilir bir büyüme yaratmak ve çalışanların bu değişime uyum sağlaması için çalışmalara başladık. Hedefimiz durumu ve fırsatları görünür kılmak kadar, ilgili tüm paydaşları harekete geçirerek sonuç odaklı adımlar atılmasına rehberlik etmek. Bu doğrultuda kurumlar, şirketler, STK’lar, özel ve devlet üniversiteleri, kamu ve devlet organlarıyla iş birlikleri geliştireceğiz. Türkiye’de İşin Geleceği’nde rol almak isteyen tüm kurumlarla iş birliğine hazır ve istekliyiz.''

TÜRKİYE YENİ NESİL İŞ DÜNYASINA BU RAPORLA HAZIRLANIYOR

McKinsey’nin ‘İşin Geleceği: Dijital Çağda Yetenek Dönüşümü’ isimli çalışmasında Türkiye’nin ekonomik gelişimindeki temel etkenler, dijitalleşme ve otomasyonun mevcut ve potansiyel etkileri, işgücündeki değişim ve büyüme faktörleri, yeni nesil meslekler, yetenek dönüşümü için gerekenler, sektörlerin geleceği gibi kritik alanlarda ülke ve sektörler bazında analiz ve öngörüler yer alacak. Bununla birlikte şirketin asıl hedefi ise bu alanda zorlukların aşılması ve fırsatların yakalanması için gerekli adımların atılması. Dolayısıyla McKinsey, Türkiye için yol haritası olacak, konunun taraflarına özel hazırladığı aksiyon önerileri, eylem planları ve program inisiyatifleri ile geleceğin şekillenmesinde rol alacak.

MCKİNSEY, DÜNYA ÇAPINDA YÜKSEK POTANSİYEL TAŞIYAN MESLEKLERİ AÇIKLADI

McKinsey, Mckinsey Global Enstitüsü’nün (MGI) küresel odaklı bir bakış açısıyla hazırladığı raporda paylaştığı öngörüler doğrultusunda, iş dünyasının nasıl şekillenebileceğine dair pozitif bir tablo çiziyor.  Zorlu değişim dönemine rağmen gelecek farklı fırsatlar ve gelişim alanları sunuyor. Teknoloji, hizmet sektörü, enerji, yaşlı bakımı, altyapı ve inşaat sektörlerinde işgücüne duyulan ihtiyaç artacak.

MGI’ın paylaştığı verilere göre; 2015-2030 yılları arasında küresel tüketim 23 trilyon Dolar artacak ve 2025 yılına dek tüketici sınıfına 1 milyar insan daha dahil olacak. Bunun bir sonucu olarak dayanıklı ev aletleri, eğlence, finansal hizmetler, telekomünikasyon, konut, sağlık hizmetleri ve eğitim alanlarında küresel çapta 300-350 milyon yeni iş olanağı yaratılacak.

Yaşlanan nüfus da mesleklerin şekillenmesinde önemli bir etken. 2030’da 2014’e göre, 65 yaş ve üzeri 300 milyon daha fazla kişi olacak. Bu doğrultuda McKinsey, küresel çapta doktor, hemşire, bakıcı gibi profesyonellere ihtiyacın artacağını ve sağlık hizmetleri ve ilgili sektörlerde, 2030 yılına dek 80-130 milyon yeni iş yaratılacağını öngörüyor.

Yaşanan teknolojik dönüşüm de beraberinde yeni iş imkanları getirmeye devam edecek. Şirket verilerine göre; 2015-2030 yıllarında teknoloji yatırımları %50’den fazla artacak. Bu yatırımın yarısı ise IT hizmetlerine yapılacak. Bu da 2030 yılına dek bu alanda 20-50 milyon yüksek maaş getiren iş olanakları yaratılmasını sağlayacak.

İş olanaklarına pozitif etki eden bir diğer güçlü sektör ise konut ve altyapı. Bu alanda dünya çapında önemli eksikler var ve McKinsey, bunun karşılanması için yıllık 2.5 trilyon Dolar olan yatırımların yıllık 3.3 trilyon Dolar’a yükseltilmesi gerektiğini belirtiyor. Bu yatırım, mühendislik, mimari, ahşap işçiliği, makine operatörlüğü gibi alanlarda minimum 80 milyon, maksimum 200 milyon yeni iş yaratmak anlamına geliyor.

Enerji de yeni mesleklerin ve iş olanaklarının doğmasını sağlayan bir sektör. Dünyanın sürdürülebilirliği için yatırımları hızla artan güneş ve rüzgar gibi yeni enerji kaynakları, enerji verimliliği teknolojileri ve iklim değişikliğinin önlenmesi ve bu sürece uyum çalışmaları istihdamı da beraberinde getiriyor. McKinsey değerlendirmelerine göre; eğer ülkeler bugün açıkladıkları planları hayata geçirirse 10 milyon yeni iş yaratacaklar. Eğer Paris İklim Sözleşmesi’nde belirlenen taahhütleri yerine getirirlerse bu rakam 20 milyon olacak.