BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaMakro Ekonomiİran’daki protestoların ekonomik arka planı----

İran’daki protestoların ekonomik arka planı

İran’daki protestoların ekonomik arka planı
18 Ekim 2022 - 18:50 www.finansgundem.com

İran’da yaşanan protestoların arka planı, Mahsa Amini’nin temsil ettiği özgürlük taleplerinin yeni olmadığını gösteriyor. Ancak uzun yıllara dayanan bu taleplerde, ekonomik anlamda geri kalmışlığın da etkisi bulunuyor.

FINANSGUNDEM.COM – DIŞ HABERLER SERVİSİ

İran toplumu, her ne kadar köklü bir devlet geleneğine ve toplumsal kültüre sahip olsa da, içine kapanık yapısı nedeniyle toplumsal öfke patlamalarına müsait bir zemin üzerinde duruyor. Son yaşanan protestolar da bu zeminden doğuyor ve sadece özgürlük taleplerine değil, ekonomik taleplere kadar geniş bir yelpazede kendini hissettiriyor.

Middle East Institute’te yayınlanan ve Nikolay Kozhanov’un kaleme aldığı yazı, İran’da bugün yaşanan protestoların ekonomik arka planına daha yakından bakıyor. İran’da uzun yıllara yayılan istikrarsızlığın siyasi ve toplumsal temellerinin yanı sıra ekonomik nedenlerine de değinen yazı, İran’da bir rejim değişikliğinin ve ardından gelecek derin ve geniş kapsamlı reformlar dizisinin İran için tek çıkış yolu olduğunu iddia ediyor.

Finansgundem.com’un derlediği yazı, İran rejiminin ve siyasetinin içine düştüğü çıkmaza da işaret ediyor. Yazısında İran toplumunun taleplerinde net ve ısrarcı olduğunu vurgulayan Katar Üniversitesi Körfez Çalışmaları Merkezi Araştırma Doçenti Nikolay Kozhanov, İran rejimi için okun yaydan çıktığını ve bundan sonrasının İran toplumu için yeni bir başlangıç olması gerektiğini savunuyor.

Mahsa Amini ve özgürlükler

İran'da devam eden protestolar, 22 yaşındaki Mahsa Amini'nin bir ay önce Tahran'daki bir hastanede, sözde ‘ahlak polisi’ tarafından başörtüsünü yanlış giydiği iddiasıyla gözaltına alındıktan sonra ölümüyle alevlendi. Hükümet, Amini'nin 16 Eylül'deki ölüm haberini, ahlak polisinin elindeki diğer vahşet kurbanlarının hikayeleri gibi susturmayı başaramadı ve bu İran toplumunda bir isyana neden oldu.

İran’da yaşanan protestoları günümüzün popüler huzursuzluğundan ayıran şey ise süresi ve etki alanıydı. 2017 yılından bu yana İran’da yılda en az bir büyük protesto gerçekleşiyor ancak protestolar nadiren bu kadar uzun sürüyor, bu kadar geniş bir coğrafyaya yayılıyor ve bu kadar büyük bir sosyal taban oluşturuyor. Mevcut protestolarla öncekiler arasındaki temel fark ise bu kez, protestocuların talepleri olarak öne çıkıyor.

Önceki protestolarda yer alan ekonomik şikayetler yerini rejimin dağıtılması da dahil olmak üzere siyasi bir geçişe bırakıyor gibi gözüküyor. Bununla birlikte, İran'ın kronik ekonomik sorunları, yıllarca toplumsal öfke ve kızgınlık yaratan ve mevcut kriz için verimli koşullar yaratan kayda değer bir zemin de yaratıyor. Protestocuların geçen ayki eylemleri, başka bir değişikliğe de işaret ediyor: Rejim adına derin bir meşruiyet krizi.

İran'ın ekonomik sorunları, protestocuların öfkesini teşvik eden ve ateşleyen bir atmosfer yaratıyor.

Enflasyon yüzde 50’nin üzerinde

Protestocuların sloganlarının ve tezahüratlarının açıkça ortaya koyduğu gibi, mevcut protestolar kesinlikle ekonomiyle ilgili değil, daha geniş anlamda rejime muhalefet ve onun siyasi ve sosyal baskısıyla ilgili. Yine de İran'ın ekonomik sorunları, protestocuların öfkesini teşvik eden ve ateşleyen bir atmosfer yaratıyor.

