Küresel ekonomideki toparlanmayı gösteren 5 işaret

FINANSGUNDEM.COM - DIŞ HABERLER SERVİSİ

Kovid-19 salgını küresel ekonomide bugüne kadarki en ciddi durgunluklarından birinin yaşanmasına sebep oldu. Tam anlamıyla bir toparlanmanın ne zaman gerçekleşeceği ise henüz belli değil.

Korona virüs aşıları üzerinde son gelişmeler ekonomik görünüm bir miktar düzeltse de ekonomistler gelişmekte olan ülkelerdeki aşı dağıtımının yavaşlığının pandemi öncesine dönüşe darbe vurabileceğini belirtiyor.

Citi ekonomistleri Aralık ayı başlarında yayınladığı bir raporda, "Aşının keşfi her şeyi düzeltecek ancak 2022 yılına kadar değil" ifadelerine yer vermişti. Ekonomistler yine de 2020'den daha iyi olmak zor bir sürecin kısmen olamayacağı için, 2021 yılında küresel ekonomide "net bir iyileşme" olacağını belirtti.

Ekonomistlere göre, gelişmiş ekonomiler arasında bile, enfeksiyondaki hızlanmayı savuşturmak amacıyla Avrupa'da yeniden hayata geçirilen katı kısıtlamalar ekonomik iyileşmeyi geri itebilir. CNBC'nin haberinde küresel ekonomide gelecek yıl etkisi sürecek 5 önemli konunun altı çizildi

Ekonomik aktivitedeki sert düşüşler

Korona virüsün hızlı yayılması birçok ülkenin ekonomik aktivitesinin 2020 yılında ciddi oranda düşmesine neden oldu. Sonuç olarak ülkelerin gayrisafi yurtiçi hasılaları rekor oranlarda düştü.

Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) öngörülerine göre küresel ekonomi gelecek yıl %5,2 büyümeden önce bu yıl %4,4 daralacak. IMF açıklamasında dünya ekonomisinin toparlanmaya başladığı belirtildi. Ancak pandemi öncesi seviyelere dönüşün “uzun, eşit olmayan ve kesin olmayan” bir süreç halinde gerçekleşeceği belirtildi.

Seyahat yasakları devam edecek

Korona virüs kısıtlamalarının önemli bir parçası da ülkelerin sınırlarını kısmi olarak kapatması oldu. Bu durum uluslararası seyahatlerin büyük ölçüde engellenmesine yol açtı.

Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Organizasyonu’na (UNWTO) göre 1 Kasım itibariyle 150’den fazla ülke ve bölgede korona virüs kaynaklı seyahat yasaklarını hafifletildi.

Ancak UNWTO’nun açıklamasına göre sınırlar arası hareketi sınırlandıracak birçok kısıtlama halen devam ediyor. Söz konusu kısıtlamalar arasında sadece izin verilen bazı spesifik ülkelerin ziyaretçilerinin kabul edilmesi, ziyaretçilerin ülkeye kabul edilmesinden önce negatif Kovid testinin sunulmasının istenmesi, ziyaretçilerden kendilerini karantina altına almalarının ya da izolasyona girmelerinin istenilmesi gibi şartlar bulunuyor.

İstihdam kayıpları 

Salgın kaynaklı ekonomik durgunluğun önemli sonuçlarından biri de küresel olarak istihdam kayıplarındaki artış.

İktisadi İşbirliği ve Gelişme Teşkilatı (OECD) bazı ülkelerde Kovid-19’un işgücü piyasasındaki etkilerinin 2008 Küresel Finans Krizi’nin ilk aylarında gözlenenden on kat daha büyük olacağını belirtiyor.

OECD raporunda krizinin yükünün daha savunmasız olan çalışanların çektiği belirtildi. Raporda, “Düşük ücretli işçiler pandemi süresi boyunca zorunlu işlerin yerine getirilmesinde anahtar rol oynarken çoğu zaman ciddi manada virüse maruz kalma riski altında kaldılar. Aynı zamanda da daha büyük istihdam ve gelir kaybı yaşadılar” ifadelerine yer verildi.

Devlet borçları 

Hükümetler çalışanlarını desteklemek ve istihdamı korumak amacıyla harcamalarını arttırdı. IMF raporunda küresel anlamda hükümetlerin pandeminin etkisini hafifletmek için toplamda kasım ayına kadar 12 trilyon dolar harcadığı belirtiliyor.

Bu şekildeki harcamalar aynı zamanda küresel kamu borçlarının da tüm zamanların en yüksek seviyesine çıkmasına sebep oldu. Ancak IMF hükümetlerin mali desteklerini çok erken geri çekmemesi gerektiği konusunda uyarıyor.

IMF’den yapılan açıklamada, “Birçok çalışan halen iş bulamazken, küçük işletmeler sorun yaşarken ve 80-90 milyon insan 2020’de pandemi sebebiyle ek sosyal yardımlara rağmen aşırı yoksulluk koşullarına düşerken hükümetlerin olağanüstü desteğinin kaldırılması için henüz çok erken” ifadelerine yer verildi.

Merkez bankaları devreye girecek

Merkez bankaları da birçoğu rekor seviyede olacak şekilde faiz oranlarının düşürülmesi yoluyla ekonomiyi destekliyor. Bu hamle hükümetlerin borçlarını yönetebilmesinde de katkı sağlıyor.

Politika kararlarıyla tüm dünya ekonomilerini etkileyen ABD Merkez Bankası(FED), faiz oranlarını sıfıra yakın indirdi ve enflasyon hedefi olan %2’yi aşana kadar da bu Faiz oranlarını yükseltmemekte kararlı.

FED ve Avrupa Merkez Bankası da dahil olmak üzere gelişmiş ekonomilerdeki merkez bankaları da finansal sisteme daha fazla para enjekte etmek için varlık alımlarını artırdı. Pandemi nedeniyle birçok gelişmekte olan ülke sert bir darbe alan sınırlı büyüklükteki ekonomilerini desteklemek için yeni yollar ararken giderek artan sayıda merkez bankası dev merkez bankalarının bu hamlelerini benimseyen politikalar uygular hale geldi.

BİST, 2020'ye zirvede mi veda edecek?

Dünyaca ünlü CEO zehirlenerek öldürüldü!

Çin Hükümeti’nin hedefindeki isim