BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaGündemKılıçdaroğlu bombaladı----

Kılıçdaroğlu bombaladı

Kılıçdaroğlu bombaladı
15 Kasım 2013 - 03:19 www.finansgundem.com

Halk TV'de canlı yayına katılan CHP lideri, Ak Parti'ye yönelik ağır eleştirilerde bulundu. Kılıçdaroğlu, "TOKİ yolsuzluk batağıdır" dedi


CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Halk TV'nin canlı yayınında, gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Kılıçdaroğlu, gündemdeki konularla ilgili Ak Parti’ye eleştiriler yönelten Kılıçdaroğlu, “TOKİ yolsuzluk batağıdır” dedi, Barzani için de “Tuzağa düştü ifadesini kullandı.

Adana Valisi Hüseyin Avni Coş'un bir vatandaşla girdiği diyaloğa ilişkin soruyu yanıtlayan Kılıçdaroğlu, valilik makamının önemini vurguladı. Coş'un uygulamalarıyla "iktidarın valisi" haline geldiğini savunan Kılıçdaroğlu, görev yaptığı her yerde sorun yarattığını ileri sürdü. "Bir valinin ağzından küfür çıkmaz. Çünkü devleti temsil eder. Devlet vatandaşına küfretmez. Siz başbakandan başlayarak üslubu bozarsanız vali de bozar tabii" diye konuştu.

Coş'un kullandığı ifadenin bir vatandaşa söylenemeyeceğini belirten Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Valinin görevinden alınması lazım ama 'Ben valimi yedirtmem' diyor. Kimse kusura bakmasın ama yamyamlık çok eskilerde kaldı. Ne demek 'yedirtmem'? Vali yine vali olarak kalacak. Merkez valisi yaparsın, vatandaşla yan yana getirmezsin. O Vali vatandaşla yan yana gelecek türden bir vali değil. Sağlıklı bir demokraside bu Vali görevden alınır. Hatta vali kendiliğinden istifa eder. Ama bizde ahlaki kurallar bu kadar gelişmedi. Halkına küfreden valiyi yerinde tutan başbakana ne denir? Onun ahlakı sorgulanmaz mı?"

-"Arınç düşüncesini daha net ifade etmek istiyor"-

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç arasında söylem farkları olduğunun ifade edilmesi ve Arınç'ın aktif siyaseti bırakma kararının hatırlatılması üzerine ise Kılıçdaroğlu, AK Parti'nin kendilerinin anladığı bir siyasi yapı olmadığını anlatarak bu alana fazla girmek istemediğini belirtti.

AK Parti'nin biat kültürüne, güce koşulsuz uyma kültürüne sahip olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, "Güç kimin elinde? Erdoğan'ın elinde. Arınç buradan arada bir çıkmak, düşüncesini daha net ifade etmek istiyor. Doğru bildiğini zaman zaman de söylüyor" değerlendirmesini yaptı.

Deniz Feneri olayında Arınç'ın olaya adı karışan Zahid Akman'ın istifa etmesi gerektiği yönünde görüş beyan ettiğini ancak Akman'ın istifa etmediğini anımsatan Kılıçdaroğlu, "Rüşvet gibi, yolsuzluk gibi hepimizi rahatsız eden konularda Arınç, hepimizin bir anlamda duygusuna tercüman oldu. 'O koltukta bunun oturmaması lazım' dedi. Toplum vicdanının sesi oldu" ifadesini kullandı.

Akman'ın istifa etmemesinin ardından Arınç'ın herhangi bir tepki vermediğini söyleyen Kılıçdaroğlu, buna benzer bazı olayların daha yaşandığını anlattı. Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Onun için bu parti bildiğimiz türden bir parti değil. Kültür demokratik değil. Demokratik kültürü olmayan bir partinin ülke yönetiminde görüş ayrılıkları çok su yüzüne çıkmaz. Burada bir patlama olmuş ki su yüzüne çıktı."

Gezi Parkı olaylarında da Başbakan Erdoğan'ın açıklamaları ile Hükümet Sözcüsü de olan Arınç'ı açığa düşürdüğünü ileri süren Kılıçdaroğlu, bir politikacının etrafında sağlıklı düşünen ve zaman zaman eleştiri getiren kişilerin bulunmasının önemli olduğunu aktardı.

Kılıçdaroğlu, "Sayın Arınç belki sağduyunun sesi olarak zaman zaman sesini yükseltti ama yükseltmesiyle kaldı" dedi.

