BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaGündemKuzey mucizesi bitiyor mu?----

Kuzey mucizesi bitiyor mu?

Kuzey mucizesi bitiyor mu?
16 Mart 2016 - 14:10 www.finansgundem.com

Amerikan solu [demokratlar] her zaman İskandinavya'nın sosyal refah politikalarını idealize etmiştir. Ancak Kuzey Avrupa bu modelde geri adım atmaya başladı

ABD başkanlık önseçimlerinde heyecanlı bir yarış başlarken, bazı Demokratlar bu sürece kafalarındaki İskandinav modeliyle katılıyor. Kuzey Avrupa'nın İsveç, Danimarka ve İzlanda gibi küçük ülkeleri zengin ve teknolojik açıdan ileri. Ancak bu ülkelerin asıl önemli özelliği dünyanın geri kalan zengin ülkelerine kıyasla çok daha cömert refah devleti modeli geliştirmiş olmaları. Gelir dağılımındaki adaletsizliğin yükselişte olduğu bir dünya düzeninde, Amerikan solu bir yandan kapitalist rekabetle uyumlu bir yandan da orta ve alt sınıflara daha fazla ekonomik güvence sağlayan İskandinav modelini mercek altına almakla meşgul. Demokratların başkanlık aday adayı Bernie Sanders, ABD'nin yeni anne babalara ücretli izin, bedava sağlık hizmeti ve eğitim parası desteği gibi İskandinav ülkelerinin sunduğu olanakları kopya etmesi gerektiğini belirterek, "Bu ülkelerde hükümet büyük ölçüde sıradan insanlar ve orta sınıf için çalışırken, ülkemizde ise milyarder sınıf için çaba harcanıyor" diyor. Nobel ödüllü Joseph Stiglitz gibi ekonomistler de ABD'li politikacıların İskandinavya'yı model alması gerektiğini belirtiyor.

London's Center for Policy Studies'den araştırma görevlisi Nima Sanandaji ise, bu düşünce sistematiğinin kolaycılık olduğunu söylüyor. Sanandaji, daha az harcamayla daha geniş çaplı refah devletlerine atıfta bulunarak eğer yüksek hükümet harcamalarının etkileri ölçülmek isteniyorsa, "Neden İtalya ya da Fransa'ya atıfta bulunulmuyor?" diyor.

Sanandaji, bölgenin ekonomik politikası sayesinde değil ekonomik politikasına rağmen büyüdüğünü söylüyor. Araştırması, bu ülkelerin vatandaşlarına sundukları serveti sol fikirlerin ortaya çıkışından çok önce oluşturduklarını ortaya koyuyor. Örneğin, 1870 yılından 1936'ya kadar olan sürede İsveç dünyanın en hızlı büyüyen ekonomisiydi. 1975 yılından sonra yani refah devleti genişlemeye başladığında, İsveç ekonomisi kayda değer bir şekilde yavaşlayarak, dünyanın en zengin dördüncü ülkesiyken 1990'larda 13'üncü sıraya geriledi. Kısa süre önce de, hükümetlerin bütçelerini kısıtlama girişimleri başladı. 1990'lardan itibaren İsveç ekonomisinde toplam vergilendirmenin GSYIH'ye oranı yüzde 5'in de altına gerilerken, Danimarka'da işsizlik ödeneklerinin kısıt¬lanması gibi emek piyasası reformları gündeme geldi. Kısacası, Sanandaji'nin dediği gibi, İskandinavya yavaş yavaş "serbest pazar köklerine dönüyor". (Chris Matthews/Fortune Dergisi)

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)