BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaMakro Ekonomiİş gücü piyasası, göründüğü kadar sıkı olmayabilir----

İş gücü piyasası, göründüğü kadar sıkı olmayabilir

İş gücü piyasası, göründüğü kadar sıkı olmayabilir
08 Kasım 2022 - 15:50 www.finansgundem.com

İş gücü piyasasındaki sıkılık, Fed’in faiz oranlarını yavaşlatma ihtimalini artıran bir veri olarak öne çıkıyor. Peki genel kanaate göre oldukça sıkı durumda olan iş gücü piyasası, zannedildiği kadar sıkı olmayabilir mi?

FINANSGUNDEM.COM – DIŞ HABERLER SERVİSİ

Fed Başkanı Jerome Powell, dördüncü kez 75 baz puanlık faiz artırımına gidilen toplantıda iş gücü piyasasına vurgu yaparak izledikleri verilerin belki de en önemlisinin iş gücü piyasası verileri olduğunu gösterdi.

Finansgundem.com’un derlediği bilgilere göre, ABD’de genel kanaat iş gücü piyasasının oldukça sıkı olduğu yönünde. Bu da Fed’in faiz artırımlarında bir yavaşlamaya gideceği anlamına geliyor. Ancak veriler, nasıl ele alındığına göre, başka gerçekler de söylüyor olabiliyor…

Gevşeklik, enflasyonu uzak tutuyor

Harvard Business Review’dan Rand Ghayad, Carl Shan ve Yao Huang’ın haberine göre, Fed, geçen hafta Faiz oranlarını bir kez daha yüzde 0,75 oranında artırdı. Bu, enflasyonu dizginlemek için tasarlanmış bir dizi faiz artırımının sonuncusuydu. Şu anda ekonomiyi bekleyen soru, Fed'in yeterince ileri gidip gitmediği. Cevap ise iş gücü piyasasında ne kadar gevşeklik olduğuna bağlı gözüküyor. Fed, ücret artışının yüzde 2'lik enflasyon hedefiyle tutarlı bir düzeye gelmesine yetecek kadar gevşek bir iş gücü piyasası görmek istiyor. Fakat mevcut gevşeklik derecesini değerlendirmek sanıldığı kadar kolay olmayabiliyor.

LinkedIn verilerini kullanarak oluşturulan yeni ve daha geniş bir iş gücü piyasası sıkılığı ölçüsü, bu soruyu yanıtlamanın yeni bir yolunu sunuyor. Sonuç ise şaşırtıcı: İş gücü piyasaları, diğer göstergelerin bulguladığı kadar sıkı olmayabilir. Bu da, Fed'in faiz oranlarını çok daha hızlı yükseltme riski altında olabileceğini gösteriyor.

İş gücü piyasasındaki ‘gevşeklik’ fikri, işverenlerin mevcut çalışan arzına göre iş gücü talebindeki eksikliği ifade ediyor. Çok az sayıda çalışan bulunduğunda, şirketler çalışanları elinde tutmak ve yenilerini işe almak için ücretleri artırıyor ve böylece ücretler hızla yükseliyor. İş gücü maliyeti arttıkça şirketler de yüksek maliyetlerini tüketicilere yansıtmak için fiyatları yükseltiyor. Tüketiciler daha sonra enflasyon döngüsünü sürdürerek daha yüksek yaşam maliyetini karşılayabilmek için kendi işverenlerinden zam talep ediyor. Bu nedenle ekonomistler, fiyatları sabit tutmak için en azından bir miktar işsizliği gerekli görüyor. Çünkü iş gücü piyasasındaki bir miktar gevşeklik, enflasyonu ekonomiden uzak tutuyor.

Açık işlerin işsizliğe oranı bugün 1,85'in üzerinde seyrediyor. Bu da iş arayan her işsiz için yaklaşık iki iş ilanı olduğu anlamına geliyor.

İş gücü piyasasındaki durgunluğu ölçmek için ekonomistler uzun zamandır açık iş sayısının işsiz sayısına bölünmesi yöntemini kullanıyor. Bulgular, bu oranın, enflasyon tahmini söz konusu olduğunda geleneksel işsizlik oranından daha iyi performans gösterdiğini kanıtlıyor. Açık işlerin işsizliğe oranının daha yüksek olması, işverenlerin işçi bulmasını zorlaştırırken işçilerin ise iş bulmasını kolaylaştırıyor. Bu da iş gücü piyasasının daha sıkı olduğunu gösteriyor. Açık işlerin işsizliğe oranı bugün 1,85'in üzerinde seyrediyor. Bu da iş arayan her işsiz için yaklaşık iki iş ilanı olduğu anlamına geliyor. Bu oran, pandemi öncesi seviyesinden oldukça yüksek ve 2000 yılından bu yana yaklaşık 0,7 olan tarihsel ortalamadan da daha yüksek bir seviyeye işaret ediyor.

Reel ücret artışı neden düşük seyrediyor?

Ancak iş açıklarının işsizliğe oranı çok sıkı bir iş gücü piyasasının göstergesiyse, o zaman neden reel ücret artışı bu kadar düşük kalmaya devam ediyor? Bu anormalliğin olası bir nedeni, iş gücü piyasasının aslında o kadar sıkı olmamasıdır. Yani standart gevşeklik ölçüleri tüm hikayeyi anlatmıyor olabilir. Geleneksel önlemin iş gücü piyasasının sıkılığının derecesi için zayıf bir vekil olmasının ise birkaç nedeni olabilir. Örneğin, işverenler çalışanları işe alırken genellikle bir iş ilanı vermekten fazlasını yaparlar. Belirli bir iş için belirli gereksinimleri ayarlayarak belirli bir pozisyon için işe alım standartlarını değiştirebilirler veya işe almaya adadıkları kaynak miktarını değiştirerek pozisyonlarını daha hızlı doldurabilirler. Bu nedenle, sadece iş ilanlarına bakmak, doğru sonuçlar elde etmeyi engelleyebilir.