 -"Bozulmayan ortaklık, suç ortaklığıdır"-

Başbakan Erdoğan ile Arınç arasındaki söylem farkının AK Parti içinde bir çatırdamanın ön sinyali olup olmadığı sorusuna ise Kılıçdaroğlu, şu yanıtı verdi:

 "Çatırdama olmaz. Bozulmayan ortaklık, suç ortaklığıdır. Her ortaklık bozulabilir ama suç ortaklığı ise kolay kolay bozulmaz. Bu ortaklık ise demokrasinin olmadığı bir ortaklıktır. Gücün egemen olduğu, diğerlerinin de bu gücün etrafında halka oluşturdukları bir yapı var. O nedenle bu yapı bizim anladığımız anlamda demokratik bir yapı değil. Dolayısıyla kolay kolay bozulmaz."

Bu yapının tehlikeli bir yapı olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin demokrasiden adım adım uzaklaşmasına yol açtığını da öne sürdü.

-"Sarıgül CHP'ye değil, CHP Sarıgül'e katıldı" eleştirileri-

Kılıçdaroğlu, "Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, CHP'nin İstanbul Büyükşehir belediye başkan adayı mı?" sorusuna ise "Bugün için hayır" yanıtını verdi.

Kemal Kılıçdaroğlu, Sarıgül'ün henüz aday adaylığını da açıklamadığını da hatırlattı.

Sarıgül'ün CHP üyelik kartını almak üzere CHP'ye gelişindeki kalabalık nedeniyle "Sarıgül CHP'ye katılmadı. CHP, Sarıgül'e katıldı" eleştirilerinin yapıldığının hatırlatılması üzerine de Kılıçdaroğlu, Sargül'ün kendisinin güçlerimizi birleştirelim çağrısına Türkiye Değişim Hareketi'nin bütün unsurlarıyla katılmasının sevindirici bir durum olduğunu kaydetti.

CHP'nin Gezi Parkı ruhunu yeterince kucakladığı kanısında mısınız?" sorusunu da yanıtlayan Kılıçdaroğlu, bu olaylarda gençlerin siyasetçilere ders verdiğini belirtti.

Kılıçdaroğlu, "Bizim parlamentoda türban olayı konusunda sergilediğimiz tutumun kaynağı gezi olayıdır. 'Ayrışmaya izin vermeyin' diyorlardı. Bu görkemli birlikteliği biz siyasetin içine taşımak zorundayız, zorundaydık" diye konuştu.
Bir süre önce CHP'ye katılan Mustafa Sarıgül'ün "bir proje" olduğu, önce İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı, ardından CHP Genel Başkanlığı ve sonrasında Başbakanlık hedefinin bulunduğuna yönelik iddiaların sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, kendisinin yolsuzluklar konusundaki duyarlılığının herkes tarafından iyi bilindiğini söyledi. Kılıçdaroğlu, Sarıgül'ün partiye gelmeden önce hakkında dava olup olmadığının incelendiğini ve bir şey bulunmadığını belirterek, "Eğer, AKP, bugüne kadar hiçbir işlem yapmayıp duruyor ve bugünden sonra 'Ben, Sarıgül ile ilgili yolsuzluk dosyalarını açacağım' diyorsa samimi bulmuyorum. Çünkü, yolsuzluk yapan adamın yolsuzluğunu sakladığnız andan itibaren, siz yolsuzluğun ortağısınızdır zaten" diye konuştu.






-"Hiçbir belediye başkan adayını ben belirlemeyeceğim"

Gürsel Tekin'in İstanbul Büşükşehir Belediye Başkan aday adayı olduğu ve Sarıgül için eleştirilerde bulunduğu hatırlatılarak, Sarıgül'ün de adaylığını koyması halinde nasıl bir çalışma yapılacağının sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, "Hiçbir belediye başkan adayını ben belirlemeyeceğim. Parti Meclisi onayladıktan sonra adaylıklar kesinleşecek. Eğer bir görev üstleniyorsanız, onun sorumluuklarını kabul edeceksiniz. Türkiye'nin içinde bulunduğu koşullar belli. Bu ülkede yurdunu seven, çocuğuna daha güzel bir Türkiye umudu taşıyan herkesin çalışması lazım. Küçük ayrıntılara takılmak, bize yakışmaz" değerlendirmesinde bulundu.



 
-Sosyal medya-

AK Parti'den sosyal medya için "6 bin kişi tuttuk" şeklinde açıklamalar geldiğini belirten Kılıçdaroğlu, bu kişilerin kendi görüşlerini değil, partinin belirlediği açıklamaları sosyal medyaya aktardığını ileri sürdü.

Siyasette zaman zaman sertleştiği eleştirisinin doğru olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, konuşmadığı zamanlarda ise parti tabanından "neden cevap vermiyorsun?" diye eleştiri aldığını kaydetti.

Kılıçdaroğlu, sosyal medyayı yeterince kullanamadıklarını ancak İstanbul'da 15-20 kişiden oluşan yeni bir sosyal medya grubu oluşturdukları bilgisini verdi.