2022 yılında İran’da enflasyon yüzde 50'yi aşmış durumda ve bunun olumsuz etkilerine en çok İran toplumunun alt tabakaları maruz kalıyor. Hanehalkının satın alma gücü düşüyor. İran ekonomisinin büyüme hızı yavaşlarken fiyatlar ise istikrarlı şekilde artmaya devam ediyor. Ekonominin daralmaması ise büyük ölçüde yüksek petrol fiyatlarından kaynaklanıyor. Hükümetin ülkenin karşı karşıya olduğu ekonomik zorluklarla başa çıkmak için attığı adımlar ise yetersiz kalıyor. Yeni Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, bazı kritik eksiklikleri olsa da nihayet bir ekonomik reform planı devreye sokmayı başarsa da bu planın oldukça yetersiz kaldığı gözüküyor.

Yeni plana göre, gıda dahil temel malların ithalatı için kullanılan özel dolar kurunun kaldırılması, başka bir yolsuzluk ve israf kaynağını ortadan kaldırmasına rağmen, kaçınılmaz olarak ithal mallar için tüketici fiyat artışını teşvik etti. Doğrudan sübvansiyon ödemelerinin yeniden yapılandırılması kararı da uzun vadede ilgili bütçe yükünün hafifletilmesine yardımcı oldu ancak aynı zamanda enflasyon oranını da hızlandırdı ve bunu kontrol altına almak için alternatif bir mekanizma devreye sokulamadı. Aksine, hükümet, talep yokluğunda ihraç edilen tahvillerin hacmini istikrarlı bir şekilde azaltma yolunu seçti ve İran ekonomisine yapılan özel yatırımlar, hükümetin ekonomi politikalarına yönelik güvensizlik nedeniyle giderek azaldı.

Bankacılık sektörü de zor durumda kaldı. İranlı ekonomistlere göre, yüksek enflasyon oranları ve gelirlerdeki kayıplar, küçük işletmeleri ek kredi almaya teşvik ederken, bankalar ya finansal destek vermeyi reddetti ya da son derece yüksek faiz oranlarıyla destek verebildi.

Yanlış ekonomik model

İran tarafından desteklenen ‘direnç ekonomisi’ modeli, büyük değişiklikler olmadan uzun vadede sürdürülemez görünüyor. 2010-12 ve 2018 yıllarında yaptırımların uygulanmasından kaynaklanan ilk şokun ardından ekonomik durumunu istikrara kavuşturmayı başaran İran, bir üretim üssü geliştirme yeteneği sergileyemedi. Bu da İran ekonomisini yatırım yapmak, uzun vadeli yabancı banka kredileri kullanmak ve yeni pazarlara girmek gibi alternatiflerden yoksun bıraktı. İran'ın üretim üssünün bozulması, kaçınılmaz olarak ülkenin ekonomik kalkınmasının ve bütçe istikrarının önündeki ana engel haline geldi.

İran Cumhurbaşkanı Reisi de bir bakıma şanssızdı. Yaptırımların İran'ın ekonomik temelleri üzerindeki olumsuz etkisinin en keskin hissedildiği zamanda göreve geldi. 2019 yılından bu yana otomobil, gıda ve tekstil üreticileri de dahil olmak üzere İran'ın birçok endüstrisinde üretim, istikrarlı bir şekilde daralmaya devam etti. Bu eğilimler, ülkenin dış ticaretine doğrudan yansıdı. İran'ın ihracat hacmi hem değer hem de ağırlık açısından düşerken, ticaret dengesi (petrol ve gaz hariç) istikrarlı bir şekilde negatif büyüdü. Bu zorluklarla başa çıkabilmek için Tahran’ın, ABD ve müttefikleri tarafından kendisine uygulanan yaptırımların ağırlaştırdığı yapısal ekonomik sorunları çözmek zorunda kalması beklendi.

2010'lu yılların ortalarından bu yana İranlı hanelerin satın alma gücü ve gelirleri sürekli düştü.

Sosyal faktörler

İran’ın yavaş ekonomik büyümeyi bile sosyal kalkınmaya dönüştürmedeki başarısızlığı, uzun vadeli başka bir yapısal zorluk olarak öne çıktı. 2010'lu yılların ortalarından bu yana İranlı hanelerin satın alma gücü ve gelirleri sürekli düştü. Ayrıca, gıda dahil temel ihtiyaçlar için yapılan harcamalar da konut ödemeleri lehine azaltıldı. 2022 yılına kadar İran'da nüfusun yüzde 18,4'ü mutlak yoksulluk içinde yaşarken, tahminen yüzde 60'ı yoksulluk sınırında veya altındaydı.