Mevcut veriler, işverenlerin açık pozisyonlarını doldurma yoğunluğunun iş döngüsü boyunca değiştiğini gösteriyor. Yani işverenler, ekonomi genişlediğinde boş pozisyonlarını doldurmak için en fazla çabayı gösterirken ekonomik gerileme ve belirsizlik dönemlerinde ise daha az çaba gösterme eğiliminde oluyor.

Geleneksel ekonomik ölçütün iş gücü piyasası sıkılığının gerçek derecesini yakalayamamasının bir başka nedeni de, işsiz insan sayısının, boş işleri dolduracak çalışanların mevcudiyeti için zayıf bir gösterge olması. Örneğin, iş ilanlarına başvuran birçok kişi halihazırda istihdam edilmektedir. Ancak standart ölçüt bunu hesaba katmaz. Dolayısıyla standart ölçü, iş gücü piyasasının sıkılığını olduğundan fazla tahmin edebilmektedir. Gerçekten de dikkatli bakıldığında, LinkedIn'in aktif iş arayanlarla ilgili verileri, durumun böyle olduğunu gösteriyor.

Aktif iş ilanlarının daha incelikli ölçümünde ise, işverenlerin işe alım çabalarındaki varyasyon da hesaba katılıyor ve ardından aktif iş ilanlarının sayısının aktif iş arayanların sayısıyla nasıl karşılaştırıldığına bakılıyor. İş gücü piyasasının sıkılığına ilişkin bu daha geniş perspektif, iş piyasasının sağlığının daha önce olduğundan daha kapsamlı bir şekilde değerlendirilmesini sağlıyor. Buna göre, 2022 yılı Ekim ayı verileri, LinkedIn'deki aktif iş ilanlarının aktif başvuru sahiplerine oranının 1.0 civarında olduğunu gösteriyor ve bu, ABD'deki her aktif iş arayan için 1 iş olduğunu gösteriyor.

LinkedIn'in İş gücü Piyasası Sıkılığı (Labor Market Tightness) göstergesi, LinkedIn'de yayınlanan aktif iş ilanlarının sayısının toplam aktif başvuru sayısına doğrudan bölünmesiyle hesaplanıyor. Aktif başvuru sahipleri, belirli bir ayda bir iş ilanına en az bir başvuruda bulunan üyelerden oluşuyor. Aktif iş ilanları, ayın son iş gününde açık iş pozisyonları stoğunun işe alım yoğunluğu endeksi ile çarpılmasıyla ölçülüyor. İşe alım yoğunluğunun arkasındaki fikir, işverenlerin boş işleri ne kadar aktif olarak doldurmak istediğini ölçmek olarak öne çıkyor. Burada ana fikir, gevşek bir iş gücü piyasasının işverenlerin genel olarak işe alımını kolaylaştırmasıdır. Bu nedenle, aynı işe alım oranını elde etmek için daha az işe alma çabası görmek gerekiyor. Bu yolla yapılan analiz ise, iş gücü piyasasının pandemi sırasında konvansiyonel iş açıklarının işsizliğe oranının ima ettiği kadar sıkılaşmadığını gösteriyor.

Daha az sıkı bir iş gücü piyasası ne anlam ifade ediyor?

Eğer standart iş gücü piyasası gevşekliği önlemleri, aktif olarak iş arayan herkesi yakalayamıyorsa, bu daha küçük çaplı bir parasal sıkılaştırmanın daha uygun bir seçenek olduğu anlamına geliyor. Başka bir deyişle, böyle bir durumda faiz oranlarının çok hızlı yükselmesi gerekmiyor ve beklenmiyor.

Enflasyonla mücadele, sıkışık bir otoyolda araba kullanmaya çok benziyor. Çok sert fren yapmak kaza riskini artırabiliyor ve sadece ekonomik yavaşlamaya değil, ekonomik durgunluğa da neden olabiliyor. Tahminlere göre, ABD iş gücü piyasası, iş ilanları ve işten ayrılmalar hala oldukça yüksek ve işsizlik de en düşük seviyelerdeyken, pandemi öncesi taban çizgisine göre hala sıcak çalışıyor.

Ancak unutulmamalı ki para politikası da önemli bir gecikmeyle çalışıyor. Parasal sıkılaştırmanın talebi düşürmesi zaman alıyor. Bu nedenle, son Fed sıkılaştırmasının henüz enflasyon üzerinde fazla bir etkisi olmaması şaşırtıcı değil. Bu son derece belirsiz ortamda, olası enflasyon tehditlerini kontrol altına almak ile finansal koşulların düzensiz bir şekilde sıkılaştırılmasından kaçınmak arasında bir denge kurmak kritik olacak gibi gözüküyor.

Dudley: Fed, iş gücü piyasasını gevşetme bağlamında bir şey başarmış değil

 

İş gücü piyasası ne zaman soğuyacak?

 

Üst üste gelen krizler iş gücü piyasalarını baskılıyor

 

Asıl sorun enflasyon değil, iş gücü

 

ABD'de küçük işletmelerin faaliyetleri geriledi

 

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)