-Hükümete dış politika eleştirisi-

Bir soru üzerine Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nu eleştiren Kılıçdaroğlu, Davutoğlu ile Türkiye'nin "mezhep eksenli" bir dış politikanın içine sürüklendiğini bunun da Batı tarafından artık fark edildiğini ileri sürdü.

Irak Başbakanı Nuri el-Maliki ile yaptığı görüşmeyi hatırlatan Kılıçdaroğlu, Maliki'nin "biz kapılarımızı açıyoruz, onlar pencereden girmek istiyor" dediğini aktardı.

Bakan Davutoğlu'nun Irak ziyaretine atıfta bulunan Kılıçdaroğlu, "Ne oldu bizim istediğimiz yola geldiler. Dışişleri Bakanı, Maliki'yle görüşmeye gitti. Dış politika iç politika malzemesi yapılmayacak kadar özel bir alandır. Başbakan ilişkileri düzeltmezse Ortadoğu'ya gidemez" açıklamasında bulundu.

Başbakan Erdoğan'ın bir torunun dünyaya geldiğinin ve adının "Ali Tahir" konulduğunun söylenmesi üzerine ise Kılıçdaroğlu, "Allah analı, babalı büyütsün. Güzel bir isim, Ali Tahir ismi. Ali İsmail olsaydı çok daha güzel olurdu. İsmail de çok güzel bir isim" dedi.

Kılıçdaroğlu, "İsmail" adını, Gezi Parkı odaklı eylemlerde darbedilen ve kaldırıldığı hastanede hayatını kaybeden üniversite öğrencisi Ali İsmail Korkmaz'ı hatırlayarak söylediğini belirtti.

-Barzani'nin Diyarbakır ziyareti-

Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Mesut Barzani'nin Diyarbakır'a bir ziyaret yapacağı ve Başbakan Erdoğan ile görüşeceği hatırlatılarak, ne düşündüğünün sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, "Sayın Barzani'nin Diyarbakır'a neden geldiğini bilmiyorum, ayrıntıları arkadaşlar bana aktarmadı, onlar da bilmiyor çünkü" cevabını verdi.

Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"Bu bir haber olarak çıktı ilk önce, sonra doğrulandı, Sayın Barzani Diyarbakır'a gelecek. Bugün gazetelerde yer alan haberlere, yorumlara baktığımızda 'Barzani'nin AKP tarafından iç politika malzemesi olarak kullanıldığı' şeklinde bir algı ortaya çıktı. Siyaset dünyasında da oluşan bir algı bu. Bir yönetici kendisini, özellikle dış politikada,  bir başka alana endekslememeli ve kullandırmamalı. Öyle anlaşılıyor ki Barzani bu tuzağa düştü.  Böyle bir olumsuz tablo var, bu olumsuz tablo nasıl yansır Türkiye'ye veya Türk siyasetine onu önümüzdeki günlerde göreceğiz. BDP'nin bir rahatsızlığı var, 'Diyarbakır'a geliyorsan neden bizim haberimiz yok' diye.  Tabii İbrahim Tatlıses'in oraya götürülmesi, Şivan Perver'in oraya gelmesi, düet yapmaları. Geçmişte birbirlerine karşı kullanmış oldukları çok ağır ifadeler, bunların tabii yenilip yutulması, bu noktaya gelinmesi gerçekten çok rahat hazmedilecek olaylar değil. Ama demek ki siyaset böyle bir şey, yani neden temiz siyaset istiyoruz, bu tür olaylarla karşılaşmayalım diye.

-"TOKİ tam bir yolsuzluk batağıdır"-

"Siz iktidar olursanız, TOKİ konusunda usulsüzüklerle ilgili CHP'nin bir harekat planı var mı?" sorusunu Kılıçdaroğlu, "TOKİ tam bir yolsuzluk batağıdır. Başbakana doğrudan bağlı bir kurum vardır Milli İstihbarat Teşkilatıdır. Bizim tarihimizde bir ilk yaşandı, MİT ile beraber TOKİ de Başbakan'a bağlandı. TOKİ, pek çok şeyde ihale yasasına tabi değil ki. TOKİ herhangi bir yerin planını değiştirebilir. Dünya kadar yolsuzluk raporları var. Savcı harekete geçiyor mu? Geçemez. Geçtiği andan itibaren o savcı da biliyor ki soluğu başka bir yerde alacak" diye yanıtladı.


 
YORUMLAR (1)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • Seçil15 Kasım 2013 08:55

    Kılıçdaroğlu dopğru dürüst bir politikacı sadece sesi kötü ancak söyledikleri belgeli ve gerçektir inanıp inanmamak halkımza kalmış.