İran toplumundaki en savunmasız iki grubu temsil ettikleri için genç kadınların mevcut protestoların yüzü olması ise şaşırtıcı değil. İranlı ekonomistlerin tahminlerine göre, kadınlarda işsizlik oranı yüzde 13, erkeklerde ise yüzde 7,2 civarında. 18-35 yaş arası gençler arasında ise bu rakamlar kabaca iki katına çıkıyor. Bazı diğer kaynaklara göre ise İran’da 15-24 yaş arasındaki işsizlerin oranı yüzde 77'ye dayanmış durumda. Bu oran, 7,1 milyon kişi anlamına geliyor. İran’da istihdamda da cinsiyet eşitsizliği bulunuyor ve her beş kadından sadece biri ekonomiye katılabiliyor.

Seçimlere düşük katılım

Yine de, kötüleşen ekonomik durum, benzeri görülmemiş protestoları ateşlemek için tek başına yeterli değildi. İran daha önce hızla yükselen fiyatlar ile karşı karşıya kalmıştı ve bu fiyatlar her zaman tüm ülkeyi etkileyen kitlesel protestolara yol açmadı. 2017 yılının sonlarından bu yana, yerel halkın çoğunlukla ekonomik ve nadiren de politik şikayetlerini yansıtan bir dizi küçük protesto gerçekleşmişti.

Negatif sosyal göstergeler de İran için yeni bir sorun değil. Yüksek işsizlik ve sosyal tabakalaşma, son birkaç on yıldır İran toplumunda sorun olmayı sürdürüyor. İran halkı İslam Cumhuriyeti fikrine olan inancını kaybederken siyasi faktörler gerçek katalizör oluyor ve İran'ın ekonomik sıkıntıları sadece mevcut protestoların zeminini hazırlamaya yardımcı olan etkenler olarak öne çıkıyor.

Geçersiz oy sayısının Reisi dışındaki herhangi bir adayın kazandığı toplam oydan daha fazla olduğu 2021 seçimlerindeki tarihsel düşük katılım ise aslında İran siyasi sistemine yönelik ilk uyarı işaretiydi.

Geçersiz oy sayısının Reisi dışındaki herhangi bir adayın kazandığı toplam oydan daha fazla olduğu 2021 seçimlerindeki tarihsel düşük katılım ise aslında İran siyasi sistemine yönelik ilk uyarı işaretiydi. Halk, hükümetin diğer popüler adayları diskalifiye ederek ve seçmenleri seçme hakkından mahrum ederek Reisi'nin zaferini garantiye almak için seçim ortamını temizleme kararını onaylamadı. Reisi yönetiminin geçen yılki başarısız sosyo-ekonomik politikaları, sadece olayların daha da ağırlaşmasına neden oldu.

Kırılma noktası

Asıl kırılma noktası ise Reisi'nin kadınların başörtüsü zorunluluğuna uymama ve gürültülü ev partileri düzenleme gibi ‘sözde suç’larla ilgili alanlarda İran halkını her türlü serbestlikten mahrum bırakma kararıydı.

Bu, halk ile hükümet arasında sözü edilmeyen bir anlaşmanın parçasıydı. Nüfus, bir dizi kuralı göz ardı etme hakkına sahip olması karşılığında ekonomik zorluklara göğüs gerdi. Bununla birlikte, Reisi’nin aşırı muhafazakar tavrı, bir tür güvenlik supabı işlevi gören bu anlaşmayı bozdu ve insanların sabrı taştı.

Şimdiye kadar protestoların yoğunluğu, Tahran'ın onları basitçe bastıramayacağını gösteriyor. Geçici olarak bastırılabilseler bile, er ya da geç İran siyasi sistemi değişiklik yapmak zorunda kalacak. Ayrıca, İran toplumundaki hoşnutsuzluğun genişliği ve derinliği, siyasi sistemin ekonomik veya siyasi alanda küçük reformlarla kurtulamayacağı anlamına da geliyor. Güveni yeniden kazanma şansına sahip olmak için, değişikliklerin derin ve geniş kapsamlı olması, İran'daki yaşamın tüm yönlerini etkilemesi gerekiyor gibi gözüküyor.

BM'den İran'a: Protestoculara orantısız şiddeti durdurun

 

İran, AB'nin yaptırımlarına karşılık verecek

 

İran'da protestolar sürüyor

 

Reisi: ABD İran'ı istikrarsızlaştırmaya çalıştı ama başarısız olacaklar

 

İran, protestyoya katılan öğrencileri ''psikoloji merkezlerine'' yatırdı

 

İran'da kısıtlamalar ekonomiyi kötü etkiliyor

 

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)